"İsias Davası" - ve aslında acısı - Kıbrıs'ın tümünü birleştiren belki de tek ortak duygu, hüzün ve isyan oldu.
Hepimiz öldük adeta...
Hepimizin en derinine işledi keder...
Yarıldık, sarsıldık, parçalandık.
"Otel" diye harcına kötülük katılmış bir yapının ve aslında, demokrasi ve medeniyet anlamında enkaza dönüşmüş bir ülkenin en ciddi sınavıdır, İsias Davası.
Bu acıyı daha da çoğaltmasınlar artık!
Yeter!
Planlı bir cinayetten cezasını kessinler katillerin…
Unutmak yok hiç birini...
Affetmek mümkün değil...
(Cenk Mutluyakalı)
İstikrar olanca haşmetiyle ben buradayım diyor. İstikrarlı bir şekilde zam kazıklarının kıynıkları yontuluyor. Dün bin liraya aldığınız bir aleti iki gün aradan sonra bugün bin üçyüz liraya alıyorsunuz. İstikrar ama ben buradayım ve serbest piyasa ekonomisinin yanındayım. Denetim denen şeyi hiç sevmiyorum diyor.
Akşam iki buçukta elektrikler istikrarlı bir şekilde kesildi. Sabah gelir dedik. İstikrarlı bir şekilde gelmem dedi. Saat 11.30 gibi Elektrik Dairesini aradık. 50 yerde elektrik kesintisinden dolayı gerçekten nazik bir hanım kızımız sordu. Sonra saatinize bakın üzerinde birşey yazılmı varsa bize söyleyin dedi. Baktık yazı mazı yok dedik. Notunuzu aldık bakacayız dedi. Adresi de söyledik.
Neyse istikrarlı bir şekilde ana baba, bacıya selam göndermedik.
İstikrar inşallah bizim kapıyı çalmaz derken 14.45'de kapı güm güm diye çaldı. Kapıyı açtık birde ne görelim. İSTİKRAR kapıda. ve elektriğin selamını getirmiş el sallayıp bay bay diyorlar.
Tabi sinir tavan yapınca İstikrarın şiş hanesinden girip küfürhanesinden çıktık.
Küfürhanemdeki küfür kokulu çiçeklerden bir demet santurlu küfürlü çiçeklerden bir buket hazırlayıp gönderdim.
Pek dua ile aram iyi değil ama o an dua edeceğim tuttu. Hükümet olarak yeteneksiz yandaşlarınızı da alarak gidişiniz olsun bir daha dönüşünüz olmasın. Siyasi mevta mezarlığındaki yerde inşallah tez zamanda yeriniz hazırlanır da İSTİKRARLI bir şekilde orada rahat uyursunuz duasını ettim
(Taner Ulutaş)
Devlet okullarının Özel okullar karşısında ezildiği.
Devlet hastahanelerinin , Özel Hastahaneler karşısında ezildiği,
Fakirin zengin karşısında ezildiği,
Eğitimli insanın cahil karşısında ezildiği,
Namuslunun namussuz karşısında ezildiği bir düzen yaratıldı…
Bütün bunlar yetmezmiş gibi ülke toprakları azar azar yabancılara satılıyor. Ülke savaşmadan işgal ediliyor.Topraklarımız, kurumlarımız batırılıp satılırken, milliyetçiler alkış tutuyor!
Bu ne yaman çelişkidir!
Böylesi bir riyakarlığı tarih görmedi.
(Eralp Şerifoğlu)
Savunma avukatı:
Adıyaman’da 50 bin kişi öldü, siz 72 kişinin hesabının peşindesiniz….”
İnsan desem, değil…
Vicdan desem yok…
Avukatın savunma hakkı da bir yere kadar…
Ve evet, her insan kıymetlidir, siz kendi insanınızın kıymetini bilmiyorsanız bu sizin cibilliyetsizliğiniz, vicdansızlığınız…
72 canın hesabını soracağız… Sonuna kadar da
(Hüseyin Ekmekçi)