21 ARALIK 1963 KANLI NOEL SALDIRILARINA GİDEN YOL VE HEDEFİ (3)
21 Aralık 1963 Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türk Halkının kaderinde bir dönüm noktasıdır. 21 Aralık 1963 acının ve kararlılığın bir yıl dönümüdür. Kıbrıs Türk Halkını yok etmeyi amaçlayan Akritas Planı böyle bir gecede hayata geçirildi. 21 Aralık 1963 Kanlı Noel’de başlatılan Rum saldırılarının amacı Kıbrıs Türk halkını birkaç gün içinde yok etmek, esir almak; Kıbrıs’ta Rum egemenliğine dayalı Helen Cumhuriyeti kurmak ve ardından Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmekti.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Kıbrıs Türk halkı; Rum vahşetine maruz kaldı.. Silahsız Kıbrıs Türk Halkı Rumların kurşunlarıyla cezalandırıldı.. Tek suçları Türk olmaktı.. Kıbrıs Adasında Kıbrıs Türk Halkı; en karanlık ve belirsiz günlerini yaşıyordu.. O günde Hz. İsa’nın doğum yıl dönümünü bahane eden Rumlar, sokaklara dökülmüşlerdi . 16 Ağustos 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını kabullenemeyen Makarios; bu anayasayı kendi lehlerine değiştirilmesi yönünde Türk tarafından onay alamaması ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’ün ve anavatanımız Türkiye’nin ret kararı üzerine 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarını uygulamaya koyacaklardı..
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Akritas Planı uygulamaya konulurken Kıbrıs Türk halkı, başta Bakanları, Milletvekilleri ve devlet memurları silah zoruyla 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlanıyordu…21 Aralık Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türk Halkının kaderinde bir dönüm noktasıdır. Ancak; Kıbrıs Türk Halkını bir soykırımla ortadan kaldırmak için harekete geçen Rum liderliği hiç beklemedikleri bir dirençle karşılaşacaktı…
21 Aralık 1963 günü sabahın erken saatlerinde 02.30’da Girne’den peş peşe kendi arabalarıyla Lefkoşa’ya 2 araba ile gelen ve Tahtakale bölgesinde Rum Polisler tarafından yoklama bahanesiyle durdurulan Türklerden 2’si açılan ateş sonucu şehit olurken 5’i de yaralanıyordu..
21 Aralık günü Lefkoşa’da Girne Kapısında Atatürk Büstü ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün evi kurşunlanıyordu.
22 Aralık günü T.C Büyükelçiliği ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın Avukatlık Bürosu kurşunlandı. Landroverle dolaşan Rum Polisleri teneffüste bulunan Lefkoşa Türk Lisesi öğrencilerini kurşunladılar..
Ayni günün gecesinde Türkeli (Ayvasıl) köyünde Türkler katliama uğradı. 21 soydaşımız topluca çukurlara gömüldüler. Ayni gün 75 yaşındaki Bayram dede traktörün arkasına bağlanarak sürüklendi ve şehit edildi.
22 Aralık’tan beri K.Kaymaklı’ya düzenlenen saldırılar sonucu 5000 kardeşimiz 25 Aralık’ta göçmen durumuna düşerken kahramanca bir savunma yapan kardeşlerimiz arasında efsaneleşen öğretmen Hüseyin Ruso; Rumların takviye güçlerle bölgeyi kuşatmasıyla Hamitköy’ün ve Lefkoşa’nın emin bölgelerine boşaltılmasına yardımcı olmaya çalışırken şehit olmuştur.. Yine 23 Aralık’ta Larnaka’da Türkler silahlı saldırıya uğrarlar.
22 Aralık’ta TMT’nin çanaklarının açılmasıyla birlikte Kıbrıs Türk halkı mevcut imkanları çerçevesinde müdafaa haklarını kullanmak azminde ve kararındaydı. Anavatanımız Türkiye’nin de en kısa sürede müdahale edeceği inancı vardı. Rumların silahlı saldırılarına karşı TMT’nin ilk ateşi 22 Aralık gecesi Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nden sıkılır ve Kıbrıs Türk halkının Rum katliamlarına karşı ilk silahlı direnişi başlarken Salahi Şevket Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin de ilk şehidi oluyordu..
23 Aralık’ta Lefkoşa Devlet Hastanesinde 25 Türk hasta yatağından kaybolurken 3 günlük lohusa Türk kadını çocuğu ile birlikte Lefkoşa Devlet Hastanesi penceresinden atılarak şehit ediliyorlardı...
