20 TEMMUZ 1974 BARIŞ HAREKATI’NA GİDEN YOL VE ÖNEMİ (3)

Abone Ol

20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 46. Yıl dönümünde mutluyuz, gururluyuz.. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınız Kutlu Olsun.. Bu vesileyle Kıbrıs Türk Halkının özgürlük ve kurtuluş mücadelesinde canlarını seve seve feda eden kahraman Mehmetçiklerimizi, Mücahitlerimizi, gazilerimizi, aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyor ve saygıyla selamlıyorum..

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile Kıbrıs Türklerine çok haklar verildiğini ileri sürerek Anayasa’da Kıbrıs Türk Halkına bu adada insanca yaşama hakkı veren 13 maddeyi değiştirerek Kıbrıs Türk Halkını Kıbrıs’ta ‘azınlık’ durumuna getirerek Enosis’e giden yolu açmak istemesine garantör devletlerden biri olarak Anavatanımız Türkiye’nin ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’ün onay vermemeleri üzerine Rumların Akritas Planı uygulamaya konulacaktı..

21 Aralık 1963’te Akritas Planı çerçevesinde başlatılan Rum saldırılarının hedefi; 8 saatte Lefkoşa’yı teslim almak ve 24 saat içerisinde de Kıbrıs Türk Halkını ada genelinde etkisiz hale getirerek, Adada Rum egemenliğine dayalı bir Helen devleti kurmak ve ardından Enosis’i gerçekleştirmekti. Ancak Enosis’i çok kısa bir sürede gerçekleştireceklerine inanan Rum-Yunan ikilisi hiç beklemediği bir dirençle karşılaşacaktı..

Nitekim, Atatürk İlke ve Devrimlerine yürekten bağlı olan Kıbrıs Türk Halkı; Anavatanına güvenerek Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşerek yıllarca sürecek bir direniş sergileyecekti..

Tarihe Kanlı-Noel olarak geçen ve de 21-25 Aralık 1963 tarihleri arasında yer alan dönemde Kıbrıs Türk Halkı 92 şehit ve 475 yaralı verirken kayıpları sayısı ise kesin olarak bilinmiyordu.

25 Aralık 1963’te Ankara’ya yapılan yardım çağrısında “Son mermilerimizi atıyoruz, Vatan Sağ Olsun” deniliyordu. Bu çağrının arkasından Kıbrıs Türk Alayı Garnizonundan çıkarak mevzilenirken T.C Başbakanı İsmet İnönü yaşamının en zor kararlarından birini vererek ayni gün ö.s saat 14.00’te Lefkoşa semalarında Türk jetlerinin uçurulacağını tüm dünyaya duyuruyordu.. Anavatanımız Türkiye’nin Kıbrıs’a gönderdiği 4 jet, Türkiye ve dünya kamuoyunu heyecanla ayağa kaldırmaya yetiyordu.. Neticede ayni günün gecesinde taraflar arasında Ateş-Kes Antlaşması imzalanacak ancak yine de Rum silahlı saldırıları tüm adaya yayılacaktı..

Anavatanımız Türkiye’nin Ada’ya çok ciddi bir müdahalesinden çekinen Makarios, İngilizlerin adada yaşayan iki halk arasına İngiliz askeri birliklerinin konuşlandırılması teklifini kabul etmiş ve 26 Aralık 1963 günü, İngiliz üslerinden hareket eden İngiliz Askeri Birliği, “Ateşkes Gücü” adı altında Lefkoşa sokaklarında devriye yapmaya başlamıştı.

28 Aralık 1960 günü Kıbrıs’a gelen İngiliz “Ortak Refah İlişkileri” Bakanı Duncan Sandays “Siyasi İrtibat Komitesi”ni kurar. 29 Aralık günü sabahının erken saatlerinde taraflar bir mutabakata vararak harita üzerinde son çizilen ‘Yeşil Hat’tı kabul etmişlerdir. Tümgeneral Peter Young, 30

Aralık 1963 pazartesi günü sabahı bir basın toplantısı yaparak yeşil kalemle çizilen ve de dolayısıyla ileriki günlerde “Yeşil Hat” olarak anılacak “Yeşil Hat”tı resmen açıklamıştı. Bu hat günümüzde de “Yeşil Hat” olarak anılmaya devam ediyor..

30 Aralık 1963’te toplanan Birleşik Krallık (İngiltere), Türkiye ve Yunanistan hükümetleri arasında Lefkoşa’da Yeşil Hat’tı belirleyen “Yeşil Hat Antlaşması” yapılmıştı.. Yapılan Antlaşmalara rağmen Rum liderliği bir an önce Enosis’e ulaşma adına silahlı saldırılarına ve katliamlarına 11 yıl boyunca ada çapında devam edecekti..

BM Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararının 4. Paragrafında “Kıbrıs Hükümetinin muvafakati ile Kıbrıs için BM Barış Kuvveti kurulması tavsiye edilirken bu kuvvetin kuruluşu BM Genel Sekreteri tarafından Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık hükümetleri ile istişare halinde kararlaştırılacağı, kuvvetin Başkumandanı BM Genel Sekreteri tarafından atanacağı ve ona rapor vermekle mükellef olacağı belirtiliyordu..

