27-29 NİSAN 2021’DE CENEVRE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN 5+BM TOPLANTISI BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANIRKEN
Cenevre’de 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında 3 gün boyunca devam eden 5+BM gayrı resmi Kıbrıs Konferansının uzlaşma sağlanamadan sona ermesinin ardından yapmış olduğu açıklamada siyasi çözüme yönelik resmi görüşmelerin başlaması için ortak zemin bulamadıklarını söyleyen BM Genel Sekreteri Guterres: “Ben vazgeçmiyorum. 2-3 ay sonra yapılması planlanan bir sonraki görüşme için devam edeceğiz” dedi.
Zirveyi değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Bizim ortaya koyduğumuz öneriler dünyanın her yerinde değerlendirmeye alınmıştır. Bu tarihi adımla aşama kaydettik, yeni bir sayfa açıldı. Gönül rahatlığı ve huzuru içindeyiz” derken Cenevre görüşmesini “tarihi” olarak nitelendiren Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu: “Türk tarafının egemen eşitlik talebinin bu toplantı sayesinde kayıtlara geçtiğini” ifade etti.. Diğer yandan konu ile ilgili olarak İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab: “Tekrardan görüşme taahhüdü memnuniyet verici” dedi..
Geriye dönüp baktığımızda her şeyden önce Anavatanımız Türkiye ve KKTC; 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleştirilmesi hedeflenen 5+BM toplantısı; 7 Temmuz 2017’de Crans Montana’da başarısızlıkla sona eren Konferansın devamı olacak bir toplantı olmamasını hedefliyordu.
5 Mart 2021’de yapmış olduğu açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıs Türk tarafı , Kıbrıs’ta özgür şekilde müzakere edebilecek ve karşılıklı olarak kabul edilebilecek bir anlaşma adına 5+BM gayrı resmi toplantısına iyi niyet ve yaratıcı tutumla katılacaktır” demişti.
Diğer yandan, Kıbrıs sorununun çözüm zemininde değişiklik olabilmesi için tüm tarafların rızası olması gerektiğini, kendilerinin müzakere zemininin değişmesini kabul etmelerinin söz konusu olmadığını dile getiren GKRY Dışişleri Bakanı Hristodulidis: “Kıbrıs müzakerelerinin sonucunu siyasi eşitlik değil, garantiler-güvenlik konusunun belirleyeceğini” söylemişti..
Cenevre’deki Kıbrıs Zirvesi öncesi GKRY Lideri Nikos Anastasiadis “Türkiye Rum Yönetimini tanımazsa , iki devletli çözümden vazgeçmezse , garanti anlaşmalarından vazgeçmezse AB ile hedeflediği ilişkilerini engelleyeceğiz” dedi.
5+BM toplantısının tek bir hedefi vardı ve bu öneriyi de Anavatanımız Türkiye yapmıştır. Müzakerelerin yeniden başlaması halinde ayni şeyler konuşulmamalı ve tekrarlanmamalı.. Müzakerelerin başlayabilmesi için yeni bir zemin olmalı.. 5+BM toplantısı da bunun ortaya çıkmasını sağlamaya yönelik bir toplantıdır.
Konu toplantı öncesi günlerde basına yapmış olduğu açıklamada Türkiye ve KKTC olarak başından bu yana görüş, duruş ve hedeflerinin ne olduğunu çok net ve samimi bir şekilde ifade ettiklerini kaydeden KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu: 5+BM toplantısının Türk tarafının önerisi olduğunu anımsatmıştı..
Sayın Ertuğruloğlu: “5+BM görüşmesi 53 yıldır süren toplumlararası görüşmeler sürecinin bir devamı değil, olmayacak… 5+BM toplantısı, Crans Montana’da bırakıldığı yerden devam edilecek bir toplantı olmadığı gibi, güven artırıcı önlemlerin gündeme alınacağı bir toplantı değil. 5+BM, 53 yıllık başarısız müzakere süreci sonrasında ayni şeyleri tekrarlayarak farklı bir netice beklemenin bir akıl işi olmadığı noktasından hareketle, bundan sonra eğer bir müzakere süreci olacaksa , neyin müzakere edileceğinin ortak bir zemin olup olmadığının ortaya çıkmasını sağlamak üzere önerilmiştir.” Dedi.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden ve BM Genel Sekreterinden Kıbrıs görüşmelerinden ortak bir zeminin olup olmadığının samimi ve net bir şekilde ortaya koymalarını beklediklerini kaydeden KKTC Dışişleri Bakanı sayın Ertuğruloğlu gerekirse 5+BM sonrası bir toplantı daha olabileceğini ve bunun ardından ortak bir zeminin olup olmadığına ilişkin net bir cevabın ortaya çıkması gerektiğini vurguladı.. BM Genel Sekreteri’nin yaratıcı fikirlerle gelin demesi, “Ayni şeyleri tekrarlayarak farklı netice beklenmemesi gerekir” duruşunun doğal bir ifadesidir. En yaratıcı fikirlerle gelecek olan da biziz, belli. Rum tarafının herhangi bir yaratıcı fikirle geleceğini kimse düşünemez” diyen sayın Tahsin Ertuğruloğlu: 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının Kıbrıs konusunun müzakereler yoluyla iki tarafın kabul edilebileceği bir anlaşma sağlanmasının önündeki engel oluşturduğunu dile getirdi..
