18 MART ÇANAKKALE ZAFERİNİN 109. YILDÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ
Çanakkale Şehitlerimiz, anavatanımız Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de de adanın dört bir yanında , Lefkoşa, Girne, Gazimağusa , Güzelyurt, İskele, Lefke ve Boğaz şehitliğinde yapılan törenlerle anıldı, konuşmalar yapıldı, şiirler okundu.
Çanakkale Cephesinin açılmasında İtilaf Devletlerinin amacı, Rusya ile bağlantılarını sağlayarak, Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmaktı. Şubat 1915 tarihinde düşmanın Çanakkale Boğazı’na saldırılarının başlamasının ardından 18 Mart 1915 tarihinde en güçlü saldırılar gerçekleşmiştir. Bu saldırılara karşı Osmanlı ordusunun savaş stratejisi olarak Çanakkale Boğazı’na döşediği mayınlar ile düşman donanmasında ağır kayıplar verilmesini sağlamıştır.
Donanma için büyük öneme sahip olan Nusret Mayın Gemisi’nin batırılması ile İtilaf Devletleri birlikte bozguna uğratılmış ve deniz saldırısından vazgeçmek zorunda bırakılmışlardır. 25 Nisan 1915 tarihinde ise Gelibolu Yarımadası’nda karadan çıkarma yaparak saldırıya devam etmişlerdir. Ancak Osmanlı Ordusu ile birlikte büyük Türk milletinin büyük mücadelesi sonucunda büyük bir mağlubiyete uğramışlardır. Gerilere dönüp baktığımızda toplamda üç kez kara çıkartması gerçekleştiren İtilaf Devletleri üçüncü yenilgi sonrasında Aralık 1916’da Gelibolu Yarımadası’ndan çekilmek zorunda kalmışlardır..
.. Zorlu bir savaş olan Çanakkale Savaşları Türk tarihinde destan olarak nitelendirilmektedir. Güçlü bir donanmaya sahip olan İtilaf Devletlerine karşı daha zayıf bir ordu ile çok büyük bir zafer elde edildiğinden Türk milletinin kazandığı bu zafer tarihe geçmiştir. Türk tarihine damga vuran Çanakkale Savaşları, adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Türk milleti bu savaşta pek çok kardeşini ve yakınlarını kaybetmiştir. Ancak neticede birlik ve beraberlik içinde hareket eden Türk milleti büyük bir zafer kazanmıştır..
..İtilaf Devletleri Donanmaları 18 Mart 1915 tarihinde Osmanlı Ordusu tarafından bozguna uğratılmıştır ve de Çanakkale Savaşı’nın Deniz Savaşı bölümü sona ermiştir. Gelibolu Yarımadasına yapılan kara çıkartmaları yine Osmanlı Ordusunun büyük çabası ile bertaraf edilmiştir. İtilaf Devletlerinin Askeri Birlikleri 19-20 Aralık 1915 Anafartalar ve Arıburnu’ndan, 9 Ocak 1916’da da Seddülbahir’den çekilmesiyle büyük bir yenilgiye uğramıştır..
.. Bu gelişmelerle I. Dünya Savaşının gidişatı değişmiştir. Bu savaş batılı ülkelerin beklentilerinin tersine gelişmelerle sonuçlanırken Çarlık Rusya’sının çöküşünü hızlandırmıştır. Bu savaşın sonucunda İngiltere’de yönetim değişikliği olmuştur.
Bu zaferle Türk tarihine büyük bir destan olarak yazılmış ve Anadolu toprakları ve Boğazların Türklerin hakimiyetinde kalması sağlanmıştır..
..109 yıl önce 18 Mart 1915 sabahı Birleşik Donanma Çanakkale Boğazı’na girdi. Dünyanın yenilmez ve önünde durulmaz donanmasının karşısında yokluklar içinde savunma yapan Osmanlı Ordusu vardı. 7 saat süren çarpışmalarda Birleşik Donanma; güçlerinin üçte birini yitirdi. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini anlayınca daha fazla kayıp vermeyi göze alamayan komutan geri çekilme emri vermek zorunda kaldı. Her yıl 18 Mart’ta kutladığımız Çanakkale Zaferini Nusret Mayın Gemisi sadece elde kalan 20 mayınla başarmıştı..
