Bir tiyatro oyununun tekrar oynandığını gördük. Ancak Oyun tiyatro binasında değil, milletin YÜCE MECLİSİNDE oynanıyor. Hem de YÜCE dediği meclisi yerle yeksan edenlerin yine başrol oynadıkları oyunda. Kısaca nasıl açıklayalım bu durumu?İstenmediği halde o yerde oturmakta ısrar eden kişilerin karakterlerini?
- inatçı veya sınır ihlal edici olarak,
- başkalarının isteklerine ve sınırlarına saygı duymayan,
-kendi isteklerini diğerlerinin üzerine koymayı tercih eden,
- çoğu durumda kendilerini haklı çıkarmaya ve sonuçları önemsememeye eğilim gösteren,
-kişinin empati eksikliği,
-kontrolcü veya bencil olmak mı?
- iradeye saygısızlık mı?
HEPSİ
İtibar yoksunu olup mevki ile sadece SAYIN olmak isteyen zavallı bir kişilik olmaktan başka bir şey değil. Gerisini siz getirin
(Ahmet Özant)
İşgalci İsrail’in
Filistin’e saldırıları ,hatırlattıkları ve Mücahit Puanı!
Sabah ekmek fırınına gittim. Hiç ekmek kokusu insana Savaşı mı hatırlatır!
20 Temmuz-15 Ağustos 1974 tarihlerinde 25 gün ve sekiz yaşın gereği, sadece Gazimağusa Akkule'de Kum torbası doldurabildim. Sabah gün ağarırken çay kazanına su taşıdım. Ateşkes günleri Sultan Kıraner Amcamın evinde kaldığımız için Lozan Palas Sinemasının arkasındaki sokakta olan rahmetlik Ekmekci Derviş Dayımızın fırınında kardeşlerim Koralp ve Hasan’la ayak işleri yaptık...
Eh işte, biz de kendi çapımızda “Mücahit” olduk yani!
Benim gibi Savaşın dehşetini, ölüm korkusunu, çocuk yaşta hissetmiş, ölüme tanıklık etmiş olanlar için en güzel Puan; Yaşamaktır. Barıştır!
Geldiğimiz günlere bakınca;
Özgürlük için büyük bedeller ödeyen Kıbrıs Türkleri çok daha adil ve huzur içinde insanca yaşanacak bir hayatı hak ediyor aslında...Sağcısı solcusu birlikte mücadele verdi. Hiçbiri Vatanını puan için korumadı!Siyaset bu mücadeleyi bile kirletti…
Bence bu Mücahit Halkın mücadelesinin karşılığı, "Puan" değil,sadece verdikleri mücadeleye duyulacak tükenmeyen "Saygı" olmalıydı…
(Eralp Şerifoğlu)
Hedefi yanlış olsa bile, ülke içinden ve dışından gelen her türlü baskı ve tehdide rağmen dik duran, kıvırmayan, talebinde direten Zorlu Töre'yi tebrik ederim.
Darısı bu ülkede idareciyim diye böbürlenerek gezen diğer EMİR ERİ idarecilere.
Anlayan anlamıştır herhalde.
(Ufuk Çağa)