20 TEMMUZ 1974 BARIŞ HAREKATININ ASKERİ VE SİYASİ SONUÇLARI (3)

Abone Ol

Kurulduğu günden beri  Yunanistan stratejisinin en önemli hedefi ve amacı; Çanakkale Boğazı’nın  altındaki Limni adasından, Kaş’ın hemen altındaki   Meis    adasına  kadar uzanmış “Stratejik Kara Kuşağı” içerisinde bulunan  Kıbrıs’ı da alarak Türkiye’yi Batı ve Güney’den kuşatmaktır.Kaynak:www.izzettincopur.com?.option_contentview=article&id=81:kibris-harekatinin-askeri-ve-siyasi-sonuc-ve-degerlendirmeleri
Rum-Yunan ikilisinin milli hedeflerinde Megali idea hayalleri çerçevesinde Kıbrıs’ta  Enosis’in  gerçekleştirilmesi vardır.. Kıbrıs davası, Türkiye  Cumhuriyeti Devletinin, milli güvenliği ile  Ege  ve Akdeniz’de hayati öneme haiz çıkarlarının  davasıdır.
Yunanistan stratejisinin en önemli hedefi ve amacı; Çanakkale Boğazı’nın altındaki Limni Adasından , Kaş’ın hemen altındaki Meis Adasına kadar uzanmış  “Stratejik Kara Kuşağı” içerisinde bulunan  Kıbrıs’ı da alarak Türkiye’yi Batı ve Güney’den kuşatmaktır.. Kaynak:www.izzettincopur.com?.option_contentview=article&id=81:kibris-harekatinin-askeri-ve-siyasi-sonuc-ve-degerlendirmeleri
Kıbrıs sorunu, Yunanistan’ın ısrarla ve inatla izlediği Megali idea  hayalleri sonucu ortaya çıkan bir sorundur.  Rum-Yunan ikilisi ; halen  bağımsız ve egemen devletimiz  KKTC için  “Korsan Devlet” derken Kıbrıs Türk Halkını adada  ‘azınlık’ ve de Adadaki Türk askerini de ‘işgalci ve düşman’ olarak görmektedir. Rum-Yunan ikilisi olası bir siyasi çözümde Anavatanımız Türkiye’nin   garantörlük statüsünün kaldırılmasını istemektedirler.  Kıbrıs Türk Halkı   bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla  oluşacak yan yana   iki devletli siyasi çözüm isterken  Rum-Yunan ikilisi  Adada iki devletli siyasi bir çözüme asla diyorlar.
Anavatanımız Türkiye’nin, Uluslararası Antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanarak    gerçekleştirmiş olduğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile  Kıbrıs’ta çözüm gerçekleşmiştir. Birinci ve İkinci Barış Harekatları sonucu Kıbrıs Türk Halkı can güvenliğine ve özgürlüğüne kavuşmuştur. Barış Harekatı’nın 2. Aşası sonunda  31 Ağustos-2 Eylül 1975 tarihleri arasında BM Genel Sekreterinin gözetiminde KTFD Başkanı  Rauf R. Denktaş ve ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides arasında yapılan görüşmeler sonunda  BM denetiminde ve gözetiminde 120 bin Rum Kuzey’den Güney’e ve de 65 bin Türk de Güney’den Kuzey’e geçerken iki bölgelilik oluşuyor  ve de 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın bir sonucu olarak bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  de temelleri atılıyordu..     
Kıbrıs Türk Halkı 11 yıl boyunca TMT etrafında bütünleşerek, anavatanına güvenerek mücadele etmemiş olsaydı; anavatanımız Türkiye, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatını düzenlememiş olsaydı Kıbrıs Türk Halkı; Türkeli, Atlılar, Sandallar, Muratağa ve Taşkent’te olduğu gibi  katliamlara uğramış olacak ve Girit’te olduğu gibi bugün Kıbrıs’ta da bir Türk varlığından söz edilemeyecekti.. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı olmamış olsaydı, Kıbrıs’ta Türklüğün ve de Müslümanlığın  kökü kazınmış olacaktı.. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı olmamış olsaydı, bugün Kıbrıs bir Yunan adası olmuş olacaktı..
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile  Kıbrıs Türk Halkının soykırıma  uğramasının önüne geçilmiş, can ve mal güvenliği sağlanmıştır. Günümüzde eksik olan sadece  bir barış  antlaşmasıdır.
Günümüzde Rum-Yunan ikilisi hala daha dersini almamış olacak ki;  Enosis hayalleri içinde yaşamaya devam ediyorlar . Gelinen noktada Rumlara göre KKTC yıkılmalı, Kıbrıs Türk Halkı özgürlüğünden, eşitlik ve egemenlik haklarından vazgeçmeli, Türkiye ile olan bağlarını koparmalı ve Rum’un kulu kölesi olmalı..  Hala daha Megali-İdea rüyası görmeye devam eden Rum-Yunan ikilisi kendine gelmek durumundadır.
20 Temmuz Barış Harekatı ile elde ettiği kazanımları sayesinde  Kıbrıs Türk Halkı Batı Trakya örneğinde olduğu gibi  ‘azınlık’ durumuna düşmeyecektir. Kıbrıs asla Girit olmayacaktır. AB şemsiyesi altında Enosis asla gerçekleşmeyecektir. Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da Türk askeri Kıbrıs Türk Halkının tek güvencesi ve varlığının teminatı olmaya devam edecektir.  KKTC ebediyen yaşayacaktır..
