26 Ocak günü Vali Footun Ankaraya gitmesi dolayısıyla gözler Ankaraya çevrilmişti….İşte o günde ; 26 Ocak 1958 akşamı Ankaradan Bozkurt Gazetesine gelen bir telgraf yanlış tercüme edilirken bu haber , gazetenin basıma geçilmesi aşamasında “İngilterenin ‘Taksimi kabul etti” şeklinde halka duyurulmuştu bile… Ok yaydan fırlamıştı.
Bozkurt gazetesinin ertesi günü bu başlıklarla çıkacağını haber alan bir grup Türk ellerindeki bayraklarla gece yarısına doğru Lefkoşada yollara döküldü. “Ya Taksim, Ya Ölüm ” sesleriyle Lefkoşanın Türk kesiminde dolaşan kalabalık ; Atatürk Meydanında, Asmaaltında ve Girne Caddesinde sabahın ilk saatlerine kadar gösterilerine devam edilir…
O günde , Lefkoşa Türk Lisesi öğrencileri bugünkü Selimiye Camiine yakın mesafedeki Turizm Bakanlığı Binasında öğrenim görmekteydi. Lefkoşa Türk Lisesine şehir içinden gelenler vardı, benim gibi köylerden gelenler vardı. Kulaktan kulağa gelen haberler vardı. Gece vakti Lefkoşada yaşananlar vardı ve o gün yaşanacaklar vardı…
Hiç kimse derse girmiyor ve birlikte hareket ediliyordu… Hedef Saray Önü Meydanı idi... Bayraklarla ve alelacele hazırlanan yaftalarla yollara düşme zamanı gelmişti. Yürüyüşe geçen öğrenciler Evkaf Binası önüne geldiklerinde İngiliz askerlerinin göz yaşartıcı bomba ve coplu saldırılarına maruz kalırlar. Yön değiştiren öğrenciler İş Bankasının önünden yeniden yürüyüşe geçerek bugün Otopark olarak kullanılan o gündeki Viktorya Kız Lisesi önüne gelindi. . Orada kısa bir duraklama yaşandı. Viktorya Kız Lisesi ve Atatürk Kız Meslek Lisesi öğrencilerine bize katılması çağrısında bulunuldu. Neticede Kız öğrencilerin bize katılımının ardından tüm öğrenciler gayet iyi niyetlerle bayram havası içinde “Ya Taksim Ya Ölüm” diyerek yürüyorlardı ki Atatürk Meydanına geldikleri zaman kendilerini beklemekte olan İngiliz askerleri ile karşılaştılar…
Lefkoşa semaları “Ya Taksim Ya Ölüm” sesleriyle inlerken İngiliz Sömürge Yönetimi askerleri zırhlılarıyla sokak aralarına barikatlar kurmaya başlar. Öğrenciler İngiliz Sömürge Yönetiminin askerlerine karşı koymaya başlarlar. İngiliz Sömürge Yönetimi subayları megafonlarla öğrencileri dağılmaya çağırır….
Ardından gelen göz yaşartıcı bombalar ve silah sesleri üzerine halk neler oluyor diyerek Atatürk Meydanına dolmaya başlar. Öğrenciler vuruluyor sesleriyle meydanlara gelen halk öğrencilerle bütünleşerek Saray önüne dolar. Yer , gök, Ya taksim Ya Ölüm sesleriyle inler…
Sabah saat 10da sirenler çalmaya başlar. Yasalara göre sokağa çıkma yasağı konuluyordu. Yasalara göre Güvenlik Kuvvetlerinin ateş etme yetkisi vardı ama aldıran yoktu!..İngiliz askerlerinin , copuna, tüfeğine, karşı Kıbrıs Türk gençliği İngilizlere karşı taşla , sopayla karşılık veriyordu….
İngiliz Sömürge Yönetimi askerleri Girne Caddesine girişi kapatmışlardı. Bugünkü Türk Bankası önünde yüzlerce silahlı , kalkanlı , bombalı İngiliz askerleri ve zırhlı araçları vardı!...
Öğrencilerin hedefi ta başlangıçtan itibaren Sarayönünden geçip Girne Kapısına kadar yürüyüp gelmek ve dağılmaktı… Ancak İngiliz askerlerinin buna izin vermeye niyetleri yoktu ve şiddete başvurmuşlardı bile. İngilizlerin göz yaşartıcı bombaları, silahlı , kalkanlı saldırılarına karşı kız-erkek öğrenciler taşla, ve taşıdıkları pankartlardan kalan tahta parçalarıyla kendilerini müdafaa etme durumunda kalmışlardı….
Diğer yandan Türk Bankası ile Atatürk Meydanı ve Polis Merkezi arasında büyük bir kalabalık oluşur. Bu sırada Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı R. Denktaş gösteri yerine gelir ve demir parmaklıklı polis duvarı üzerine çıkarak halka bir konuşma yapar. Denktaş konuşmasında durumun Ankaraya bildirildiğini , gösterilen azim ve kararlılığın takdire şayan olduğunu belirterek halkın sessizce dağılmasını istedi...
Denktaş konuşmasını tam bitirdiği ve kalabalığın dağılmak üzere olduğu bir sırada üzerinde otomatik bir ağır silah olan bir Askeri Cip Araba, Girne Kapısı yönünden Atatürk Meydanına hızla gelir ve kalabalığın arasına girer. Askeri cip 4 vatandaşımızı çiğner. Mehmet Ahmet Bondigo (20) hemen orada şehit olurken benim hemen yanımda olan Meriç (Mora) köyünden Şerife Mehmet ağır yaralanır ve kaldırıldığı Özel Hastanede şehit olur…
Bu durum karşısında öğrenciler ve halkımız İngiliz askerlerine yeniden saldırıya geçerler. İngiliz askerlerinin bir kısmı polis avlusuna çekilirler ancak göz yaşartıcı bomba atmaya devam ederler. Göz yaşartıcı bombalar, taşlar ve şişeler havada uçuşur. Bu arada Polis Merkezi önündeki 3 araba yakılır. Atatürk Meydanı , Polis Merkezi önü savaş alanına döner…
Çatışmalar devam ederken ayni anda Girne Kapısında, İnönü Meydanı ve Tekke Bahçesi arasında faaliyet gösteren Rumlara ait Ford garajı yakıldı.
Kıbrıs Türk halkı 27 Ocak günü İngiliz Yönetimi askerlerinin “Ya Taksim Ya Ölüm” sloganlarına bu kadar tepki göstermesini hiç beklemiyordu. Rumların , taşlı , sopalı saldırılarına tepki göstermeyen İngilizlerin Türk öğrenciler üzerine kurşun yağdırmalarını Kıbrıs Türk halkı kabul edemiyordu… YARIN DEVAM EDECEK