27 Nisan 2021’de Cenevre’de başlayan 5+BM gayrı resmi konferans çerçevesinde BM Genel Sekreteri Guterres’in KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ve GKRY Lideri Anastasiadis ile ayrı ayrı gerçekleştirdiği görüşmelerin tamamlanmasının ardından katılımcılar için düzenlenen resepsiyonda sayın Ersin Tatar ve Anastasiadis’intaktığı maskelerde ülkelerinin bayraklarının olması dikkatlerden kaçmadı. Sayın Tatar, KKTC Bayraklı, Anastasiadis ise 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklı maske kullandı.. Bayrağına ve KKTC Cumhuriyeti’ne sahip çıkan sayın Ersin Tatar’ı bir kez daha yürekten kutluyorum..
29 Nisan 2021 tarihli Halkın Sesi Gazetesinin 8. Sayfasındaki habere göre; 28 Nisan 2021’de Cenevre’de yer alan Kıbrıs Zirvesi’nde bir sürpriz bir gelişme yaşandı. KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; Cenevre’de BM’e 6 maddelik bir öneri dizisi sundu ve “iki devletli çözüm” için BM Güvenlik Konseyi’nden açılım istedi.. Önerilerde Kıbrıs Türk tarafı, BM Genel Sekreteri’nin inisiyatifi alıp, yeni bir BM kararı geçirmesini ve Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla eşit uluslararası statüye ve egemenliğe sahip olmasını istedi..
“KKTC’nin Tanınmaması” yönündeki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının bir anlamda geri alınmasını isteyen öneride, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e de inisiyatif üstlenme çağrısı yapıldı. Öneride, iki devletin birbirini “Eş Zamanlı Olarak Tanıması” da gündeme getirildi.. Öneri Türkiye’nin “iki devletli çözüm önerisinin dayanak noktaları” olarak sayın Ersin Tatar tarafından masaya konuldu.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın BM’e sunduğu önerisinde, Kıbrıs’ta iki tarafın eşit egemenliğinin sağlanmasıyla, BM himayesinde sonuç odaklı ve takvimi belli olan müzakerelere başlanabileceği belirtildi.. Sayın Ersin Tatar’ın önerisinde; “Bu müzakereler sonucunda varılacak herhangi bir anlaşma , iki devlette ayrı ayrı olarak eş zamanlı referandumlarda onaya sunulacaktır.” İbaresi yer aldı.
“Kıbrıs Türk önerisinin özü, Kıbrıs Türk Halkının özünde var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tanınmasıdır ve bu yolla Ada’daki iki mevcut Devlet arasında bir işbirliği ilişkisi kurulabilir” ifadesiyle başlayan öneride “Bu, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüme doğru sonuç odaklı ve belli bir zaman aralığını kapsayan müzakerelerin yolunu açacaktır.” Denildi..
Metinde, Kıbrıs Türk tarafının bir gecede değil, on yıllarca süren uzun , çetin ve başarısızlıkla sonuçlanan müzakereler sonunda bu noktaya geldiği, iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm modelinin tüm boyutlarıyla tüketildiği vurgulandı. Bu başarısızlığın esas nedenleri , Kıbrıs’ı Helenizmin bir parçası olarak gören Kıbrıslı Rum ve Yunan vizyonu, 1960 Anlaşmalarının ihlal edilmesi, ortaklığın gasp edilmesi ve devam eden işgaliyle yaratılan, tarafların eşit olmayan statüsü olarak sıralandı.
Öneride Kıbrıs Türk tarafının 1960 Anlaşmalarının tarafı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olduğu hatırlatılarak “ Devletin tüm niteliklerine sahip olan Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafının sahip olduğu ve şu anda kullanmakta olduğu ayni haklara ve statüye sahiptir.” Denildi. Metinde, “Somut deneyimler ve önemli ölçüde değişen yerel, bölgesel ve uluslararası ortamın yanı sıra, Adadaki mevcut gerçekler, bizi Kıbrıs’ı sürdürülebilir istikrar ve birlikte barış içinde yaşayabilecek bir ada yapmak amacıyla yeni öneriler getirmeye zorlamıştır” ifadeleri de kullanıldı.
Cenevre’deki toplantıların, sadece Kıbrıs Türk Halkına karşı yapılmaya devam eden büyük bir adaletsizliği gidermek için değil, ayni zamanda sürdürülebilir çözüm yolunda başarısızlığın temel nedenlerini ortadan kaldırmak için gerekli adımları atmak için tarihi bir fırsat olduğunun altı çizildi. Kıbrıs Türklerinin önerisinde, Adadaki iki Devlet arasında egemen eşitliklerine ve eşit uluslararası statülerine dayalı bir işbirliği odaklı ilişki kurmayı amaçladığı ifade edildi..
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın Cenevre’deki gayrı resmi Kıbrıs görüşmelerinde BM Genel Sekreteri Guterres’e ve tüm taraflara sunduğu 6 maddelik öneriye tepki gösteren GKRY Lideri Anastasiadis: “Tatar’ın yazılı olarak sunduklarının kendisinde büyük bir hayal kırıklığı yarattığını vurguladı.
BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşen T.C Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: “Kıbrıs’ta çözüm iki tarafın uluslararası eşit statüsüne ve egemen eşitliğine dayanmalı” dedi ve“Tek gerçekçi çözüm, yeni müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yapılması” paylaşımında bulundu. Açıklamasında Çavuşoğlu: “Federal çözümün neden mümkün olamayacağını anlattık. Adil ve sürdürülebilir çözüme ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir” ifadelerini kullandı..
Sonuç olarak; Kıbrıs sorunun tek nedeni Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali idea hayalleri çerçevesinde yer alan Enosis hedefleridir. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm ancak bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasının sağlanmasıyla mümkündür.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…