..1912’de Almanya’da inşa edilen Nusret Mayın gemisinin Torpil Komutanı olan Nazmi Akpınar, Rusların ve Fransızların döküntülerinden topladıkları mayınlarla elde ettikleri başarıyı şöyle anlatıyor: “Düşmanın bilmediği yeni ve gizli bir Torpil hattı kurmak gerekiyordu. 17 Mart gece yarısından biraz sonra hareket ettik. Her taraf zifiri karanlıktı. Gemide tek bir ışık bile yakmıyorduk. Bu yolculuğumuz çok tehlikeliydi. Düşman tarafından görülüp batırılmak tehlikesinden başka, karanlıkta daha önce döktüğümüz torpillerden birine çarpmak da vardı. Düşman, Boğaz girişinde gemileriyle karakol oluşturmuştu..
..Gecenin karanlığı içinde düşmana hissettirmeden onların yanına kadar sokulabilirdik. Düşman Gemilerinin hemen yanı başında bulunabiliyorduk. Var olan 20 Torpilimizi serpme olarak ve hiçbir gürültü çıkarmadan düşman gemilerinin manevra yapacakları bu sahaya dökmeyi başardık, sabaha bir şey kalmamıştı. Hava neredeyse aydınlanacaktı..
..Anadolu ve Rumeli yakasındaki istihkamlarımızı dövüp düşürecekler ve kendilerince mayından arınmış olduğu bilinen yerden boğaza gireceklerdi. Anadolu yönünden saldırıya geçen düşman gemileri daha hücuma başladıkları ilk anda bizim gizli torpil hattımıza düştüklerinden birden bire bu torpillere çarpıp kayıp vermeye başladılar. Düşman hiç ummadığı bu durumdan neye uğradığını anlayamamıştı..”
..Denizde yenilgi ile yaralanan İngilizler ve Fransızlar bunun üzerine daha büyük bir güç yığınıyla karaya çıkacaklardı. Olmayan bir birliğe atanan Mustafa Kemal 18 Mart Deniz Zaferini, Çanakkale Destanını karada taçlandıracaktı. Anafartalar’da yaşanacaklar Türk Kurtuluş Savaşının ön karşılaşması rövanşı olacaktı. Kaynak: Yaşar Öztürk, Çanakkale Destanı, Bütün Dünya , s.17-20, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Mart 2020
Çanakkale Zaferi vatan topraklarını korumak için şahlanan bir milletin bağımsızlık ve egemenlik aşkının ibret verici kahramanlarının destanıdır. Vatanı korumak için cesaret ve kahramanca savaşan kahraman Mehmetçik, tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” sözünü haykırdı. Boğazı denizden geçemeyen İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’nı işgal ederek geçmeye çalışacaklar, dokuz ay süren ve iki taraftan toplam yarım milyon zayiata neden olan kara muharebelerinde karşılarında Mustafa Kemal’i bulacaklar ve burada da yenileceklerdir.
O günde büyük Türk milleti; gerçekleştirmiş olduğu direnişiyle vatanını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumaktaki kararlılığını, Çanakkale Deniz ve Kara Savaşlarında dünya kamuoyuna duyuruyordu.
Türk milletinin karada ve denizde kararlı direnişi ile İngiliz, Anzak ve Fransız Askeri Kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını geçemediler ve de ağır kayıplar vererek geri çekilmek durumunda kalmışlardı. O günde Türk Silahlı Kuvvetleri siperlerde emperyalizme karşı ayrı bir destan yazmıştır. O günde kahraman Türk askerleri destansı bir mücadele vererek tarihe geçmişlerdir.
O günde büyük Türk Milleti , Çanakkale Geçilmez derken çoğu liseli ve üniversiteli olan gencini feda etmiştir. O günde Mustafa Kemal: “Ben Size Savaşmayı Değil, Ölmeyi Emrediyorum” demişti.
