İsias Otel duruşmasında bir saatlik aranın ardından başlayan oturumda ilk söz alan sanık Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatı, iddia edildiği gibi, binanın hemen yıkılmadığını, aldıkları mobese kayıtlarında binanın 18’inci saniyeye kadar yıkılmadığının görüldüğünü söyledi.

Sanık avukatı, yan binanın duvarının hâlâ orada durduğunu ifade ederek, bunların da bilirkişi raporunda yer almadığını savundu; avukat, “Müvekkilim kendisi için bir otel yapmış, satmak için değil.” dedi. 

Bazı delillerden imtina edildiğini ifade eden avukat, Mehmet Fatih Bozkurt’un bu binanın yapılması sürecine dahil olmadığını, otelle ilgili her türlü kararın baba (Ahmet Bozkurt) tarafından verildiğini daha önce de söylediklerini, Adıyaman’da depreme ilişkin hiçbir mahkemede tutuklu kalmadığını, sadece bir simge olarak Bozkurtların tutuklu olduğunu savundu.

“Bozkurt’ların tutuklu kalması adalet anlamında son noktaya gelindiğini gösteriyor. Bu tutukluluk artık cezalandırmaya doğru gidiyor.” diyen Avukat, müvekkillerinin tahliyesini ve davanın kamu görevlilerinin dosyasıyla birleştirilmesini talep etti, davaların birleştirilmemesi halinde sürecin uzayacağını söyledi. Müvekkilinin olması gereken 4 tane ameliyat olduğunu da dile getiren Sanık Avukatı, veya kefalet dahil adil kontrol şartı konulmasını istedi. 

Sanık Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatlarından bir diğeri ise, müşteki tarafının iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, otelin altında otopark olmadığını, gerçeğin ortaya çıkması için çalıştıklarını söyledi.  Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından örneklerin alınması sırasında karot örneklerinin karıştığı yönündeki rapora rağmen müvekkillerine atfedilecek bir kusur olmadığını söyleyen Avukat, “Ortada bir delil yokken müvekkillerinin yaklaşık 21 aydır tutuklu olduklarını” savundu.

Yan tarafların binaların otelin üzerine yıkılması neticesinde yıkımın olduğunu, bitişik nizam binanın defalarca incelenmesini Savcılıktan talep ettiklerini, yaptıkları incelemeler ve dosyadaki delillerin otoparkın olmadığını, kolon kesilmediğini, kaçak kat denen kısmın binanın yıkmayacağını ortaya çıkardığını savunan Sanık Avukatı, tutuklama nedenleri için ortaya konulanların doğru olmadığını öne sürdü, tahliye talebini yineledi. 

Ahmet Bozkurt ve Fatih Bozkurt’un avukatlarından bir diğeri ise, “karotlar sayıldığında iki tanenin fazla çıktığını, karotlarda yanlışlık olduğunu, ilk etapta alınan karotların ‘iyi’, bir sonrakinde ‘biraz daha kötü’, daha sonra alınanların ise ‘farklı’ çıktığını, toplam 23 karotun bir tanesinin ‘arızalı’, 22 tanesinin ise ‘oldukça iyi’ çıktığını” söyledi. Sanık avukatı, “Değerlendirmenin hangisine itibar edeceğimize, hangisine etmeyeceğimize karar vermemiz lazım. Kaçak kat burayı gerçekten yıktı mı onun belirlenmesi lazım ki her iki raporda da kaçak katın binayı yıkmadığı söyleniyor.” diye konuştu, bu durumda Mehmet Fatih Bozkurt’un tutukluğunu gerektirecek bir durum olmadığını da savunarak, alınacak başka tedbirlerle tutukluluğun kaldırılmasını talep etti.

Başka bir sanık avukatı ise, kaçak kat iddiasını da kabul etmediklerini ifade ederek, binanın altında olduğu iddia edilen otoparkın da yan binaya ait olduğunu savundu. İddianamede yer alan tüm bulguların çürütüldüğünü öne süren avukat, müvekkillerinin kaçma şüphesi de bulunmadığına işaret ederek, diğer avukatların tahliye taleplerini yineledi. 

“Yaptığım tek şey, düşüncelerimi kaleme dökmekti” “Yaptığım tek şey, düşüncelerimi kaleme dökmekti”

Sanık Mehmet Fatih Bozkurt’un cezai sorumluluğu olmadığını, hukuki sorumluluğu olduğunu söyleyen avukat,  Mehmet Fatih Bozkurt’un eşi ve çocuğundan 21 aydır ayrı kalmasının son bulmasını istedi. Ahmet Bozkurt’un da prostat kanseri çerçevesinde ameliyat olması gerektiğinden sanık avukatları olarak tahliye talepleri olduğunu vurguladı. 

Bunun yanında, Sanık Halil Bağcı’nın avukatı da, müvekkilinin sadece teknik eleman olarak görüş belirttiğini, müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek beraatını talep etti. 

Mahkeme ara kararını saat 14.45'te açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.