Bu gelişmelerin ardından 1 Nisan 1955’te EOKA tedhiş örgütü bombalarını patlatarak İngiliz Yönetimine ve Kıbrıs Türk halkına karşı silahlı faaliyete geçecek ancak bugün kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk Halkı büyük mücadeleler verecekti. O günde “Self-determinasyon” hakkına sahip çıkan Kıbrıs Türk Halkı önce “Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” derken ilerleyen günlerde de“Ya Taksim Ya Ölüm” diyecekti.
Bu gelişmelerin ardından 5 Şubat 1959’da Zürih’te Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı EvangelosAverof arasında başlayan görüşme sürecinde1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda; 5 Şubat 1959 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes, Yunanistan Başbakanı Karamanlis, Yunanistan Dışişleri BakanıEvangelosAverof ve Türkiye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun bir araya gelmelerinin ardından Kıbrıs’ın statüsünün ve anayasasının dayanacağı ilkeler üzerinde anlaşmaya varmaları üzerine 11 Şubat 1959 Zürih Anlaşmaları imzalandı.
11 Şubat 1959 Zürih Anlaşması; “Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın temel yapısı ile ilgili Anlaşma”, “İttifak Anlaşması” ve “Garanti Antlaşması”ndan oluşmaktadır. Ancak bu anlaşmaları pek tabii ki İngiltere’nin ve de her iki halkın temsilcilerinin de imzalaması gerekiyordu. Bu gelişmeler sonrası ön anlaşmayı görüşmek üzere taraflar Londra’da bir araya geldiler. Gerçekleşen görüşmelerin ardından bu antlaşmaları T.C Başbakanı Adnan Menderes, Yunanistan Başbakanı Karamanlis, İngiltere Başbakanı Mac Millan , Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rum Lideri Makarios 19 Şubat 1959 Londra Anlaşmasını imzaladılar.
Ancak ne yazık ki; 19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarını imzalamasının ardından 6 Mart 1959’da Kıbrıs’a dönüşünde bu anlaşmaları imzaladığı için kendisini tenkit edenlere Makarios: “Merak Etmeyiniz, Bu Antlaşmalar Enosis’e Sıçrama Tahtası Olacak” derken benzer şekilde Yunan Meclisinde bu antlaşmaları imzaladığı için kendisini tenkit edenlere Yunanistan Dışişleri Bakanı EvangelosAverof: “Beyler Düşününüz Bir Kere Enosis’e İngiliz Yönetiminden Mi Yoksa Kıbrıs Cumhuriyetinden Daha Kolay Gidilir” diyecekti.
Yine o günde Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda daha imzası kurumadan 13 Kasım 1959’da Makarios: “Adanın idaresi 8 asırdan bu yana ilk kez Rumların eline geçmiştir” demişti.
Yine , EOKA’nın kuruluş günü kutlamalarında 1 Nisan 1960’ta Makarios: “Ümit ve emellerimiz Zürih ve Londra Antlaşmaları ile tamamen gerçekleşmiş değildir. Fethedilen kalelerden nihai zafere doğru mücadeleye devam edeceğiz” derken hedeflerinin Enosis’i gerçekleştirmek olduğunu çok açık ve net olarak beyan ediyordu.Diğer bir değişle 1960 Anlaşmaları imzalandığı günde dahi Rum-Yunan ikilisi Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açmayı hedefliyorlardı..
Konu antlaşmalarla birlikte bağımsız ve egemen bir devlet yaratılırken Rumların hedeflediği ‘Enosis’ ve Türklerin hedeflediği ‘Taksim’e giden yollar kapatılıyordu..
Ancak İsmet İnönü’nün liderliğindeki CHP “Kıbrıs’ın Bağımsızlığı” fikrini benimsememişti. Nitekim İsmet İnönü:
- 16 Haziran 1958’de son çare olarak kabul edilen ‘Taksim’ tezinin milletçe benimsenmesinden sonra , hükümetin kendiliğinden prensip değiştirmesi yanlıştır.
- Antlaşma hükümleri iyice incelendiğinde, Taksim’e yönelik açık kapı bırakılmamıştır. Ancak Enosis hukuken engellenmiş olsa da fiilen bertaraf edilmemiştir.
- İki toplumun birlikte yaşamasını sağlayacak olan anayasal hükümleri muğlaktır. Deniliyordu.
