20 TEMMUZ 1974 BARIŞ HAREKATI’NA GİDEN YOL VE ÖNEMİ (5)
Anavatanımız Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nı düzenlediği günde BM Güvenlik Konseyi aldığı 353 sayılı kararında “Tarafları ateşkese, adadaki bütün yabancı kuvvetleri adadan çekilmeye ve bütün ülkeleri Kıbrıs’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygılı olmaya davet ediyordu.. 22 Temmuz günü de yeniden toplanan BM Güvenlik Konseyi aldığı 354 sayılı kararında bu talebini yineliyordu..
BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden çağrısı üzerine 25 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Turan Güneş, İngiltere’yi Dışişleri Bakanı Callaghan, Yunanistan’ı ise Yorgo Mavros’un temsil ettiği I. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz günü de Türk tezi üzerinde antlaşmaya varıldı. 8 Ağustos günü II. Cenevre görüşmeleri yeniden başladığında Yunan delegeleri I.Cenevre görüşmesinde Yunan Dışişleri Bakanının kabul ettiği maddeleri inkar ettikleri görüldü. Kaynak: http://m.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a13394.aspx?/Genel/a13394.aspx&
O günde Yunanistan’ın tezi şu idi: “Darbenin sorumlusu olan Cunta Yönetimi sona erdi. Konstantin Karamanlis geri döndü. Yunanistan’da ve dolayısıyla Kıbrıs’taki sorun da böylece çözümlenmiş oldu. Türkiye askerini Kıbrıs’tan çekerse, yine eski düzene dönülür. Kıbrıs Türklerine de bir zarar gelmeyeceğinden emin olabilirsiniz” deniliyordu..
I.Cenevre Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından 2. Cenevre Konferansı 8 Ağustos Perşembe günü başlar. İşgal altındaki Türk köylerinin boşaltılıp katliamlara son verilmesi için Türk heyetinden gelen öneriye Yunanistan Dışişleri Bakanı Mavros’un vermiş olduğu yanıt son derece düşündürücü idi..
Mavros: “Sözünü ettiğiniz köyler, RMMO tarafından işgal edilmiştir. Onlar Yunan Hükümetinin denetimi altında değildir. Dolayısıyla biz onlara Türk köylerinden çekilmeleri konusunda emir veremeyiz” diyordu. Bu ifadeler Türk tarafı için kabul edilebilir değildi..
O günde Yunanlılar meseleyi sürüncemede bırakmak, işin içine başka devletleri de katmak için masa başı oyunlara başvururken Adada, Rum ve Yunan birlikleri işgal ettikleri bölgelerde Türkleri öldürüyor yerlerinden sürüyor, evlerini yakıyordu.
Cenevre Konferansında Türk tarafı Yunanlıların oyalama taktiklerini boşa çıkarmak için son tekliflerini 12 Ağustos günü sundu. Ancak Yunan tarafının yine masa oyunlarına başlaması üzerine görüşmeler 13 Ağustos günü kesildi.
Neticede, Türkiye Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in telefonla verdiği “Ayşe Tatile Çıkabilir” ve “Zafer” parolasıyla; dar bir coğrafyaya sıkışmış olan Türk ordusu önce kendi güvenliğini sağlamak, daha sonra da Türk ve Rum Halklarının Cuntacılar ve Darbeciler tarafından katledilmesini önlemek amacıyla 14 Ağustos 1974’te Barış Harekatı’nın 2. Aşaması başlatılıyordu…
14 Ağustos 1974’te Barış Harekatı’nın 2. Aşaması başlarken hedef, Doğu’da Mağusa ve Batı’da Lefke’ye kadar ulaşılarak, bu bölgelerin ve işgal edilen Türk köylerinin kurtarılması hedefleniyordu..
Barış Harekatı’nın 2. Aşaması 14 Ağustos günü sabahı 28. Ve 29. Tümenler Mağusa ve Boğaz Deniz Üssünü ele geçirmek için Doğu’ya doğru taarruza geçtiler. 39. Tümen, Rumlar için hayati önem taşıyan İngiliz Tepe ve Kara Tepe’ye saldırıyorlardı. 39. Tümen, İngiliz Tepe ve Kara Tepe’yi saldırının ilk gününde 11.30 sularında İngiliz Tepe ve Kara Tepe’yi ele geçirdi..
…Diğer taraftan 28. Tümen ise saat 12.00 sularında Mia Milya’yı ele geçirdi. Saatler 15.00’i gösterdiğinde 28. Tümen Timbu Havaalanını, 39 Tümen ise Değirmenlik köyünü ele geçirdi. Kaynak: http://www.tarihi olaylar.com/sozluk
Rum-Yunan ikilisini mezalimine karşı koyan Türk Ordusu 14 Ağustos 1974’te Paşaköy ve Serdarlı’da vatandaşlarla kucaklaşacaktı.. Türk Tankları geceyi Vadili Tepesinde geçirdi..
Neticede Türk ordusu 14 ve 15 Ağustos tarihlerinde Doğu’da ve Batı’da ilerleyerek 16 Ağustos’ta Mağusa, Lefkoşa ve Lefke hattının Kuzeyindeki bölgeleri tümünü ele geçiriyordu..
Bu süreçte Türk ordusunun ulaşamadığı bölgelerde bulunan Türkler, esir alınıyor, yeni katliamlar yapılıyordu. Nitekim 14 Ağustos 1974’te Atlılar, Sandallar ve Muratağa köylerindeki Türkler; savunmasız çoluk çocuk, genç-yaşlı demeden yüzlerce Türk topluca ve vahşice öldürüldüler, katliama uğradılar, topluca çukurlara dolduruldular ..
Netice itibarıyla Barış Harekatının 2. Aşaması olmasaydı Rum-Yunan birliklerinin bulunduğu bölgelerde bir Türk dahi sağ kalmayacaktı..
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı günlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri 415 kara, 65 Deniz, 5 Hava ve 13 Jandarma olmak üzere toplamda 498 şehit verildi, 120 kişi de yaralandı. Barış Harekatı günlerinde 70 Kıbrıs Türk Mücahidi ve de 270 sivil Kıbrıs Türk’ü şehit olmuşlardı..
Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk Halkının katledilmesinin önüne geçildi.. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 2. Aşamasının da tamamlanmasıyla birlikte Yunanistan’ın Megali İdea hayalleri çerçevesinde yer alan Enosis rüyası da Akdeniz’in soğuk sularına gömülüyordu..
Sonuç olarak; 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile birlikte Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk Halkı; Anavatanına güvenerek 11 yıl boyunca bu vatan topraklarına sahip çıkma adına verdiği mücadelesi sonunda 20 Temmuz 1974’ün mutluluğunu yaşadı..
Ne Mutlu 20 Temmuz 1974’ü Yaratanlara. Ne Mutlu 20 Temmuz 1974’ü Yaşatanlara.. Ne Mutlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşuna Giden Yolu Açanlara.. DEVAM EDECEK..