Sosyal medyanın sesi Sosyal medyanın sesi

En çok ağırıma giden nedir bilirsiniz?

Bizim “aydın” geçinen büyük bir kesimin,

1955’den bugüne kadar yaşanan ve iki toplumu birbirine düşman eden olayların gerçekleşmesinde, hangi ülkelerin neler yaptıkları, iki toplum liderliğinin neler yaptıkları, artık belgeleri ile arşiv kayıtları ile gün ışığına çıkmasına rağmen;

Hala körü körüne 1950’lerde, 60’larda ve 74’de yaşananlarda kalmaları ve o günlerin bir daha yaşanmaması için ülkemizde çözüm ve barışa ihtiyaç olduğunu, “çözümsüzlüğün” her an patlamaya hazır bir bomba olarak kucağımızda taşındığını görememeleri...

Gerçekten çok acı..

(Ülker Fahri)

“Adalara gitmeyin mi dediniz?

Bu yıl adalara kayan turizm çok konuşuldu.

Gerek Türkiye’de gerekse Kıbrıs’ın kuzeyinde beklenen turizm hareketi olmadı. Sonuç olarak fatura hemen Yunan adaları ve oralara gidenlere çıkarıldı.

Turizm bakanları oraya gitmeyin, bize gelin, biz daha şeyiz diye açıklamalara başladılar.”

(Okan Dağlı)

Dıştan gelir getiren sektörlerimiz adeta can çekişirken biz refah artışı istiyoruz. Bu refaha nasıl erişeceğimizi ise bilmiyoruz; sadece istiyoruz!

(Hasan Erçakıca)

Omorfo istikrara yürürmüş. Ambulans yok, hastane yok, iş imkanı yok, narenciye yere düşer, bölgeden göç eden çok. Nasıl bir istikrarsa artık!

(Hüseyin Özbarışçı)

Milletin sırtını da vurun kemeri 900 tl olan bir fakir ihtiyaçlı olan bir ailenin elektriğini kestiniz birde yok Kıb-Tek bunu aldı yok bunu yaptı. Otellerden alabiliyor musunuz alacaklarınızı veya Ercan Havalimanın işletmecisinden. Fakire fukaraya keselim onlar zaten borç harç mecbur ödeyecek mantığındasınız. Çünkü kesemezsiniz otel elektriklerini gündüz kum güneş herşey beleş o zaman nasıl kesesiniz. Hamma humma beleş değil elektriği keserseniz beleş yeyemeyceksiniz. Doymakcaksınız be bu halkta size kalkıp seçim zamanı oy verirse bende birsey demiyorum…

(Tayfun Köksal)

Güneydeki Türk mallarının durumu! Görüldüğü gibi birçoğu gelişme alanlarının ya içinde veya hemen yanında bulunuyor. Özellikle Limasol ve Baf arasındaki malların çoğu Kıbrıslı Türklere ait. Özellikle denize yakın yerler. Larnaka'dan Tatlısuya kadar. Ayrıca Leymosun'dan Baf'a kadar, Poli ve Akamas'taki malların çoğu da Türk malıymış. Bu çalışmadaki rakamın biraz üzerinde olduğunu zannediyordum malların. Yaklaşık 470 bin dönüm. Güney'de kuzeyden daha fazla Türk malı vardı.

(Mete Hatay)