Hasta ve kambur…

Sosyal Medyanın Sesi Sosyal Medyanın Sesi

74’ten sonra buraya gelip, Türkiye’de olsa rüyasında bile göremeyeceği mevki makama Kıbrıs sayesinde ulaşan şahsiyet böyle buyurmuş.

Burası hastaysa hastalık nerden gelmiştir?

KKTC kurulmadan önce Federe Devlet mühürüyle dünyayla ticaret yapan, ayakkabıdan makarnaya kadar geniş bir yelpazede üretim yapan toplumu "Biz size bakarız." "Merak etmeyin sadece İstanbul’un bir mahallesine satsanız aynıdır." deyip tembelliğe iten kimdir?

"Türkiye’den para gelmeden hiçbir şey yapamazsınız" demiş. Türkiye’nin sermayesinin burdan ettiği gelir nedir, kuzeyin hava sahası kullanımından edilen gelir nedir, lütfen onları da açıklasın.

Gerçekten kambur olsak şu ana kadar çoktan satılmıştık.

Geçmişte örneği vardır...

(Hamit Sakallı)

Hayat EMPATİ kurma sanatıdır.

"Bir kendi gözünle gönlünle bak,bir de karşıdakinin gözüyle gönlüyle bak"

İşte o zaman dünya yaşanır bir hale gelecek,ben değil,biz olmayı öğreneceğiz.

(Hüseyin Cumaoğlu)

AB YAĞMACILIĞI VE PEŞKEŞİ: Uluslararası hukuk bu olsa gerek!.. Avrupa Parlamentosu, Avrupa'da el konulan taşınır - taşınmaz Rus varlıklarından Ukrayna'ya 35 milyar avro kredi verilmesini onayladı... AB bir yandan, Rusya sınırları dışındaki Rus taşınır ve taşınmaz değerlerine el koyuyor, bir yandan da bu el koyduklarını Rusya ile savaşmakta olan o ülkeye peşkeş çekiyor... Rus'un malı, kurşun, füze ve bomba olarak Ukrayna namlularından Rusya'ya yağıyor... Böylelikle batırılan, mahvedilen, iflasa itilen kaç Rus intihar etmiştir ve etmektedir... Rus mal varlıklarına karşı bu denli yağmacı ve peşkeşci davranan bu AB, Kıbrıs'ta ise 1963'ten 1974'e 11 yıl süreyle yağmaladığı Türk mallarından zengin olan Kıbrıs Rumu'na arka çıkıyor ve 11 yıl süreyle ve hatta 1974'ten sonra da eline geçirdiği Türk mallarından doyumsuzca nemalanmalarını olağan sayarak, KKTC'deki Rum mallarına dair fırtınalar koparıyor.. Kıbrıs sorunu bir türlü çözülemiyor ise bunda işte bu acımasız ve ahlâksız çifte standartçılığın çirkin rolü çok büyük... AB kanatları altında kollananlar için, her türlü hukuksuzluk mubahtır..

(Ahmet Tolgay)

Şaranpole yuvarlanacak olan Türkiye'yi düşmanın elinden alıp düz yola koyan ve alın size yeni bir devlet ve onu daha da yüceltin deyip hatta bu devletin başına birşey gelirse diye de oraya böyle bir durumda ne yapılması gerekir diye anlatımını yaptığı hitabesini bırakan Atatürk ve şimdi tam da onun gençliğe hitabesinde anlattıkları bir bir gerçekleşirken ve Türkiye Cumhuriyeti büyük bir oyunun içine sokulup bu büyük oyunun içinde yavaş yavaş istenilen kıvama getirilirken iktidar ve muhalefet adeta el ele vermiş ,düşmana karşı savaşmak ne demek bizzati onun oyununu oynayan figüran rolünde istediklerini tıkır tıkır yaparken halkımız kendi sonunu bir tiyatro izleyicisi gibi izliyor tıpkı rahmetli Aziz Nesin Ustanın

" Dur bakali ne olacak" öyküsünde anlattığı gibi.

(Hasan Mullaoğulları)