Netice itibarıyla 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Kıbrıs Cumhuriyetini yıkan ve Rum devletine dönüştüren Rum liderliği Kıbrıs’ta “meşru Hükümet” olarak tanınırken Kıbrıs Türk Halkının varlığı ve hakları görmezden gelinirken o günde alınan bu karar Kıbrıs sorununun bugünlere gelmesinde çok ama çok önemli bir rolü olacaktı..

Netice itibarıyla söz konusu BM Güvenlik Konseyi kararı ile Adaya 27 Mart 1964’te gelen BM Barış Gücü (UNFICYP), 5 Nisan 1964’te göreve başlayacak. Ancak hiçbir dönemde yararlı olamayacaktı.

Neticede devam eden Rum saldırılarının ardından 18.667 Kıbrıslı Türk, 103 köyü boşaltmak zorunda kalırken BM kayıtlarına göre Lefkoşa’da 39, Girne’de 7, Baf’ta 49, Larnaka’da 21 ve Mağusa’da 21 olmak üzere 137 köy zarar görmüştü. 1964 yılı sonuna gelindiğinde de 364 Türk hayatını kaybetmişti

Tarihe Kanlı Noel saldırıları olarak geçen vahşi Rum saldırıları karşısında Kıbrıs Türk Halkı efsanevi TMT etrafında bütünleşerek, bütün yokluk ve imkansızlıklara rağmen inançla, imanla, anavatanına güvenerek 11 yıl boyunca kahramanca direnerek mücadelesini sürdürerek Ata yadigarı bu toprakları düşmana çiğnetmedi..

Kıbrıs Türk Halkı, Lefkoşa’da, Mağusa’da, Limasol’da, Larnaka’da, Baf’ta , Lefke’de, Erenköy’de, Beşparmak dağlarında , diğer kent ve köylerde düşmana karşı direndi!.. Direndi! Ay yıldızlı Bayrağı için, Direndi! İstiklal Marşını okuyabilmek için, Direndi! Atatürk İlke ve Devrimleri doğrultusunda yürüyebilmek için..

Netice itibarıyla Enosis’i her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek isteyen Rumlar , Yunan Cuntasının da desteğiyle 15 Temmuz 1974’te Makarios’a karşı askeri bir darbe düzenlediler. Kendisine yapılan darbeden sağ kurtulan ve İngilizler vasıtasıyla adadan çıkması sağlanan Makarios: 18 Temmuz 1974’de BM Güvenlik Konseyi’nde yapmış olduğu konuşmada “Ülkem Yunanistan’ın işgali altındadır. Kıbrıs’ta Rumların da Türklerin de hayatları tehlikededir, müdahale ediniz “ demişti.

Bu darbe ile keza Kıbrıs Türk Halkının toptan imhası planlanırken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit Londra’ya kadar giderek birlikte müdahale etme teklifinde bulunurken İngiltere’den olumlu bir yanıt alamayacak ve büyük bir kararlılıkla Ankara’ya dönecek ve de 20

Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın emrini verecek ve bir şafak vakti Türk askeri Kıbrıs’a ayak basacaktı..

20 Temmuz 1974 barışın ve özgürlüğün günüdür. 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Türk Halkının uyanışı bir başkaydı.. Bir başkaydı o günün doğuşu.. Adeta bir müjde veriyordu o günde Güneş’in doğuşu.. 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Türk Halkı adeta yeniden dünyaya geliyordu..

Kıbrıs Türk Halkının, 11 yıl boyunca her günün sabahında beklediği müjdeyi 20 Temmuz 1974 sabah saat 5.00’te Kıbrıs Türk Mücahidinin Sesi Bayrak Radyosu, Rauf R. Denktaş’ın sesinden şöyle veriyordu: Sevgili, fedakar ve kahraman Kıbrıs Türkü ; bugün şu anda kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri Havadan ve Deniz’den Adaya çıkarma yapmaktadır. Gazanız kutlu olsun, mübarek olsun.. Tanrı kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun ayrılmaz bir parçası olan Mücahit ordumuza kuvvet ve zaferler nasip eylesin .. Zafer, haktan yanadır, 11 yıldır adaletsizliğe maruz kalan Kıbrıs Türklerinindir..” diyordu.

Yine ayni anda Radyolarda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit: “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’ta indirme ve çıkarma harekatı başlamıştır. Allah milletimize, tüm Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı olsun ..Biz aslında savaş için değil, barış için Kıbrıs’a gidiyoruz. Sadece Türklere değil, Rumlara da, tüm insanlığa ve dünyaya barış getirmesi için Kıbrıs’a gidiyoruz.. Allah milletimizi ve tüm insanlığı felaketlerden korumasını dilerim” diyordu..

22 Temmuz 1974’te saat 17.00’de Ateş-kes kararı alındı. Akşam ateşkes yürürlüğe girdiğinde Türk askeri kuvvetleri , Girne-Lefkoşa arasını kontrol altına almış, Lefkoşa Türk kesiminin Girne’de denizle bağlantısı sağlanmış ve Girne kıyılarında da bir genişleme yapılmış ve de Girne’de son direniş ancak 23 Temmuz 1974’te kırılmış ve Türk bayrağı saat 14.00’te Girne kalesine dikilmişti.. DEVAM EDECEK...