TDP Genel Sekreteri Asım İdris, CTP ile UBP’nin kendi hükümet programlarına dahi uymadığını söyledi ve  “2016 yılı içinde erken seçim gündeme gelecek. TDP olarak iktidara hazırlanıyoruz” dedi

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Asım İdris, TDP olarak sorumlulukları gereği yapıcı muhalefet yapmaya devam edeceklerini, ancak temel hedeflerinin iyi bir iktidar olmak olduğunu vurguladı.

Yazılı açıklamasında, bu yönde yoğun bir çalışma yürüttüklerini, gerek komisyonlarda, gerekse de diğer organlarda her sektörle ilgili planlı bir şekilde çalışma yürüttüklerini belirten İdris, “TDP olarak iktidara hazırlanıyoruz. Ayakları yere basan, toplumun sorunlarına gerçekçi çözümler üreten, iyi bir program ve nitelikli kadrolarla halkın karşısında olacağız” dedi.

İktidara gelmeleri halinde şeffaf, katılımcı, demokratik ve adil olacaklarını söyleyen İdris, ‘ülkeyi nasıl yöneteceksek, partiyi de o şekilde yöneteceğiz’ anlayışı ile hareket ettiklerini, bu doğrultuda kararlar ürettiklerini ve Parti Meclisi ile Merkez Yönetim Kurulu kararlarını partinin web sayfasından yayınlamaya başladıklarını açıkladı.

TDP Genel Sekreteri Asım İdris, özel bir Tv kanalına konuk olarak, TDP’nin çalışmaları ve gündemdeki konulara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

CTP-UBP hükümetinin halkın sorunlarını çözmekten uzak olduğunu ve birçok konuda anlaşmazlıklar yaşadıklarını savunan İdris, CTP ile UBP’nin kendi hükümet programlarına dahi uymadığını ileri sürdü.

İdris, hükümetin bu yapısıyla devam edemeyeceğini, 2016 yılı içinde erken seçimin gündeme geleceğini de savundu.

Bir soru üzerine Türkiye’den gelen su konusuyla ilgili olarak da İdris, suyun ticari bir meta olarak özel bir şirketin tekeline devredilmesine karşı olduklarını, su yönetiminin kendi kurumlarımızca yapılması gerektiğini kaydetti.

Hükümetlerin su konusundaki süreci çok yanlış yönettiğini, su ile ilgili yapılmış ve yapılmakta olan müzakereler konusunda meclise, siyasi partilere ve topluma açık ve şeffaf bir biçimde bilgilendirilme yapılmadığını savunan İdris, bunun ciddi bir sorumsuzluk olduğunu, yaratılan krizin ana nedenlerinden birinin de bu olduğunu kaydetti.

 

Su yönetiminin kendi kurumlarımızca yapılmasının, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesinin bir gereği olarak algılanması gerektiğini kaydeden İdris, “Kıbrıs müzakerelerinde eşit ortak olmak ve dönüşümlü başkanlık için mücadele ederken, diğer yandan suyu bile yönetemezsiniz şeklindeki yaklaşımlar kabul edilemez. Kıbrıs Türkü eşit ortak da olur, suyu da idare eder” dedi.