30 AĞUSTOS ZAFERİNİN 101. YIL DÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ (1)
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun..
Sevr Anlaşması 10 Ağustos 1920’de İtilaf Devletleri ; Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya ile mağlup olan Osmanlı İmparatorlu arasında imzandı. Sevr Antlaşası 433 maddeden oluşmaktaydı..
..101 yıl önce imzalanan Sevr Anlaşması ile Osmanlı Devleti’nin topraklarını işgal etme planları devreye sokulmuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen Milli Mücadele sonrası gelen zafer, 1923’te Lozan Antlaşması’nın imzalanmasını sağladı ve de Sevr haritası da çöpe atılmış oldu.
Mustafa Kemal Paşa Komutasındaki Türk Ordusunun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçmiştir.
I.Dünya Savaşı sonrası gerçekleşen 30 Ekim 1918 Mondoros Ateş-Kes Anlaşmasının ardından İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti topraklarını işgale başlarken Türk Milleti için “Milli Mücadele” zorunlu hale gelmişti.
Nitekim, Mondoros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Adana’ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralan Mustafa Kemal Paşa: “Savaş Müttefikler İçin Bitmiş Olabilir; Ama Bizi İlgilendiren Esas Savaş, İstikbalimizin Savaşı Şimdi Başlıyor” sözleri ile Milli Mücadelenin başlayacağının mesajını veriyordu.
30 Ekim 1918 Mondoros Ateş-Kes Anlaşması sonrası 15 Mayıs 1919’da İtilaf Devletleri Donanması İstanbul’a; yine İngiltere, Afyon, Eskişehir, İzmit, Samsun ve Merzifon’a asker göndermişti. Fransa ise Mersin, Dörtyol, Adana, Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal etmesi yanında Doğu Trakya ve Afyon Tren istasyonlarını işgal etmişti.
İtalyanlar Antalya ve Anadolu’nun Güney Batısını, Yunanistan; İzmir, Afyon ve Bursa’yı işgal etti. Yine Doğu Karadeniz’de Rumlar ve Doğu Anadolu’da Ermeniler isyan ederek devlet kurma çalışmalarına başlamıştı.
Mustafa Kemal Paşa, 31 Ekim-10 Kasım 1918 tarihleri arasında Yıldırım orduları Komutanı sıfatıyla Adana’dan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa İtilaf Devletleriyle Ateş-Kes Anlaşması imzaladığını belirterek hiçbir şekilde düşmana ateşle karşılık verilmemesini istemiş ve düşmana ateşle karşılık vermekten söz eden Mustafa Kemal’i görevinden alıp İstanbul’a çağırmıştı.
Mustafa Kemal ise İstanbul’a gitmeden önce Adana’da ilk direniş hazırlıklarını yapmıştır. Mustafa Kemal, silah arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) ile yaptığı “Adana Mülakatı” sonrasında Adana’da “İlk Direniş Yuvaları” kurulmuştur.
1919 yılında I.Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri,30 Ekim 1918Mondoros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak türlü bahanelerle Anadolu’yu işgale başladı, ordusunun cephanesi elinden alınan Türk milleti zor durumda bırakılmaya çalışılmıştı..
7 Mayıs 1919’da İtilaf Devletleri Yüksek Konseyi’nin aldığı kararın ardından İngiliz Donanması desteğinde 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin ardından 21 Haziran 1919’da İtilaf Devletleri Türk Milletinin direnişini kırmak için İzmir’de bulunan Yunan kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan Ordusu tarafından işgal edildi..
..O günde Samsun ve çevresindeki Rumlar, 17-18 Mart 1919 tarihinde Samsun’a asker çıkaran İngilizleri de arkasına alarak, yaptıkları çete baskınlarıyla kargaşa çıkararak, Mondoros Ateş-Kes Anlaşmasının 7. Maddesi gereği bölgeyi İtilaf Devletlerinin işgaline açmak istemektedir..
..Bölgede asayişi sağlamak için 9. Ordu Müfettişi olarak Osmanlı Devleti tarafından görevlendirilen Mustafa Kemal, kurtuluş mücadelesi planlarıyla ve mahiyetindeki 55 kişiyle 15 Mayıs 1919’da bir Cuma günü öğleden sonra o dönemdeki adı “Panderme” olan yolcu gemisiyle Samsun’a doğru yola çıkar..
..Fırtınalı bir Pazartesi günü Samsun sahiline demir atan, bilinen adıyla Bandırma Gemisi’ndeki Mustafa Kemal ve arkadaşlarını , ilk olarak Havuzlu İsmail’in kullandığı sandalla Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey Karşılar. Kaynak: aa.com.tr/tr/turkiye/ ilk-adimla-baslayan-buyuk-yuruyus-100-yılında-/1481310
15 Mayıs 1919’da Yunan Ordularının İzmir’e ayak bastığı günlerde 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa; 19-25 Mayıs tarihleri arasında Samsun’da kalır. 25 Mayıs 1919’da Havza’ya geçen Mustafa Kemal, ilk temaslarını Havza’da yaptı ve 29 Mayıs günü Havza telgrafhanesinden gönderdiği Genelgesinde İzmir ve Ege’deki Yunan işgalinin uyandırdığı tehlikelere dikkat çekerek milli protesto hareketlerinin ve mitinglerinin başlamasını isterken Büyük Türk Milleti, tarih boyunca gösterdiği “Millet Olma Bilinci” içerisinde işgallere karşı Kuvayı-Milliye hareketini başlatacaktı..
21-22 Haziran 1919 tarihli Amasya Genelgesi’nde ilk kez: “Vatan’ın Bütünlüğü, Milletin Bağımsızlığı Tehlikededir. Vatanın Bütünlüğünü , Milletin Bağımsızlığını ve Milletin İstiklalini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır” deniliyordu.
23 Temmuz-07 Ağustos 1919’da Erzurum ve 4 Eylül-11 Eylül 1919’da Sivas Kongreleri yapıldı. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde: “Milli Sınırlar İçerisinde ‘Vatan’ Bir Bütündür, Parçalanamaz. Manda ve Himaye Kabul Edilemez” deniliyor ve de Türk Kurtuluş Savaşı millete mal ediliyor ve de kurulan düzenli ordularla savaşa girilir. Öncelikle Doğu’da Ermeni çetelerine karşı mücadele başlatılıyordu..
Erzurum Kongresi günlerinde; Mazhar Müfit Kansu’ya özel bir defter alarak yazmasını isteyen Atatürk’ün; yazdırdığı ilk maddede: “Zaferden Sonra Devletin Şekli Cumhuriyet Olacaktır” deniliyordu..
..Yine Erzurum Kongresinde kendisine “Yoksa Cumhuriyete Doğru Mu Gidiyoruz?” diye soran muhatabına “Hala Şüphen Mi Var?” demişti. Kaynak: Dr. Cihangir Dumanlı, Bütün Dünya , Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, s.8 sayı 2017/10, 1 Ekim 2017
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı politikalarını Atatürk ve Silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırmasının ardından özellikle Batı Cephesi’nde hareketlilik başladı.
10 Ocak 1921’de I.İnönü Zaferi ve 31 Mart 1921’de 2’nci İnönü Zaferinin kazanılmasının ardından 23 Ağustos 1921’de başlayan ve gece gündüz devam eden Sakarya Meydan Muharebesi; Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olacaktı.
23 Ağustos 1921’de Yunanlılar taarruza başlarken ; Gazi Mustafa Kemal Paşa “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır; O Satıh Bütün Vatandır. Her Karış Toprağı Vatandaşın Kanı İle Sulanmadıkça Terk Olunamaz” emrini veriyordu..
..Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden sonra bir süre duraklayan Yunan ordusu, hazırlıklarını tamamladıktan sonra 23 Ağustos 1921 günü Sakarya Irmağının gerisinde bulunan Türk mevzilerine karşı saldırıya geçtiler. Takviyeli Yunan Askeri Kuvvetleri önemli Türk mevzilerini ele geçirerek Polatlı’ya yaklaştılar. Bazı yerlerde Türk savunma hatları yarıldı, Türk ordusu yer yer geri çekildi..
..Bunun üzerine Başkomutan Mustafa Kemal Paşa , yeni bir savaş taktiği ile “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır. O Satıh Bütün Vatandır. Vatanın Her Karış Toprağı Vatandaşın Kanı İle Sulanmadıkça, Tek Olunamaz” diyerek vatanın her karış toprağını sonuna kadar savunmaya başladı..
..Düşman, büyük kayıplara uğratılarak saldırı gücünden yoksun bırakıldı. Elde edilen üstünlük üzerine 10 Eylül 1921’de Mustafa Kemal Paşa saldırıya geçilmesini emretti..
..11 Eylül’de bu saldırı bütün cephe boyunca yayılır ve düşman 12 Eylül 1921 günü bulunduğu yerden sökülüp atılır. Büyük bir bozguna uğrayan Yunanlılar perişan durumda Sakarya Irmağının batısına çekildiler.
22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın emrinde, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın (İnönü) yönetimindeki Türk Ordusunun gayretleriyle ve Türk Milletinin varını yoğunu orduya vermesiyle zafer 13 Eylül 1921’de kazanıldı. Kaynak: ataturkinkilaplari.com/ads/73/sakarya-meydan-muharebesi-23-agustos-13-eylül-1921.html
Bu zaferle birlikte Yunanlılar savunmaya , Türkler ise taarruza geçerken bu zafer sonrası TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallık” rütbesi ile “Gazilik” ünvanı vermiştir. YARIN DEVAM EDECEK..