1960 KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞUNA GİDEN YOL VE 21 ARALIK 1963 KANLI NOEL SALDIRILARI İLE YIKILIŞI (3)
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları ile Enosis ve Taksim yasaklanmıştı!.. Ancak Rum-Yunan ikilisi Megali-İdea hayalleri içinde yaşamaya devam edecekler ve de söz konusu antlaşmaların uygulanmasına fırsat tanımayacaklardı.
Nitekim Enosis’igerçekleştirme adına EOKA’nın faaliyete geçişinin 5. Yıl dönümünde 1 Nisan 1960 tarihinde yapmış olduğu konuşmada “EOKA’nın ‘Efsanevi ve şerefli’ mücadelesini” övgü ile dile getiren Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios “Rumların Hürriyet Savaşı”nın devam etmesi gerektiğini ifade etmişti.
Yine 15 Ağustos 1962’de Kykko Manastırı’nda gerçekleşen törende Makarios: “Rum Kıbrıslılar ve EOKA’cılar tarafından başlatılmış bulunan İstiklal Mücadelesine devam etmek ve onların başladıkları işi tamamlamalı” sözleriyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis’e giden yolda bir aşama olarak gördüğünü ortaya koyuyordu.
Yine, 10 Ekim 1962’de Yunan Prensesi İrini’nin, Adaya gelişi nedeniyle düzenlenen karşılama töreninde yapmış olduğu konuşmasında Makarios: “Kıbrıs tarih boyunca ‘Yunan Ruhu’ içinde hareket etmiştir.Kıbrıs Rum halkı ilhamını bu ruhtan almıştır, ideallerini ona göre şekillendirmiştir..” sözlerini vurgulayarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna yönelik bakışını ve hedefini ortaya koyuyordu.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmaları ile birlikte Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının siyasi eşitliğine dayalı Kıbrıs’ta bir devlet kurulmuştu, ancak bu anlaşmaların uygulanabilmesi için iyi niyet şarttı. Yasama , Yürütme ve yargı gibi anlaşmalarda etnik bir yapıyı gözeten yönetsel bir istikrarın sağlanması amaçlanmıştı. Ancak Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri nedeniyle bu antlaşmaların uygulamaya konulmayacaktı.
19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarını bir cinayet olarak kabul eden Yorgo Pandreu’nun iktidara gelmesinin ardından Makarios; Kıbrıs Türk halkının Girit misali yok edilmesini hedefleyen Akritas Planını 21 Aralık Kanlı Noel silahlı saldırıları ile uygulamaya koyarak Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’e giden yolu açmak isteyecekti.
O günde EOKA’cı teröristler; Havan Topları, Bazukalar ve diğer en modern silahlarla donatılmış olarak Garanti Antlaşmaları çerçevesinde Adada bulunan Yunan Alayı desteğinde Kıbrıs Türk Halkına karşı silahlı saldırılara ve katliamlara geçmişlerdi.
Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesinde yer alam Akritas Planına göre; Lefkoşa’da Türk Halkı, 8 saat içerisinde etkisiz hale getirilerek teslim alınacak, diğer köy ve kasabalardaki Kıbrıs Türk Halkı 24 saat içerisinde teslim olacak ve de Kıbrıs Adası Yunanistan desteğindeki Rumların boyunduruğu altına geçecek ve de Enosis gerçekleşmiş olacaktı.
21 Aralık 1963 sabahının erken saatlerinde saat 02.30’da arabaları ile Lefkoşa’da Tahtakale Semtindeki evlerine gitmekte iken evlerine çok yakın bir bölgede Rum polisleri tarafından durdurulan 2 arabada seyahat eden ayni aileden 6 erkek ve 4 kadına ateş edilmesi sonucu Zeki Halil ve CemaliyeEmirali şehit edilirken 5 kişi de yaralanıyordu.
Rum Polislerinin 21 Aralık gecesi gerçekleştirdikleri konu saldırıları kınamak için 22 Aralık günü Lefkoşa Türk Lisesi bahçesinde toplanan öğrenciler, Türk tarafında devriye gezen EOKA’cı Rum Polisleri tarafından kurşunlanırken yine ayni günde Lefkoşa’da Ulu Önder Atatürk’ün Heykeli Rum Polisleri tarafından kurşunlanıyordu.
21 Aralık 1963 gününün gecesinde Türkeli (Ayvasıl) katliamı yaşanmıştı. Maalesef o günde 14 günlük bebekten tutun da genç, yaşlı; kadın , erkek demeden katledilen 21 soydaşımız toplu çukurlara gömülmüşlerdi. O günde Denyalı 75 yaşındaki Bayram Dede bir traktörün arkasına bağlanıp sürüklenerek şehit ediliyordu.
Yine, 22 Aralık 1963 günü Lefkoşa’da Aspava bölgesinde iki araba ile evlerine gitmekte olan Türklere ateş açılması sonunda 2 Türk şehit olur ve de 7 Türk de yaralanırken Tahtakale Semtinde yaşayan 800 Türk de göçmen durumuna düşüyordu.
Yine 22 Aralık 1963 günü Landrover Polis arabası ile Türk bölgesine geçen Rum Polisler, 21 Aralık gecesi yaşananları protesto etmek için bahçede olan Lefkoşa Türk Erkek Lisesi öğrencilerini kurşun yağmuruna tutmaları sonucu öğrenciler yaralanıyorlardı.
