4 MART 1964 TARİH VE 186 SAYILI BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARI VE ÖNEMİ (1)
Bu anlaşmaları bir hafta sonra 19 Şubat 1959’da Türkiye Başbakanı Adnan Menderes, Yunanistan Başbakanı Karamanlis, İngiltere Başbakanı Mac Millan, Kıbrıs Türk halkı adına Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rum halkı adına da Makarios III imzalamışlardı.
Bu gelişmenin ardından 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile Kıbrıs Türk ve Rum halklarının siyasi eşitliğine dayalı olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilirken 950 kişilik Yunan Askeri Alayı ve 650 kişilik Türk Askeri Alayı Mağusa limanından Adaya ayak basıyorlardı.
Ancak ne var ki; 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacaktı. Nitekim kısa bir süre sonra Rum liderliği Kıbrıs Türk halkını devlet kurumlarından dışlamaya, izole etmeye , Kıbrıs Türk halkının Adadaki varlığını sona erdirmeye ve neticede Enosis’e giden yolu açmaya yönelik olarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını değiştirmek isteyecekti.
Nitekim Makarios bu maksatla 22-26 Kasım 1962 tarihleri arasında Ankara’ya kadar gidecek ancak hedeflerine ulaşamayacaktı. Neticede Makarios Enosis’e giden yolu açmak için 30 Kasım 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının tadili için K.C Cumhurbaşkanı Yardımcısının ‘veto’ hakkının kaldırılmasını da içeren 13 maddelik önerilerini Dr. Fazıl Küçük’e ve garantör devletlere iletmesinin ardından anavatanımız Türkiye ve Dr. Fazıl Küçük’ün ret yanıtı sonrası 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılacaktı.
O günde Rumların hedefi Yunan Alayı desteğinde Lefkoşa’da Kıbrıs Türk halkını 8 saat içerisinde teslim almak ve de 24 saat içerisinde ada genelinde etkisiz hale getirmekti.
25 Aralık 1963’te Rauf R. Denktaş’ın; Lefkoşa’dan Ankara’ya yapılan yardım çağrısında son mermilerimizi atıyoruz, “Vatan Sağ Olsun” deniliyordu. Bu çağrının hemen ardından Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı (KTKA), Garnizonundan çıkarak mevzilerine yerleşirken diğer yandan da Türk Savaş Uçaklarnını ayni gün, bir tek mermi bile atmadan gerçekleştirmiş oldukları ‘Uyarı Uçuşu’ ile Rum silahlı saldırılarını sustururken bu ihtar uçuşunun hemen ardından ilan edilen “Ateş-Kes” uzun ömürlü olmayacaktı. Neticede 21-25 Aralık 1963 tarihleri arasında cereyan eden ve tarihe Kanlı-Noel olarak geçen bir hafta içinde 92 şehit ve 473 yaralı verirken, binlerce kişi göçmen durumuna düşerken kayıpların sayıları ise belirsizdi.
Bu gelişmelerin ardından Kıbrıs sorunu Londra’ya taşınır.. 15 Ocak 1964’te Londra’da Marlbourg House’da düzenlenen Konferans’ta yapmış olduğu konuşmada “19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarından kaynaklanan hak ve garantiler bizi koruyamadı.. Garanti Anlaşmaları daha da güçlendirilmelidir, biz buraya halkımızın güven ve hürriyet içinde yaşayabileceği bir çözüm için geldik” diyen Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş:
“..Kıbrıs’ta Rumlarla iç içe yaşamak artık imkansızdır. Bu nedenle iki halkın yan yana yaşayabileceği bir formül bulmalıyız. Bir başka çare yoktur, nüfus aktarması yapılmalı ve terör durmalıdır..” derken Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides:
“Adada yaşanan olaylar bir iç meseledir. Anayasa demokratikleştirilmeli ve çoğunluğun iradesine dayalı yeni bir sistem oluşturulması gerekir. Kıbrıs’ın egemenliği ve bütünlüğü korunmalı, Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk askeri adadan çıkmalı” demişti..
