27-28 OCAK 1958 DİRENİŞİMİZİN 60. YIL DÖNÜMÜ VE ÖNEMİ (2)
27-28 Ocak 1958, Kıbrıs Türk Halkının İngiliz Sömürge Yönetimi’ne karşı direndiği; tüm dünyaya “Kıbrıs’ta Ben De Varım Ve Var Olmaya Devam Edeceğim” diye haykırdığı; her ne pahasına olursa olsun; bu topraklara sahip çıkacağının ve de bağımsızlığı ve özgürlüğü için canını ve kanını, seve seve vereceğinin mesajını verdiği bir gündür.
26 Ocak 1958 akşamı geç saatlerde 27 Ocak’ta çıkacak Bozkurt gazetesinin manşet haberi Lefkoşa’da dilden dile dolaşmaya başlamıştı.. Ankara kaynaklı manşet haber şöyleydi: Zorlu’nun Çok Mühim Beyanatı: “İngiltere Taksimi Kabul Etti”.
Gazeteye gelen haber yanlış anlaşılmıştı. Gelen mesajda, İngiliz Dışişleri Bakanının eski bir beyanatına atfen bir haber yer alıyordu. Ancak ok yaydan fırlamıştı!..
Yanlış anlaşılan mesaj dilden dile dolaşırken gece yarısına doğru Lefkoşa’da Şemmedi önderliğinde bir grup sabaha kadar yollara dökülür ve de Asmaaltı, Atatürk Meydanı, İnönü Meydanı arasında “Taksim Kararı Çıktı, Türk Askeri Geliyor” sloganlarıyla dolaşırken evinin penceresini açanlar da sevinç ve şükran çığlıkları atıyordu.. O akşam yaşananlar vardı ve ertesi gün yaşanacaklar vardı!..
27 Ocak günü bu haberi alan Lefkoşa Türk Lisesi öğrencileri derse girmiyordu. Benim de aralarında bulunduğum öğrenciler ‘Taksim’ lehinde sevinç gösterileriyle okullarından yürüyüşe geçerek Selimiye Camii yanından geçerek Vakıflar İdaresi binasının hemen ilerisinden Saray Önü Meydanına girmek ve Girne Kapısına kadar gitmek isterken İngiliz askerlerinin göz yaşartıcı bomba ve coplu saldırılarına maruz kalırlar..
Bu kez yön değiştiren öğrenciler Evkaf Binası ve İş Bankası arasındaki yolu kullanarak Atatürk Meydanına giden yolda yolumuzun üzerinde ; bugün Oto Park olarak kullanılan bina o günde Viktorya Kız Lisesi vardı... Orada Viktorya Kız Lisesi ve Atatürk Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin de katılımının ardından kız ve erkek öğrenciler “Ya Taksim Ya Ölüm” sesleriyle çok iyi niyetlerle Atatürk Meydanına geldiklerinde hedefleri, Girne Kapısına kadar gidip geri dönmekti. Ancak Polis Merkezi ve Türk Bankası arasındaki cadde, bugünkü Girne Caddesi girişinde kendilerini beklemekte olan İngiliz askerlerinin şiddetiyle karşılaşırlar..
Gençler, İngiliz Emniyet Kuvvetlerinin göz yaşartıcı bombalarına ve coplarına taşlarla ve sopalarla cevap verirler. O günde Kıbrıs Türk gençliği kızı ve erkeğiyle İngiliz askerleriyle göğüs göğüse çarpışırken , “Ya Taksim Ya Ölüm” sözleri yeri göğü inletiyordu…
Sabah saat 10.00’da Polis Merkezi’nde sirenler çalmaya başlar ve sokağa çıkma yasağı konulur. Yasalara göre sokağa çıkma yasağına uymayanlara Güvenlik Kuvvetlerinin ateş açma yetkisi vardı. Ama siren seslerine aldıran yoktu…
İngiliz askerleri önce havaya sonra da direkt öğrencilerin üzerine ateş açarlar. “Silah sesleri” ve “İngiliz askerleri öğrencileri vurdu” diye yükselen sesler bir anda Lefkoşa’da yankılanır . Halkımız sokağa çıkma yasağına uymayarak meydanlara dolmaya başlar. Kalabalık kontrolden çıkar. İngiliz askerleri Tank ve Zırhlı araçlarına ek olarak küçük uçaklarıyla havadan destek alarak kalabalığın üzerine göz yaşartıcı bombalar atarlar. O günde Atatürk Meydanı’na yakın oturan dayımın evine giderek gözlerimi yıkadığımı; dönüşte taş ve şişe toplayıp meydana getirdiğimi çok iyi hatırlıyorum ve o heyecanı yeniden yaşıyorum..
Yıllardan beri Rum gençliğinin düzenlediği etkinliklere ve de yaptıkları taşkınlıklara tepki göstermeyen İngiliz askerleri acımasız bir şekilde Türk gençliğinin, Türk halkının üzerine geliyorlardı. Bu durum hiç şüphe yok ki Kıbrıs Türk halkında büyük bir öfke yaratmıştı…
İngiliz Güvenlik Kuvvetlerinin Göz yaşartıcı bombalarına , coplarına ve ateşli silahına rağmen Girne Kapısına kadar ilerlemeyi başaran gençlerimize, halkımıza Girne Kapısı’nda konuşma yapan Kıbrıs Türk’tür Partisi Genel Sekreteri Osman Örek; gençliğe “sessizce dağılmalarını tavsiye” ederken bir gencimiz Girne kapısının burcuna Türk bayrağını dikiyordu…
Osman Örek’in tavsiyelerine uyarak kalabalığın dağılmaya başladığı bir anda Çağlayan bölgesinden gelen gençlerin taşıdığı büyük bir Türk bayrağını , İngilizlerin zor kullanarak ele geçirmesi üzerine Türk gençliği, İngiliz askerleriyle yeniden çatışmaya başlar... İngiliz askerleri copları yanında süngü takarak saldırırken çatışmalar sokak aralarına kadar uzanacaktı…
Kıbrıs Türk gençliği; İngiliz Emniyet Kuvvetlerinin göz yaşartıcı bombalarına ve coplarına; taşlarla ve sopalarla cevap verir ve İngiliz askerleriyle göğüs göğüse çarpışırken, “Ya Taksim Ya Ölüm” sözleri yeri göğü inletiyordu. YARIN DEVAM EDECEK…