24 Aralık akşamı 150’den fazla silahlı Rum Lefkoşa’da Kumsal bölgesinde saldırıya geçerken; o gecede Kıbrıs Türk Kuvveleri Alayı’nda görevli Başhekim Bnb. Dr. Nihat İlhan’ın eşi ve 4 yaşındaki oğlu Murat, 4 yaşındaki oğlu Kutsi ve 6 aylık oğlu banyoda şehit edilirken yine ayni evde misafir durumunda bulunan ev sahibesi Feride hanım şehit oluyor eşi Yusuf Güdem, akrabası Ayşe hanım ve kızı Işıl ve teyzesi Növber hanım yaralanıyorlardı..
Yine 24 Aralık’ta Kumsal Bölgesindeki Un Fabrikası’na düzenlenen sabotajda TMT mensuplarından Tuncer Hasan, Aziz Güner, ve Muhip Hüseyin şehit olurken ; Yılmaz Bora ve Vural Türkmen yaralanıyorlardı.
Rumların 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla birlikte 22 Aralık’ta Yunan Alayı desteğinde Küçük Kaymaklı’ya saldırılarda bulunmasının ardından 23 Aralık’ta Türkiye; Garanti Antlaşmaları çerçevesinde diğer garantör devlet İngiltere ve Yunanistan’la birlikte ortaklaşa bir müdahalede bulunulması yönünde yapmış olduğu girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine tek taraflı müdahale kararı almasının ardından bunu ilgili devletlere bildirecekti..
25 Aralık 1963 günü Yunan Alayı kuvvetlerinin desteğindeki EOKA birliklerinin saldırdığı Lefkoşa’nın hemen Kuzey-Doğu kesiminde K. Kaymaklı’da çarpışmalar bütün şiddetiyle devam ederken silahsız ve savunmasız yüzlerce kadın, erkek , çocuk ve yaşlıları rehin alan EOKA militanları Enosis’i gerçekleştirme adına cinayetler işliyorlardı..
25 Aralık 1963 günü Lefkoşa’dan Ankara’ya yapılan yardım çağrısında “Son Mermilerimizi Atıyoruz, Vatan Sağ Olsun” deniliyordu..
Kıbrıs’tan gelen bu çağrı sonrası Kıbrıs Türk Alayı Garnizonundan çıkarak mevzilenirken Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet İnönü; yaşamının en zor kararlarından birini vererek Kıbrıs’ta yer alan Rum-Yunan saldırılarının durdurulması amacıyla 25 Aralık günü ö.s Lefkoşa semalarında Türk jetlerinin uçurulacağını tüm dünyaya duyuruyordu..
Anavatanımız Türkiye’nin 25 Aralık 1963 günü saat 14.00’te Kıbrıs’a göndermiş olduğu 4 jet, Türkiye ve dünya kamuoyunu heyecanla ayağa kaldırmaya yetiyordu.. 25 Aralık günü saat 14.00’te başlayan ihtar uçuşu karşısında EOKA’cılar Türkiye’nin müdahaleye kesin olarak kararlı olduğunu anlaması üzerine “Ateş-Kes Anlaşması” imzalamak zorunda kalacaklardı..
Bu ihtar uçuşunun hemen ardından ateş-kes ilan edilirken 21-25 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları haftasında Kıbrıs Türk Halkı 92 şehit ve 473 yaralı verirken kayıpların sayısı ise belirsizdi.
Anavatanımız Türkiye’nin Ada’ya çok ciddi bir müdahalesinden çekinen Makarios, İngilizlerin adada yaşayan iki halk arasına İngiliz Askeri Birliklerinin konuşlandırılması teklifini kabul etmesinin ardından 26 Aralık 1963 günü İngiliz üslerinden hareket eden İngiliz Askeri Birliği , “Ateş-Kes Gücü” adı altında Lefkoşa sokaklarında devriye yapmaya başlamıştı.. Ateş-kes Antlaşmasının ardından 27 Aralık 1963 günü İngiliz Generali Peter Young komutasındaki üç garantör devletin askerleri “Barışı Koruma Kuvveti” adı altında göreve başlar.
28 Aralık 1963 günü Kıbrıs’a gelen İngiliz “Ortak Refah İlişkileri” Bakanı DuncanSandays “Siyasi İribatKomitesi”ni kurar. 29 Aralık günü sabahının erken saatlerinde taraflar bir mutabakata vararak harita üzerinde son kez çizilen “Yeşil Hat”tı kabul etmişlerdi. Tümgeneral Peter Young, 30 Aralık 1963 Pazartesi günü sabahı bir basın toplantısı yaparak tesadüfen bir yeşil kalemle Lefkoşa’nın Türk ve Rum kesimlerini ayıran bir hat çizmesinin ardından yapılan antlaşma bu hat “Yeşil Hat” olarak anılacak bu anlaşma “Yeşil Hat Anlaşması” olarak anılacaktı..
Yapılan bu anlaşmaya rağmen daha imzalarının mürekkebi bile kurumadan Rum liderliği 11 yıl boyunca silahlı saldırılarına devam edecekti!... DEVAM EDECEK..