Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD), Avrupa Birliği finansmanıyla sürdürülen “Çünkü Ben Önemliyim” projesi kapsamında hazırlanan “Toplumsal Cinsiyet Farkındalığı” el kitabını tanıttı.

KAYAD binasında düzenlenen tanıtımda, KAYAD Başkanı Meral Akıncı ve AB Destek Ofisi AB Projeleri Sorumlusu MichaelaForesti proje hakkında bilgi verdi.

KAYAD Başkanı Meral Akıncı, KAYAD’ın kadına yönelik her türlü ayrımcılığı önlemek ve kadının toplumdaki profilini güçlendirerek toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için kurulan bir sivil toplum örgütü olduğunu belirterek, KAYAD’ın farklı projeler, eğitimler ve araştırmalarla Kıbrıslı kadının toplum hayatındaki katılımını artırmayı ve zenginleştirmeyi amaçladığını söyledi.

“Tüm dünyada kadınlar gelir ve eğitim düzeyleri ne olursa olsun, en yakınları tarafından şiddete maruz bırakılmaktadır” diyen Akıncı, buna karşın yakın zamana kadar aile içi şiddetin bir tabu olarak görülüp kamusal alanda konuşulmadığını ve tartışılmadığını vurguladı.
Akıncı, KAYAD’ın AB’nin kısmi destek verdiği bir proje sonucunda Karpazbölgesinde, her iki kadından birinin şiddete uğradığının gözler önüne serildiğini belirterek, kadınların aile içi şiddet nedeniyle hayatlarını kaybettiklerinin, çalışma ve toplum hayatından zorla koparıldıklarının bilindiğini ifade etti.

“AİLE İÇİ ŞİDDET MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİL, SOSYAL-KÜLTÜREL BİR SORUNDUR”

Kadına kendi evinde gösterilen şiddetin, insan onuruna yapılan bir saldırı, kişinin en temel insan haklarının ihlal edilmesi anlamına geldiğini kaydeden Meral Akıncı, “Aile içi şiddet münferit bir olay değil, sosyo-kültürel bağlamda bir sorundur ve gelişmiş ülkelerde bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmekte; önlenebilmesi için de tedbirler geliştirilmektedir” dedi.

Aile içi şiddet olaylarının hasıraltı edilip toplum içinde çok fazla dile getirilmese de, neredeyse her evin içinde yaşanan bir insan hakları ihlali olduğunu kaydeden Akıncı, bu durumun sadece şiddete maruz kalanların değil herkesin sorunu, vicdani sorumluluğu olduğunu vurguladı.

KAYAD Başkanı Akıncı, şiddeti engellemek için yasal değişiklik ve düzenlemelerin yanı sıra, kişilerin farkındalığını artırıcı bilgilendirme çalışmaları ve kampanyaların da düzenlenmesinin elzem olduğunu dile getirerek, “İnanıyorum ki, ülkemizde kadının statüsü arttıkça demokrasi, sosyal adalet ve ilerleme de aynı oranda artacaktır” dedi.

“HAKSIZLIĞI BİLİP BOYUN EĞMEK YENİ HAKSIZLIKLARI ÇOĞALTIR”

Kadınların erkeklerle eşit hak ve özgürlüklerle yaşayabilmeleri için öncelikle kadınların bu eşitlik bilincini kendi kişiliklerine yerleştirmiş olmaları, sonra da haklarının bilincinde olmaları gerektiğini anlatan Akıncı, “Haksızlığı bilmek ve boyun eğmek, yeni haksızlıkları çoğaltır, haksızlık yapanları cesaretlendirir. Haklarımızı bilmezsek haksızlık yapanlara boyun eğmiş oluruz. Yasalardan kaynaklanan haklarımızı öğrenmemiz ve kullanabilmemiz gerekir. Haksızlığa karşı durabilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz, cesur olmalıyız. Bilinçlenirsek kendimizi ve yakınlarımızı korumuş oluruz” şeklinde konuştu.

“ÇÜNKÜ BEN ÖNEMLİYİM”

Akıncı, “Çünkü Ben Önemliyim” projesi kapsamında hazırlanan ‘Toplumsal Cinsiyet Farkındalığı El Kitabı" ile toplumsal cinsiyet kavramlarını, ülkedeki aile içi şiddet oranlarını ve şiddete uğrayanların başvurabilecekleri makamları bir araya topladıklarını, sade, en anlaşılır şekilde sunmaya çalıştıklarını söyledi.

Bu kitabı okuyarak kadınların istatistiksel olarak şiddetin var olduğunu ve nelerin şiddet olduğunu öğreneceğini belirten Akıncı, “Okuyunuz öğreniniz, öğretiniz, sonraki nesillere aktarınız. Önce bireyleri, sonra aileleri bilinçlendirelim ki toplum da değişsin” dedi.

Akıncı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği El Kitabı’nın ücretsiz olarak KAYAD binasından, proje ortağı Tatlısu Belediyesi’nden, Yenierenköy, Dipkarpaz, Büyükkonuk, İskele ve Mehmetçik Belediyeleri ile Sosyal Hizmetler Dairesi ve şubelerinden edinilebileceğini belirtti. Akıncı, kısa sürede kitapçığın İngilizcesini de hazırlayacaklarını açıkladı.

FORESTI: “SUÇLULARIN CEZALANDIRILMASI ZORUNLU”

AB Temsilcisi MichaelaForesti ise, AB olarak şiddete karşı çıkan böylesi bir projeye finansman sağlamaktan mutlu olduklarını belirterek, şiddete maruz kalan kadın ve çocukların haysiyetli bir şekilde temel insan haklarından yararlanabilecekleri bir yaşam sürebilmelerini garanti altına alacak çabaları güçlü şekilde desteklemeye hazır olduklarını ifade etti.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için tüm tedbirlerin alınması, şiddete maruz kalanların korunarak suçluların cezalandırılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Foresti, eğer kadına yönelik cinsel şiddetler görmezden gelinirse asla gerçek bir eşitlikten bahsedilemeyeceğini söyledi.

Foresti, Avrupa Komisyonu’nun bu konudaki desteklerinin devam edeceğini ancak şiddete uğrayan kadınların haklarını savunmanın herkesin görevi olduğunu belirterek, “Kimsenin aksi için bir mazereti olamaz, bir problemi görmezden gelmek onu ortadan kaldırmayacaktır. Harekete geçmezsek suça iştirak etmiş oluruz” dedi.

Toplumsal Cinsiyet Farkındalığı el kitabının yapılacak birşeyler olduğunun bilinmesine araç olacağını kaydeden Foresti, projeye katkıda bulunan herkese teşekkür etti.