16 Ağustos 1960 Anlaşmaları ile ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne %70 Rum ve %30 Türk her kurumda temsil hakkına sahipti. Cumhurbaşkanı Rum ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Türk olacaktı. Cumhurbaşkanı ve Yardımcısının ‘veto’ hakları olacaktı..
16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile iki uluslu Kıbrıs Cumhuriyeti doğmuştu. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliğin ve bağımsızlığın bir diğer değişle Kıbrıs Türk ve Rum halklarına ortaklaşa verildiği, fonksiyonel federatif bir ortaklık Cumhuriyeti idi.1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası bir halkın diğerine hükmedemeyeceği esasını da beraberinde getirmişti.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarında Kıbrıs Türk Halkının hayati çıkarlarını ilgilendiren konularda ‘veto’ hakkı olması, Temsilciler Meclisi’nde 15 Türk Milletvekilinin en az 8’nin onayının gereksinmesi yanında Yüksek Anayasa Mahkemesinde eşit temsiliyetin olması, Kıbrıs Türk Halkına güven veriyordu. Bakanlar Kurulunda 7 Rum ve 3 Türk Bakan vardı ve de 3 Türk Bakan’dan en az 2’sinin olumlu oyu şarttı. Ancak,Makarios Kıbrıs Türk halkının bu siyasi eşitliğini daha ilk günden kabullenememişti.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında Türk ve Rum Cemaatlerinin Meclislerinin kendi sahalarında yasama ve yürütme yetkileri vardı. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında amaç; Adada din , dil, ırk ve ulusal kimlik yönünden tamamen farklı iki halkın, politik, eşitlik ve ortaklık esasına dayalı bir Cumhuriyet altında birlikte yaşamalarını sağlamaktı..
..1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarının Kıbrıs Türk halkı açısından sağladığı en önemli husus; Kıbrıs Türk halkının iki egemen halktan biri olduğu; yine ayni antlaşmaların ortaya koyduğu diğer önemli bir husus ise Kıbrıs Türk halkının Rumlarla eşit iki halk olduğu hususudur..
.. 1960 Anayasasının en önemli maddelerinden biri de Adanın tümünün veya bir kısmının başka bir ülke ile birleşmesine kapalı olması idi. Diğer bir değişle 1960 Antlaşmaları , Enosis önünde bir engeldi..
..15 Ağustos 1962’de Kykko Manastırında yapılan bir törende 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios: “Kıbrıslı Rumlar, EOKA’cılar tarafından başlatılmış bulunan ‘İstiklal Mücadelesi’ne devam etmeli ve onların başlattığı işi tamamlamalıdırlar. Mücadele şimdi yeni bir şekilde devam ediyor ve hedefimize ulaşıncaya kadar devam edecektir” demişti..
..Yine başka bir demecinde Makarios: “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını temin eden 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları, o zamanda hüküm süren şartların bir sonucudur. Kıbrıs mücadelesinin gayesi bir cumhuriyet kurmak değildi. Anlaşmalar sadece temeli kurdular” şeklindeki bir açıklama ile Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne temel teşkil eden antlaşmalara ve cumhuriyet anayasası hükümlerine itibar etmediği ve esas maksatlarının hala Yunanistan’a bağlanmak olduğunu ortaya koymuştu. Kaynak: Hande Erol, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluş Süreci, Akademik Sosyal Araştırma Dergisi, s. 297, sayı 17
Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yapmak istediği değişiklikler çerçevesinde 22-26 Kasım 1962 tarihleri arasında 4 gün süreyle Ankara’ya ziyarette bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios hedefine ulaşamayacaktı. Nitekim, Anavatanımız Türkiye 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarına aykırı düşecek bir düzenlemeye izin vermeyecek ve deMakarios’un Kıbrıs’a eli boş dönmesinin ardından Enosis’e giden yolu açma adına 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ile Akritas Planı uygulamaya konulacaktı.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Akritas Planı uygulamaya konulurken hedefleri 8 saat içerisinde Kıbrıs Türk halkını Lefkoşa’da teslim almak ve 24 saat içerisinde Kıbrıs Türk Halkını ada genelinde etkisiz hale getirmek ve de Enosis’i gerçekleştirmekti.
Ancak Kıbrıs Türk Halkı Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde yıllarca sürecek direnişi ile Rum-Yunan ikilisine hele bir dur diyecek ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda büyük mücadeleler verecekti. DEVAM EDECEK..