Kurtuluş Savaşı sonrası , Atatürke “İşte memleketi kurtardınız, şimdi ne yapmak istersiniz yapmak istediğiniz diye sorulduğu zaman O, “Eğitim Bakanı olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir” diyerek eğitim ve öğretim ve öğrenimin büyük önemine dikkati çekmiş ve bu alanda köklü değişikliklere imza atmıştır.
Atatürk, “Eğitim ve öğretim, kalkınmanın temel şartıdır ve bu da bir toplumun dünya üzerindeki yerini belirlemektir” diyordu.
Latin Alfabesinin kabul edilmesinden sonra 24 Kasım 1928 tarihinde açılan Millet Mektepleri ile okuma yazma seferberliği başlatılmış , Atatürk bu çatışmalara Başöğretmen sıfatıyla katılmıştır. Millet mekteplerinin açılışı ve Atatürkün Başöğretmenliği kabul tarihi, olan 24 Kasım , Atatürkün 100. Doğum yıldönümü olan 1981 yılından beri “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Atatürk, “öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” demekle öğretmene verdiği sorumluluk büyüktür.
Atatürk İlke ve İnkilaplarını adım adım izleyen Kıbrıs Türk Toplumu, 15 Ağustos 1928de toplanan Öğretmenler Cemiyeti, “Türkiyede Latin Harfleri kabul edildiği zaman Kıbrısta da kabul edilmesini karara bağlamıştı.
Kıbrısta öğretmenlerimiz, “ İngiliz Sömürge Yönetimi” döneminde sadece çocukları okutmakla kalmamışlar, Kıbrıs Türk halkının bilinçli ve Atatürkçü insanlar olarak yetişmeleri için büyük çaba harcamışlar ve de Türklüğü ve Kemalizmi Adanın en ücra köşesine kadar taşımışlardır.
Atatürkün gösterdiği yoldan giden ve Kıbrıs Türk Halkının bağrından çıkan öğretmenlerimiz, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı kuşaklar yetiştirmişler, ulusal bilincin oluşmasında , Türklük şuurunun yerleşmesinde birer meşale olmuşlardır. Öğretmenlerimiz , Enosise karşı mücadelede önder olurken bunu kendilerine temel “Milli Görev” olarak bilmişlerdir.
İngilizlerin din kimliğimizi ortaya çıkarma politikaları , öğretmenlerimizde milli kimliğe sarılma refleksini doğurmuştur. Çünkü, dini unsur kültürel kimliğin bir parçası olmakla beraber evrensel değerleri yansıttığından Kıbrıs Türk Toplumu gibi var olma mücadelesi veren bir toplumda “milli kimlik” çok önemliydi…
Öğretmenlerimiz Türk kültürünün aktarılması ve yaşatılmasında önemli görevler üstlenmişlerdir. Evlerde ve kahvelerde milli romanlar okuyarak, , tiyatrolar sahneleyerek ve de bizzat oynayarak Türk kültürünü aktarmaya çalışmışlardır.
İngiliz Sömürge Yönetiminin tüm baskılarına rağmen okullarda pencereleri ve kapıları kapatarak milli marşlar ve milli şiirler okunmasını sağlamışlardır.
Öğretmenler Günü, öğretmenlerimizin ve öğrenciler arasındaki sevgi ve saygının doruk noktasına ulaştığı bir gündür. Bu özel günün anlam ve önemi büyüktür.
İşte bunun içindir ki öğretmenler günü , fedakar öğretmenlerimizin değerini bir kez daha düşünüp ve değerlendirmemizi ve anlamamızı sağlayan bir gündür. Öğretmenler gününde onları yalnız bırakmamalı ve onları neredeyse arayıp sormalı ve en azından bu güzel duyguları onlarla paylaşmanın mutluluğunu yaşamalıyız.
Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı olması halinde elbet bir gün özgürlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine kavuşacağı inancını hiçbir zaman kaybetmeyen Kıbrıs Türk halkı uzun yıllar süren mücadelesinin sonunda anavatanımız Türkiyenin de desteğiyle 15 Kasım 1983de KKTCni ilan etmiştir.
Kıbrıs Türk halkı Atatürk İlke ve İnkılaplarından aldığı ilhamla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak azminde ve kararındadır…..
Bu vesileyle öğretmenlerimizi saygıyla selamlıyorum de çok değerli öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum, hayatta olmayan öğretmenlerimi minnetle ve şükranla anıyorum, değerli meslektaşlarımı yürekten kutluyorum…..