20 TEMMUZ 1974 BARIŞ HAREKATININ 50. YIL DÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ (1)

Abone Ol

Bu vesileyle dönemin anavatanımız Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ü, Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmeddin Erbakan’ı, Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü ve Rauf R. Denktaş’ı, Mücahit halkımızı, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)mensuplarını, kahraman Mehmetçiklerimizi, ulusal davamız adına canını ve kanını veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorumve minnetle anıyorum..
Gerilere dönüp bakacak olursak; 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları temelinde Kıbrıs Türk ve Rum  halklarının siyasi eşitliğine ve egemenliğine dayalı olarak; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Anlaşmaları ile Mağusa Limanından 650 kişilik Türk Askeri Alayı ve 950 kişilik Yunan Askeri Alayı adaya ayak basarken; Kıbrıs Türk halkı 82 yıllık bir ayrılıktan sonra Türk askerine yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Nitekim, köyümüz Vadili’de ikamet eden   rahmetli Hüseyin dedem, 1878’de  Türk askerinin adadan çıkışının üzüntüsünü  ve de  ilerleyen yıllarda da 1960’da  650 kişilik Türk Askeri Alayının adaya yeniden gelişini  görmenin mutluluğunu yaşayanlardandı.
Gerçek şu ki  Rum-Yunan ikilisi 19 Şubat 1959  Zürih ve Londra Anlaşmalarını, 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Anlaşmalarını  Enosis’e giden yolda bir basamak olarak görmeleri nedeniyle 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti uzun ömürlü olmayacaktı. Nitekim, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti  Rum-Yunan ikilisinin  21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ile yıkılırken hedefleri Enosis’e giden yolu açmaktı!..
O günde, Lefkoşa’nın hemen yanı başında Küçük Kaymaklı’nın düşmesinin ardından Rum-Yunan silahlı saldırıları Lefkoşa üzerinde yoğunlaşırken  25 Aralık 1963’te Ankara’ya yapmış olduğu yardım çağrısında  Rauf R. Denktaş:  “Son Mermilerimizi Atıyoruz, Vatan Sağ Olsun” diyordu..
Yapılan mezalimin hangisiniunutabiliriz ki!
Gerilere dönüp bakacak olursak; 21 Aralık 1963 gününün gecesi saat 02.00’de Girne’den Lefkoşa’daki evine dönüş yaparken, evine 150 metre kadar uzakta arabası Rum polisleri tarafından durdurulan Zeki Halil ve eşi CemaliyeEmiralişehit edilirken arabadaki diğer 3 kişi de yaralanıyordu.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırılarında  364 Türk  şehit düştü.  103 köyden yaklaşık 25 000 Türk göç etmek durumunda kaldılar.
Gerilere dönüp baktığımızda  21 Aralık 1963 gecesi yaşananları kınamak için 22 Aralık 1963 günü   kendi okul bahçesinde toplanan Lefkoşa Türk Erkek Lisesi öğrencilerine, yoldan geçen Rum Polisinin ateş açması sonucu 2 lise öğrencisi yaralanırken  yine ayni gün,  Girne Kapısında Atatürk Büstü  ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün  evi de kurşunlanıyordu.
Yine 21 Aralık 1963 gününün gecesinde Türkeli  (Ayvasıl) katliamı yaşandı. 14 günlük bebekten, 70’lik ihtiyarlara kadar 21 soydaşımız toplu çukurlara  gömüldüler. Yine ayni gün, Denya’lı 75 yaşındaki Bayram Dede traktörün arkasına bağlanarak sürüklenir ve şehit edilir.
22 Aralık 1963 günü Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın çalışma bürosu Rumlar tarafından kurşunlandı. Yine ayni gün Girne Kapısı’ndaki  Atatürk Heykeli kurşunlandı. Yine ayni gün Rumlar, Yunan Askeri Alayı desteğinde Küçük Kaymaklı’ya ve Lefkoşa’da Kanlı Dere bölgesinde Türklere karşı silahlı saldırılarda bulunurlar..
..Yine 22 Aralık 1963 günü Denya’lı 75 yaşındaki Bayram dede traktörün arkasına bağlanarak sürüklenmek suretiyle şehit edildi.  Yine ayni günün gecesinde Türkeli (Ayvasıl) katliamı yaşandı. 21 soydaşımız yine Rumlar tarafından toplu çukurlara gömüldüler.
Kıbrıs Türk Halkının direnişinin ilk ateşi  22Aralık 1963 gecesi Çetinkaya Spor Kulübünden açılırken o günde Rumlar  Çetinkaya Kulübünü haritadan silmek istercesine konu Direniş Burcumuzu mermi ve Roket sağanağına tutarken Türk Mukavemet  Teşkilatı TMT’nin  ilk şehidi Salahi Şevket oluyordu..
Ayni gece Lefkoşa-Girne yolu üzerinde Aspava Bar yanında pusu kuran Rum polisler tarafından  Bir Türk şehit edilirken 5 kişi de yaralanıyordu.
23 Aralık 1963’te Lefkoşa Devlet Hastanesinden 25 Türk hasta yataklarından kaybolur, 3 günlük lohusa hasta kadın çocuğu ile birlikte hastanenin penceresinden atılarak öldürülür. Yine 23 Aralık’ta Larnaka’da Türkler Rumların silahlı saldırılarına uğrarlar.
Yine 22 Aralıktan beri K. Kaymaklı’ya düzenlenen silahlı saldırılar sonucu binlerce kardeşimiz 25 Aralık 1963’te göçmen durumuna düşerken K. Kaymaklı’da 6 şehit verdik..
Gerçek şu ki; 21 Aralık 1963’te başlayan Kanlı Noel silahlı saldırıların gerçekleştiği günlerde ve de ilerleyen günlerde gerçekleşen Rum-Yunan silahlı saldırılarında Lefkoşa’da ve ada genelinde katliamlar yaşandı. 
24 Aralık 1963’te Lefkoşa’nın Kumsal Bölgesinde 150’den fazla silahlı Rum çeteleri tarafından  bilinçli olarak Kıbrıs Türk Alayı’nda Doktor olarak görev yapan  Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın  evine baskın yapmışlardı. Rumların gerçekleştirdiği bu katliamda Tabip Bnb. Nihat İlhan’ın  eşi Mürüvvet İlhan ve 3 evladı (Murat, Kutsi ve Hakan) saklandıkları banyoda gerçekleştirilen katliamla şehit edilmişlerdi. Yine  ayni evde misafir olan ev sahibi  Feride hanım şehit olurken eşi Yusuf Güdem, akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve teyzesi Növber hanım yaralanmışlardı.
Bu arada büyüklerimiz 25 Aralık 1963’te  Lefkoşa’dan Ankara’ya yaptıkları  yardım çağrısında , “Son Mermilerimizi Atıyoruz, Vatan Sağ Olsun”  deniliyordu.
25 Aralık 1963’te Türk Savaş Uçaklarının bir mermi bile atmadan  gerçekleştirdikleri ihtar uçuşlarının ardından kısa bir süre için de olsa ateş-kes olacak ancak, uzun sürmeyecek ve de Rum silahlı saldırıları ve katliamları ada geneline yayılacaktı..
Nitekim, 5 Şubat 1964’te Arpalık’ta, 11-13 Şubat’ta Limasol’da, 20 Şubat’ta Serdarlı ve Gönendere’de, 23 Şubat’ta Mağusa, Poli ve Malya’da, 4 Mart’ta Ozanköy ve Zeytinlik’te, 9 Mart’ta Baf’ta, 19 Mart’ta  Çamlıköy ve Gaziveren’de, 8-9 Ağustos 1964’te Erenköy’de, 15 Kasım 1967’de Geçitkale ve Boğaziçi’nde Kıbrıs Türk halkına karşı büyük güç kullanarak silahlı saldırılarda bulundular..
..Bu silahlı saldırılar yetmezmiş gibi, bazı soydaşlarımız evlerinden, bahçelerinden, şehirlerarası yollarda otobüslerden toplanarak kurşuna dizildiler.
Gerilere dönüp bakacak olursak;  Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali-İdea hayalleri nedeniyle yarattıkları Kıbrıs sorununun önce Şubat 1964’te  Londra’ya taşınır. Londra Konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Kıbrıs sorunu BM Güvenlik Konseyi’ne taşınıyordu. DEVAM EDECEK