Yine 22 Aralık 1963 günü Anavatanımız Türkiye’nin Lefkoşa Büyük Elçiliği, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün ikametgahı, Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın Avukatlık Bürosu ve de Girne Kapısındaki Atatürk Heykeli kurşunlanırken 1 şehit ve 5 yaralı veriyorduk. Yine ayni gün Deftera köyü yolcu otobüsü kurşunlanıyordu.
Yine o günde 22 Aralık 1963’te Rum Radyosunda yapmış olduğu konuşmasında Makarios: “Garanti Antlaşmaları Geçerli Değildir” derken Rum silahlı çetelerini daha da cesaretlendiriyordu!.
Yine 22 Aralık 1963 günü Liderimiz Dr. Fazıl Küçük; Makarios’u protesto ederken Kıbrıs Radyosu Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün çağrılarını yayınlamayı reddediyordu.
22 Aralık 1963’te Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’ninÇanaklarıaçılırken TMT’nin önderliğinde Kıbrıs Türk Halkı yıllarca sürecek bir direnişe geçiyordu.
23 Aralık’ta Rumlar Yunan Askeri Alayı desteğinde Lefkoşa ve K. Kaymaklı’ya saldırdılar. K. Kaymaklı 25 Aralık’ta geri çekilirken 64 şehit verdi ve de 500 soydaşımız esir durumuna düşmüştü.
Yine, 23 Aralık’ta Lefkoşa Devlet Hastanesinde 25 Türk hasta yatağından kaybolurken, 3 günlük lohusa kadın çocuğu ile birlikte hastane penceresinden atılarak şehit ediliyorlardı.
Yine 23 Aralık 1963’te Rumlar Larnaka’ya silahlı saldırılarda bulunuyordu..
24 Aralık 1963 gecesi 150’den fazla silahlı Rum, Lefkoşa’nın Kumsal bölgesinde silahlı saldırıya geçerler. Ogünde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli olan Tabip Bnb. Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ve 3 çocuğu; 4 yaşındaki oğlu Murat, yine 4 yaşındaki oğlu Kutsi ve 6 aylık oğlu Hakan, eve giren Rumlar tarafından saklandıkları küvette kurşununa dizilmişlerdi. Keza ayni evde misafir olarak bulunan ev sahibesi Feride hanım şehit edilirken eşi Yusuf Güdem, akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve teyzesi Növber hanım yaralanmışlardı.
22 Aralık 1963’ten beri Rum-Yunan ikilisinin K. Kaymaklı’ya düzenlenen silahlı saldırıları sonucu, Kıbrıs Türk halkı, 6 şehit verirken 5000 kardeşimiz 25 Aralık’ta göçmen durumuna düşmüşler ve de 550 yaşlı kadın-erkek-çocuk esir olmuşlardı.
O günde 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük ve Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanı Osman Örek, Baf Kapısına kadar giderek Polis Komutanı Pandelidis’i protesto ederken Baf Kapısı Polis İstasyonu, CITA binası, Ledra Palace Hoteli, Un Fabrikası silahlı Rumlar tarafından işgal ediliyor ve de mevzileniyorlardı.
Rum liderliğinin Akritas Planına göre öncelikli hedefleri Lefkoşa idi ve de Rum liderliği Lefkoşa’ya hakim olmakla tüm Kıbrıs’a hakim olacaklarını inanıyorlardı!.
O günde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı liderimiz Dr. Fazıl Küçük, ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’tan silahlı saldırıların durdurulmasını isterken Makarios “Yapabileceğim bir şey yoktur” demişti.
O günde Anavatanımız Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye müracaat ederek Garanti Anlaşmaları uyarınca ortak hareket edilmesi çağrısında bulunuyordu. Ok yaydan fırlamıştı!.. Rum-Yunan ikilisinin hedefi Enosis’i bir an önce gerçekleştirmekti ve de Akritas planı fiilen uygulamaya konulmuştu..
25 Aralık 1963’te Ankara’ya telgraf göndererek yaşananları dile getiren ve de yardım çağrısında bulunan Rauf R. Denktaş “Son Mermilerimizi Atıyoruz. Vatan Sağ Olsun” diyordu. Nitekim ayni gün Garanti Antlaşmaları çerçevesindeTürk Savaş Uçakları Lefkoşa üzerinde ihtar uçuşları gerçekleştirirken kısa bir süre için de olsa taraflar arasında Ateş-Kes sağlanacaktı.
Ancak bu Ateş-Kes uzun sürmeyecek ve de Rum-Yunan silahlı saldırıları adanın her yanına dağılacaktı..21-25 Aralık 1963 günlerinde gerçekleşen Rum silahlı saldırıları sonucu o günde Kıbrıs Türk Halkı 92 şehit ve 475 yaralı verirken kayıpların sayısı ise bilinmiyordu. Neticede ilerleyen günlerde 18.667 Kıbrıs Türkü 103 köyden göç etmek durumunda kalırken 1964 yılı sonuna kadar 364 Türk hayatını kaybetmişti.
Sonuç olarak; ulusların ve toplumların kaderinde unutulmaması gereken nice olaylar vardır. Kıbrıs Türk halkının da yıllardır devameden bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi zaman zaman belirli günlerde somutlaşmış ve Kıbrıs Türk halkının hafızasında yer etmiştir..
21 Aralık 1963 Kıbrıs Türk Halkı için işte böyle günlerden biridir... DEVAM EDECEK..