Rum-Yunan ikilisi Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’in gerçekleşmesini hedeflerken;  Anavatanımız Türkiye’nin  Kıbrıs’la ilgili hak ve menfaatlerinden vazgeçmesi durumunda, Türkiye  denizlere açık bir ülke olmaktan çıkacaktır. Günümüzde Yunanistan, Batı Trakya Türk Halkını asimile etmeyi ve Ege Denizi’ni bir Yunan gölü haline  getirmeyi hedefler ve Ege Denizi  üzerindeki  hava sahasına hakim olmak isterken ve de  Yunanistan; Anavatanımız Türkiye’yi Avrupa’dan siyasi, askeri ve ekonomik yönden tecrit etmek isterken Türkiye bu oyuna asla ve asla gelmeyecek ve  Kıbrıs’taki  konu haklarından  vazgeçmeyecektir..
Uluslararası Hukuk ve Antlaşmalara dayanılarak gerçekleştirilen  20 Temmuz 1974 Barış Harekatı; adamıza barışı, huzuru, ve istikrarı  getirmiş; yepyeni bir  tarihsel süreci başlatmıştır.  Kıbrıs Türk Halkının soykırıma uğramasını engellemiştir.
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı sonrası yıllarca devam eden  çözüm amaçlı toplumlararası görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine  Kıbrıs Türk Halkı self-determinasyon hakkını kullanarak bağımsızlığını ve egemenliğini , meşru hak ve çıkarlarını savunmak ve korumak; Kıbrıs’ta azınlık olmadığını, Rumların  Kıbrıs Türk Halkını  temsil etmediğini dünyaya haykırmak için 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.
Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak yakın gelecekte   iki halkın   siyasi eşitliğine, egemenliğine  ortaklığına  dayalı  siyasi bir çözüm asla ve asla mümkün değildir.. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’nin tanınmasıyla mümkündür. Bugünkü mevcut sınırın uluslararası bir sınır haline getirilmesi gerekmektedir. KKTC, Güney Kıbrıs gibi  ayrı bir devlet olarak  AB’ne dahil edilmelidir.  KKTC’deki  Liman ve hava alanları uluslararası ticarete ve  trafiğe  açılmalıdır, KKTC’ye uygulanan  ambargolar kaldırılmalıdır.    Anavatanımız Türkiye’nin    Kıbrıs üzerindeki hak ve statüsü korunmalıdır.
Anavatanımız Türkiye’nin  Kıbrıs’la ilgili hak ve menfaatlerinden vazgeçmesi asla ve asla mümkün değildir.  Kıbrıs Türk Halkının Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm adına bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’den vazgeçmesi söz konusu bile olamaz. Kıbrıs Türk Halkına düşen görev; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne  sahip çıkarak, gelecek kuşaklara tanınmış ve  güçlü  bir devlet bırakmaktır.
Sonuç olarak; Anavatanımız Türkiye’nin  Uluslararası Antlaşmalar çerçevesinde  gerçekleştirmiş olduğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile  Kıbrıs Türk Halkının can ve mal güvenliği sağlanmıştır.   
Egemenlik; Özgürlüktür, Hürriyettir. Egemenlik; Kıbrıs Türk Halkının  ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  geleceğidir.  Kıbrıs Türk Halkının egemen ve bağımsız olmadığı ve de KKTC’nin tanınmadığı bir antlaşma adil ve kalıcı olamaz..
Rum-Yunan ikilisi, Kıbrıs Türk Halkını dün olduğu gibi bugün de kendi vatanında ‘azınlık’ durumuna düşürmek istemektedir. Barış  ve çözüm adı altında  bağımsızlığımızdan, egemenliğimizden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olgusundan vazgeçmemiz mümkün değildir.
Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitliği, egemenliği, self-determinasyon hakkı Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi ve de bağımsız ve egemen iki devletin    yan yana varlığı kabul edilmelidir. Kıbrıs Türk Halkı adil ve kalıcı bir barış  ve antlaşma  istemektedir.  Bu da ancak bağımsız ve egemen  iki devletin varlığı ve birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla mümkündür..  Komşularıyla iyi ilişkiler içerisinde yan yana  ve huzur içinde yaşamak istemektedir.
 Kıbrıs Türk Halkı; 21 Aralık 1963 Kanlı Noel ve sonrasında 11 yıl boyunca  yaşadıklarını yeniden yaşamamak için bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkacak ve de  bayraklarımız altında özgür olarak yaşamaya devam edecektir..  20 Temmuz 1974 Barış Harekatından beri Kıbrıs’ta mutlak bir barış ve huzur vardır.  Bunun yegane teminatı anavatanımız Türkiye’dir..
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev; bağımsızlığımıza ve egemenliğimize , bağımsız ve egemen devletimize sahip çıkarak   gelecek kuşaklara tanınmış güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti bırakmaktır. Kıbrıs Türk Halkı olarak  savunmamız gereken tek siyasi çözüm yolu    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasının sağlanması ve  de bağımsız ve egemen bir devlet olarak yoluna devam etmesidir.. 
Şükran Sana  Anavatanım, Şükran Sana Mehmetçiğim, Şükran Sana Mücahidim!..  Ne Mutlu Özgürlüğüne ve Egemenliğine Sahip Çıkanlara!.. Ne Mutlu Bağımsız ve Egemen Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Yaratanlara!.. Ne Mutlu Bağımsız ve Egemen Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne  Sahip Çıkanlara!..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…