TC Milli Savunma Bakanlığı, Kıbrıs’ta Rumların Türklere yönelik soykırımı ve Barış Harekatı’nın 50. Yıl dönümü nedeniyle İngilizce alt yazılı bir belgesel hazırladı. Ancak belgeselde harekatın mimarı Başbakan Bülent Ecevit ile dönemin Başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan ve “Ayşe Tatile Çıksın” diyerek harekatı başlatan Dışişleri Bakanı Turan Güneş’e yer verilmedi.

1963’te Kıbrıs Türklerin uğradığı zulme kayıtsız kalmayan Başbakan İsmet İnönü de hiç anılmadı. Bakanlığın 55 dakikalık belgeselinde Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethi, İngiliz idaresine girmesi, Rumların Türklere yönelik insanlık dışı vahşeti, “Kanlı Noel” ve 1974’de Türk askerinin adaya barış getirmesi anlatılıyor. Belgeselde tüm bu dönemlere yer verilirken siyasi iradeden hiç söz edilmedi.

20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekatı’nın kilit isim ise dönemin Başbakanı CHP lideri Bülent Ecevit olmuştu. O dönem koalisyon hükümetinde Başbakan yardımcılığı görevinde MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Dışişleri Bakanlığı görevinde de CHP’li Turan Güneş bulunuyordu. Harekatta tüm askeri birlikleri yönlendiren Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda ise Orgeneral Semih Sancar vardı. Tüm dünya harekatı Başbakan Bülent Ecevit’in açıklaması ile öğrendi. Mehmetçik, Kıbrıs’ta destan yazarken binlerce Türk, Ecevit’in kararlı tutumu ile ölümden kurtuldu.

2.HAREKAT DA YER ALMADI

Ecevit tarihe, “Kıbrıs Fatihi” olarak geçti. Ancak 50’nci Yıl Belgeseli’nde Ecevit’in adı anılmadı.

CHP’li Dışişleri Bakanı Turan Güneş, 1. Kıbrıs Harekatı ardından yapılan Cenevre görüşmelerinde Türkiye’yi temsil etti. Belgeselde Güneş’in görüntüsü çok kısa bir süre ekrana gelmesine rağmen, adına yer verilmedi ve sadece “Dışişleri Bakanı” denildi.

2. Harekat ve “Ayşe Tatile Çıksın” parolasındaki rolünden de bahsedilmedi. Oysa 14 Ağustos günü 2. Harekat başlatıldı. Türkiye 17 Ağustos’ta adanın yüzde 38’ine hakim oldu ve harekat sona erdi, bugünkü sınırlar çizildi. 498 asker, 70 mücahit, 1672 sivil vatandaş şehit oldu. Ada’daki Türkler özgürlüğüne kavuştu.

DÜNYAYA ECEVİT DUYURDU

Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974 günü Rum EOKA örgütü lideri Nikos Sampson darbe yaparak Cumhurbaşkanı Makarios’u görevden uzaklaştırdı, yeni bir hükümet kurdu. Ada’daki Türklerin hayatı tehlikeye girdi. Türkiye garantör ülke olarak müdahale kararı aldı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit 20 Temmuz 1974 sabahı saat 06.20’de, “Biz savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz” diyerek harekatı bütün dünyaya duyurdu. Harekatının parolası ‘Ayşe Tatile Çıksın’ olarak belirlenmişti.

Ayşe, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızı Ayşe Ayata’ydı. 20 Temmuz sabahı Türk askeri Girne’ye havadan indirme ve denizden çıkarma yaptı. Savaş uçakları Rum mevzilerini bombaladı. Üç gün içinde Girne ve Lefkoşa’nın tamamı alındı ve ateşkes ilan edildi. Sampson görevi bıraktı, Yunanistan’da askeri rejim sona erdi. Ardından 2. harekat başladı. Mağusa ve Lefke de alındı. 17 Ağustos’ta Ada özgürlüğüne kavuştu.

ÖZUSLU’DAN TEPKİ

Öte yandan Türkiye'de Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan '50'nci Yıl' belgeselinde 1974'te 'adaya çıkma kararı'nı veren dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'ten ve Yardımcısı Necmettin Erbakan'dan tek söz dahi edilmemesi konusunda Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sami Özuslu’dan açıklama geldi.

Özuslu’nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

“NETFLIX Mİ DEMİŞTİNİZ?

Özel bir Yunan TV'si tarafından aylarıdır gösterilmekte olan 'Famagusta' adlı diziye dönük Netflix üzerinden fırtınalı tartışmalar sürerken, Türkiye'de Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan '50'nci Yıl' belgeselinde 1974'te 'adaya çıkma kararı'nı veren dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'ten ve Yardımcısı Necmettin Erbakan'dan tek söz dahi edilmediği iddiası ortaya atıldı. Sözcü gazetesi menşetten "Ecevitsiz Kıbrıs belgeseli olur mu?" diye sordu.

UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, CHP Genel Başkanı Özel’in sözlerine tepki gösterdi UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, CHP Genel Başkanı Özel’in sözlerine tepki gösterdi

Maalesef oluyor. TRT'nin 'Bir zamanlar Kıbrıs' dizisinde de pek çok 'olmaz' denilen şey olmuştu. Zaten hep böyle olmuyor mu on yıllardır?

Daha önce de yazdım: 'Famagusta'yı izlemedim, ancak 'biz hep mağduruz, onlar mazlum' felsefesinin okullarda, siyasette ve medyada egemen olduğu coğrafyalarda 'objektif tarih okuması' bulmak zordur. Bu yüzden 'gerçek barış'a ulaşmak için 'alternatif tarih' çalışmalarına destek verilmesi şarttır. Böylesi çalışmalar vardır, ancak devletler onları görmezden gelmeyi ve yerine 'tek yanlı' retorik koymayı tercih ederler.

Sözcü gazetesinin sorusuna gelince. Ben cevabımı vereyim: "Hayır, Ecevitsiz Kıbrıs belgeseli olmaz."

Peki ama Ersin Tatar'ın ve de Netflix'e öfke kusan diğer siyasilerin bu soruya yanıtı nedir?

Yoksa işlerine geldiğinde 'Kıbrıs fatihi' ilan ettikleri Bülent Ecevit'i ve Necmettin Erbakan'ı şimdi tarihten sildiler mi?

Gerçekten merak ettim.”