Geriye dönüp bakacak olursak 18 Mart 1915 sabahı Birleşik Donanma Çanakkale Boğazına girdi. Dünyanın yenilmez ve önünde durulmaz donanmasını karşısında yokluklar içinde savunma yapan Osmanlı ordusu vardı. 7 saat süren çarpışmalarda Birleşik Donanma güçlerinin üçte birini yitirdi. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini anlayınca daha fazla kayıp vermeyi göze alamayan komutan geri çekilme emri vermek zorunda kaldı. Her yıl 18 Mart’ta kutladığımız Çanakkale Zaferini Nusrat Mayın Gemisi sadece elde kalan son 20 mayınla başarmıştı. Kaynak: Yaşar Öztürk, Çanakkale Destanı, Bütün Dünya, s.19, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Mart 2020
Netice itibarıyla Çanakkale Zaferi, Türk milletinin kaderini değiştiren Çanakkale’deki kahramanlık destanı, tarihe altın harflerle yazılan bir şeref abidesi olurken, Türk Kurtuluş Savaşının kıvılcımını ateşledi.
19 Mart 2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; Çanakkale Zaferinin 109. Yıl dönümü nedeniyle adanın dört bir yanında törenler düzenlendi. 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla Boğaz Şehitliğinde düzenlenen törende şehitliğe çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan törende, günün anlam ve önemini belirten konuşma yapan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığından Üsteğmen Muhammet Reha Keleş “Çanakkale Zaferinin destansı bir zafer olduğunu belirterek, bu zaferin, milletin kahramanlığının Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir mihenk taşı olduğunu” söyledi.
Törende Anıtkabir’e konulmak üzere Boğaz Şehitliği’nden alınan toprak, KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar tarafından Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na teslim edildi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar şehitlik defterine şunları yazdı: “Canlarını vatanları uğruna feda etmiş siz değerli şehitlerimiz, Büyük ve emsali görülmemiş bir mücadele ile işgalci, emperyalist güçlerin ordularına karşı, Türk ulusunun destan yazdığı Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıl dönümünde sizin huzurunuzdayız. Türk ulusunun, özgürlük ve bağımsızlığından hiçbir hal ve koşulda vazgeçmeyeceğinin, esaret altında yaşayamayacağının, kahramanlığının en büyük abidesi ve göstergelerinden biri olan, canınızı feda ederek kazandığınız Çanakkale Zaferi, bu toprakları vatan yapabilmemizin de temelini oluşturmuştur..
..Bu topraklarda kendi devletimizin çatısı altında ve bayraklarımızın gölgesinde özgür ve egemen olarak yaşıyorsak bunu, siz aziz şehitlerimize borçluyuz. En büyük ve en kutsal görevimiz, bize bıraktığınız değerleri ve emanetleri korumak, devletimizi sonsuza dek yaşatmak size olan en büyük borcumuzdur. Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Sizi unutmadık unutturmayacağız. Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun” dedi.
Sonuç olarak; Çanakkale Savaşları, Batılı ülkelerin düşüncelerini aksine tersine gelişmelerle sonuçlanmış ve de boğazların Türkler hakimiyetinde kalmasını sağlamıştır..
Yıllarca devam eden Türk İstiklal Savaşının ardından 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edilirken Mustafa Kemal de oy birliğiyle ilk Cumhurbaşkanı seçildi ve de 30 Ekim 1923 tarihinde İsmet İnönü tarafından Türkiye Cumhuriyetinin ilk hükümeti kuruldu.
Türk tarihinin en gurur verici zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferinin 109. Yıl dönümünde mutluyuz, gururluyuz.
..Türkiye Cumhuriyetinin önsözü olan Çanakkale Zaferinin 109. Yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde bir kez daha Çanakkale’de vatan için canları pahasına savaşan, Çanakkale’yi geçilmez kılan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kahraman Mehmetçiklerimizi, 215 kg ağırlığındaki top mermisini sırtlayarak, topu namlusuna süren efsane kahraman Seyit Onbaşı’yı, Sırrı Bey’i, 57. Piyade Alayı Şehitlerimizi, Kınalı Hasanları, yüzlerce Liseli, Üniversiteli tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyorum, saygıyla selamlıyorum..
Türkiye Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa. Ne Mutlu Türküm Diyene..