15 Ocak 1964’te düzenlenen Londra Konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Anavatanımız Türkiye’nin de istekleri doğrultusunda İngiltere Kıbrıs sorununu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyacaktı.
BM Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 tarih ve 186 kararında: Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye ve Yunanistan hükümetlerine danışılarak Kıbrıs adası üzerinde bir BM Barış Gücü’nün kurulmasına karar verildi.. Ayrıca Türkiye’ye yönelik olarak kararın 1. Maddesinde “uluslararası barışı tehlikeye sokacak her hangi bir harekatın yapılmaması” istendi.. Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan arasında arabuluculuk amacıyla bir “Özel Temsilci” atanması kararı alındı.
4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının ardından ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios: “Uluslararası alandaki mücadelemizin ilk aşamasında bu kararı elde ettik. Enosis’ten sonra alınabilecek en iyi karar.. Artık Türkiye gelecekte Garanti Antlaşmasını işleterek Kıbrıs’a müdahale tehdidinde bulunamaz” demişti.
İşin ilginç yanı, Anavatanımız Türkiye de BM Güvenlik Konseyi kararından memnundu. Türkiye Dışişleri Bakanlığına göre alınan karar, Garanti Antlaşması’nın 4. Maddesinde yer alan Türkiye’nin müdahale hakkını ortadan kaldırmamıştır. Türkiye’ye göre Kıbrıs’a gerekli gördüğünde müdahale edebilmek hakkına sahiptir.
5 Mart 1964 tarihinde yapmış olduğu açıklamada bulunan Türk Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin, kendisinin Güvenlik Konseyi kararından memnun olduğunu, dile getirerek “Bu bizim haftalardır üzerinde durduğumuz bir hedeftir” deniliyordu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı yapmış olduğu açıklamada konu karar Türkiye’nin müdahale hakkını ortadan kaldırmamıştır. Türkiye Kıbrıs’a gerekli gördüğünde müdahale edebilmek hakkına sahiptir. Kararın, Kıbrıs’ta barış ve istikrarın yeniden katkıda bulunacağını düşündükleri ifade ediliyordu..
Türkiye’nin, 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararını olumlu karşılaması son derece yanlış olacaktı. Kıbrıs sorunu Mart 1964’te BM Güvenlik Konseyi’ne havale edildiği zaman, ilk karar taslağında “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne atıf yapılmıştır” diyen ve bu karar taslağına itiraz eden Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş: “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rumlar yıkmıştır; ortada yoktur. Rumlar silahlı saldırılar düzenleyerek Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin Türk kanadını hükümet dışına atmışlardır. Bu nedenle kararda Kıbrıs Cumhuriyetine atıfta bulunulursa Rumlar buna sahip çıkacak, sorun daha da büyüyecektir” demiştir.
Rauf R. Denktaş: “Kimseye sözümü dinletemedim. Sadece kararın çıkarılması bir hafta geciktirilmiş oldu. Araya İngilizler ve Amerikalılar girdi. Kıbrıs’ta akan kanın Türk kanı olduğunu, durdurulması gerektiğini , kendilerinin Kıbrıs hükümeti kompozisyonunun nasıl olması gerektiğini bildiklerini ve bunu garanti ettiklerini, kelimeler ve deyimler üzerinde oynayarak daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiğini söylediler” dedi. Kaynak: Soyalp Tamçelik, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’la ilgili Aldığı Bazı Kararların Özellikleri ve Analitik Değerlendirmesi, s 1245, (1964-1992)
Sonuç olarak; BM Güvenlik Konseyi, 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararını Kıbrıs Türk halkını 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinden dışlayarak almıştır.. Ne yazık ki konu 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı; Kıbrıs Cumhuriyetini yıkmak için yola çıkan Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru Hükümeti olarak kabul eden bir karardır.. DEVAM EDECEK..