Kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Erhürman, diyalog kapsının açıldığını ifade ederek, yemekten çıkan sonucu görmezden gelmek veya tamamen önemsiz olduğu yorumunu yapmanın yanlış olabileceğini söyledi.
Erhürman, “BM Güvenlik Konseyi kararları orada durduğuna göre, kapsamlı çözüm için resmi müzakere olacaksa bunun zemininin iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayanan federasyon olacağı açık” yorumunu da yaptı.
Tufan Erhürman’ın paylaşımı şöyle:
“Bugün Düne Oranla Bir Adım İlerideyiz...”
Gayriresmi de olsa üçlü yemek önemliydi. Uzun bir aradan sonra iki taraf BM Genel Sekreteriyle aynı masada bir araya geldiler. Bu, diyalogun ve diplomasinin başladığının ve ilgili tüm tarafların da, öyle ya da böyle sürecin tamamen ölmesini tercih etmediklerinin göstergesiydi.
Yemekten sonra Sn. Guterres, Sn. Holguin Cuellar’ın yürüttüğü çalışma çerçevesinde iki taraf arasında ortak zemin bulunmadığının tespitini yaptı ki bu elbette yeni bir şey değil, malumun ilanıydı.
Bir süreden beri gündemde olan 4+1 veya 5+1 formatında toplantı konusunda yapılan açıklama önemliydi. Sn. Guterres bundan sonraki adımların tartışılması için “daha geniş bir formatta” gayriresmi bir toplantının yapılmasının Sn. Tatar ve Sn. Hristodulidis tarafından kabul edildiğini belirtti. İki tarafça yapılan açıklamalardan anlaşılan, Sn. Hristodulidis’in İngiltere’nin de katılımıyla 5+1’i, Sn. Tatar’ın ise İngiltere dışarıda bırakılarak 4+1’i tercih ettiği. Belli ki bu konuda tartışma bir süre daha devam edecek.
Bir diğer önemli nokta, “yeni geçiş noktalarının açılma olasılığı” konusunda Kıbrıs’ta Sn. Tatar ve Sn. Hristodulidis arasında görüşmeler gerçekleştirilecek olması.
Kısacası, uzun bir durgunluğun ardından hem Sn. Tatar ve Sn. Hristodulidis arasında, hem de garantör ülkelerden iki ya da üçünün de katılımıyla BM şemsiyesi altında (gayriresmi) diyalog ve diplomasi kapısı açıldı.
Buna Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler ve bölgedeki gelişmeler/ihtiyaçlar da eklenirse bu sonuç önemli bir adımdır.
Abartmak elbette doğru değil ama görmezden gelmek veya tamamen önemsiz olduğu yorumunu yapmak da en az onun kadar yanlış olur.
BM Güvenlik Konseyi kararları orada durduğuna göre, kapsamlı çözüm için resmi müzakere olacaksa bunun zemininin iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayanan federasyon olacağı açık.
Aynı şekilde, kapsamlı müzakere gündeme gelmeden önce, hem Kıbrıs’taki taraflar hem de başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere garantör ülkeler arasında gerçekleşecek diplomasi, diyalog ve işbirliklerinin sürece olumlu yansıyacağı da açık.
İşin özeti şu: Bugün düne oranla bir adım ileride olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz."