30 AĞUSTOS ZAFERİNİN 101. YIL DÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ (2)

Abone Ol

30 Ağustos Zafer Bayramı Türk milleti için ulusal açıdan büyük öneme sahip olan bir bayramdır. Bu bayram, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli dönüm noktalarından birini temsil etmekte olup Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda bir milattır. 30 Ağustos 1922’de kazanılan bu zafer, büyük Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığının bir ifadesidir. 30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun bir başlangıcını temsil etmektedir.
Gerilere dönüp baktığımızda 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün, 22 gece süren savaş sonunda 13 Eylül 1921’de Türk Ordusu kazandığı  büyük bir zaferle  Yunan Ordusunu geri kaçmak zorunda bırakmıştır. Bu zaferle birlikte Yunanlılar savunmaya, Türkler ise taarruza geçerken kazanılan bu zafer sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşallık” rütbesi   ile “Gazilik” ünvanı vermiştir.
10 Ağustos 1922’de imzalanan Sevr Antlaşması ile Türk’ün kendi anayurdunda  hür yaşama hakkına son verilmek istenirken söz konusu antlaşmayı Ankara’da Büyük Millet Meclisi sert bir bildiri ile kınayarak kabul etmeyeceğini ilan ediyordu.
10 Ocak 1921’de I. İnönü Zaferi ve 31 Mart 1921’de 2. İnönü Zaferinin kazanılmasının ardından 23 Ağustos 1921’de başlayan ve gece gündüz devam eden Sakarya Meydan Muharebesi; Türk Kurtuluş Savaşının dönüm noktası olacaktı. 23 Ağustos 1921’de Yunanlılar taarruza başlarken; Gazi Mustafa Kemal Paşa : “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır; O Satıh Bütün Vatandır. Her Karış Toprağı Vatandaşın Kanı ile Sulanmadıkça Terk Olunamaz” emrini veriyordu.
23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün süren savaş sonunda  13 Eylül 1921’de Türk Ordusu büyük bir zafer kazanırken  Yunan ordusunu geri kaçmak zorunda bırakmıştır. Bu zaferle birlikte Yunanlılar savunmaya , Türkler ise taarruza geçerken bu zafer sonrası TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya  “Mareşallık” rütbesi ile “Gazilik” ünvanı vermiştir.
Türk Ordusu Sakarya’dan sonra noksanlarını tamamlamış, o zamana kadar savunma muharebeleri yapan orduyu Mustafa Kemal Paşa  taarruz ordusu haline getirmiştir. Hedef son ve kesin bir darbe ile Yunan Ordusunu imha etmek ve işgal ettiği yerleri kurtarmaktı.
Başkomutanlık  Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nı sona erdiren savaştır. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’un beşinci günü diğer bir değişle 30 Ağustos günü Dumlupınar yakınlarındaki Aslıhanlar Meydan Savaşı’nda Türk ordusu düşmanın beş Tümenini yok etti.
Başkomutanlık Meydan Savaşı, iki yıl süreyle , bir yasayla bu ad kabul edilinceye kadar, Aslıhanlar Meydan Muharebesi  adıyla anıldı. Savaşı, Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal  Paşa  Aslıhanlar’ın  çok yakınındaki Akçaşar’daki  komuta yerinden yönetti.  Çarpışmalar saat 14.00’te başladı. Hızla gelişerek saat 17.00’de doruk noktasına ulaştı. Bu saatten başlayarak düşman kuvvetleri grup grup beyaz bayraklar sallayıp Türk Ordusu’na  teslim oldu. 29 Ağustos akşamı 40 000’lik bir kuvvetle bölgeye gelen Yunan Ordusu’nun beş Tümeni 30 Ağustos gece yarısına doğru yaklaşık 4.000 ölü ve 2000 tutsak verdi.  7.000 kişilik Yunan  Askeri Kuvveti ise karanlıktan yararlanarak Murat dağı yoluyla çekilmeyi başardı. Çekilenlerden 1069 kişi 31 Ağustos’ta Oysu’da, Yunan Başkomutanı General Trikopis  ve 5476 kişi 2 Eylül’de Uşak yöresinde tutsak edildi..
..Başkomutanlık Meydan Savaşı, dünya savaş tarihine taktik ve strateji yönünden  kusursuz hazırlanıp uygulanmış bir Meydan Savaşı olarak geçti.  Savaşın kazanılmasında çarpışmaları Mustafa Kemal Paşa’nın  yönetmesi, Güneydeki 5., 11., 23., 3. Kafkas Tümenleriyle Kuzey’deki 16. Ve 61. Türk Piyade Tümenleri ve ayrıca 8. Piyade ve 3. Süvari Tümenleri etkin rol oynadı. Türk ordusu 9 Eylül’de İzmir’e 12 Eylül’de Bursa’da (Mudanya) denize  ulaştı. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz’da Türk kaybı 10 bin bin, düşmanın kaybıysa 100 binin üzerinde olmuştur. Kaynak: https://www.nkfu.com/baskomutanlik-meydan-muharebesi-ozeti/
Türk Ordusu  tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhası idi. Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 30 Ağustos’ta ordulara bir bildiri yayınlayan  Başkomutan Mustafa Kemal Paşa  “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir . İleri!.”  Tarihi emrini verdi ve 2 Eylül’de Uşak’a girildi. Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu’nun Başkomutanlığına getirilmiş Nikolaos Trikopis tutsak edildi..
..Türk Askeri Birlikleri , İzmir (haberleri/izmir)’e doğru hızla ilerledi. Yunan askeri birlikleri ve Rum siviller Anadolu’dan çekildiler. 9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey Komutasındaki 2. Suvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa Komutasındaki 1. Süvari birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki birliklerle saat 10.00’da İzmir’e girdi..
..İkinci Tümen’in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen 4. Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafeddin Bey’in komutasında yaya olarak en önde giden 8 Er, Bornova’dan Halkpınar’a ilerleyişi sırasında Punta’daki Tuzakoğlu fabrikasına yaklaştıkları sırada fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğramıştır. Bu olayda 4 asker hayatını kaybetti ve hemen orada defnedildiler. İzmir’in kurtuluşunun gerçekleştiği günde  İzmir’de can veren askerlerin isimleri şöyledir: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömeroğlu Hakkı (Sarıaslan), Nevşehirli Ahmetoğlu Seyit Mehmet ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet.
Konağa ulaşmayı başaran Şerafettin Bey, Hükümet Konağı önünde isabet eden mermilerle yaralanmıştı ancak, Konağa gidip balkona Türk Bayrağını dikebildi. Hükümet Konağı’na  bayrağın dikilmesinin hemen  ardından Yzb. Zeki Komutasındaki Süvari Birliği Hükümet Konağı’nın hemen sağında yer alan ve günümüze ulaşmayan Sarıkışla’ya , Üsteğmen Arif ve Takım Komutanı Celal Bey ile Yedek Subay Besim Efendi’nin de Kadifekale’ye bayrağı çekmesi ile İzmir’in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu..
..Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız Harp Gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. Belkahve’den tarihi günü izleyen  Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet Paşalar olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir’e girdi ve Fahrettin Paşa ile buluşarak doğruca Hükümet Konağı’na gitti.  Konağın balkonundan , başarıyı  Türk milletine mal eden kısa bir konuşma yaptı..
..Mustafa Kemal Paşa’nın ordulara 1 Eylül’de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip     Harekatı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan Askerleri Türk sınırları dışına çıkarılmıştır.
Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasının ardından düşman İzmir’e kadar takip edildi ve 9 Eylül 1922’de İzmir düşman işgalinden kurtarıldı. Böylece 26 Ağustos-18 Eylül tarihleri arasında yapılan harekatla bir tek Yunan Askeri bile  Batı Anadolu’da bırakılmamış ve Türk yurdu düşmandan temizlenmiştir.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; İzmir’in düşmandan temizlenmesinin ardından ordulara şu mesajını yayınladı: “İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta olan ordularımızın  gösterdiği gayret ve fedakarlığı  hürmet ve taktirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da ayni fedakarlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır” demişti.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1922  günü karargahı ile Belkahve’ye gitti. Bir incir ağacının altında Kadifekale’de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir’i seyretti. Ve de Ankara’ya, İcra Vekilleri Heyeti başkanı Rauf (Orbay) Bey’e şu telgrafı çekti: “Bu Başarı Milletindir.” “Birliklerimiz İzmir Doğu Sırtlarında Düşmanın Son Direnişini Kırdıktan Sonra Bugün Mağlup Düşmanla Beraber İzmir’imize Zaferle Girdik” demişti. Kaynak:http:www.karar.com/güncel-haberler/izmirin-kurtulusu-9-eylül-resepsiyonu-ile-kutlandi-243619
Sonuç olarak; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan Türk Kurtuluş Savaşının başarıya ulaşmasında önemli bir etken olan bu büyük zaferin ardında Türk Milletinin İstiklal ve Hürriyet aşkı vardır, kahraman Türk ordusunun cesareti ve fedakarlığı vardır..
30 Ağustos Zaferi, büyük Türk milletinin yabancı işgal kuvvetlerine  karşı  kazandığı büyük bir zaferdir. Bu zafer büyük Türk milletinin vatan topraklarını koruma ve savunma kararlılığının bir ifadesidir. Bu verilen mücadele , Türk milletinin ulusal onurunu, bağımsızlığını ve özgürlüğünü koruma iradesini yansıtmaktadır. Türk silahlı Kuvvetlerinin kazandığı bu zafer, Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı bir dönemi simgeler.
Bu mutlu  günde , bu zaferi Türk Milletine Yaşatan Ulu Önder Atatürk ve Silah Arkadaşlarına, Kahraman Türk Ordusuna Minnet ve Şükranlarımızı sunarım.
Bayrakları Bayrak Yapan Üstündeki Kandır. Toprak Eğer Uğrundan Ölen Varsa Vatandır.
30 Ağustos Zafer Bayramının 101. Yıl Dönümü  Büyük Türk Milletine ve Onun Kopmaz Bir Parçası Olan Kıbrıs Türk Halkına Kutlu ve Mutlu Olsun..    Ne Mutlu Bu Günleri Yaratanlara ve Yaşatanlara..
Ne Mutlu Türküm Diyene.