Kültür - Sanat

80 yıllık bir gazete 80 yıllık bir devrim ve devrimin adı Dr.Fazıl Küçük

Abone Ol

Dile kolay 80. Yıl bir gazete için çok üzün bir süreç hele bizim gibi az nüfuslu bir Ada ülkesinde bir gazetenin, derginin yaşaması çok zordur. Geçmişten günümüze bakın, ülkede ne kadar çok  gazete ve dergi çıktı kaç ne kadar yaşadı. Usta kalem ülkenin en büyük romancısı Hikmet Afif Mapolar, 1982 yılında gazetenin 40.yılına özel yazdı yazsında Halkın Sesi gazetesinin bir “Devrim” bir “Ekol” gazetesi olduğunu söyler.  Kıbrıslı Türklerin gazetecilik alanındaki en büyük yüz akı kuşkusuz Halkın Sesi gazetesidir. Dile kolay 80 yıllık bir ömür, Dünya’da bile sayılı ülkede bir gazete bu kadar uzun süreli devam edebilmektedir.  Adından da anlaşılacağı gibi  “Halkın Sesi”  Kıbrıslı Türklerin her alanda sesi olmuştur. İngiliz döneminden  bugüne kadar Kıbrıslı Türk aydınlarının kalem oynattığı, köşe yazılarıyla düşüncelerini aktardığı ,romanlarını, şiirlerini sayfalarında yayımladığı bu gazete; Kıbrıs Türk edebiyatının ve kültürünün yaşadığı ve yaşatıldığı en önemli değerlerden biridir.
            Kıbrıs Türk kültür tarihi açısından çok önemli olan gazetelerimiz; günün siyasi ve sosyal olaylarını bizlere aktarırken, kültürel anlamda da yaşanılan değişimi gözler önüne serer. Bu bağlamda gazetelerimiz bulunmaz birer hazinedirler. Dilimizin ve kültürümüzün can damarı gazetedir. Genç yazarların ilk şiirlerini, öykülerini yayımladıkları yerlerdir. Çok önemli tefrika romanları bu gazetelerde çıkar. Kitap basmanın çok pahalı olduğu dönemlerde genç yazarlar kendi eserlerini gazetenin köşe yazılarda topluma sunar, onlardan olur beklerdi. Edebiyatımızın bugün bu kadar iyi bir noktada olmasını bizlere gazetelere borçluyuz. 
Doktor Küçük’ün vizyonu ile gazete her zaman kültür-sanata önem vermiştir.  Onun sayesinde bugün Kıbrıs Türk Yazını var. Sadece gazete olarak değil bir matbaa olarak da birçok kitabın ve derginin basıldı yer olan Halkın Sesi, yayımcılık tarihi açısından da müstesna bir yerdedir.
Hikmet Afif Mapolar’dan, Özker Yaşın’a, Osman Türkay’dan Urkiye Mine Balman’a vb. birçok değerli yazarımız bu gazetelerde düşüncelerini, Şiirlerini, romanlarını, öykülerini  gazetenin sayfalarında yayımlarken, kültür-sanat sayfasının sorumluluğunu da üstelenmişlerdir. Mapolar’dan Fikret Demirağ’a,M.Kansu’dan bana devredilen bu bayrak 80 yıldır devam etmektedir. 240 sayfalık bu değerli çalışmayı bizlere kazandıran Osman Güvenir’e ve Dr.Küçük Vakfına çok teşekkür ederiz. Okumanızı salık veririz.
 

Dr.Fazıl Küçük Kimdir?
 
Dr. Fazıl Küçük 14 Mart 1906 tarihinde Lefkoşa kazasına bağlı Ortaköy'de dünyaya geldi. Dr. Küçük ilkokulu Haydarpaşa'da bulunan ve müdürünün adından ötürü, "Tarakçı Mektebi" olarak bilinen okulda tamamladı. Ardından Rüştiye'ye (ortaokul) diye bilinen ve Lise seviyesinde olan İdadiye devam etti. İdadiyi bitirmesine iki yıl kala öğrenimini yarıda keserek geriye kalan kısmını İstanbul Özel İstiklal Lisesi'nde tamamladı (15 Ağustos 1926).
 
İstanbul Dar-ül Fünun Tıp Fakültesinin birinci sınıfını başarı ile tamamladı. 12 Haziran 1929 tarihinde okul ile ilişkisini kesip, önce Fransa ve daha sonra İsviçre'ye giderek Lozan Üniversitesi'nde tıp öğrenimini tamamladı. Lozan kliniklerinde ihtisas görerek Dahiliye Mütehassısı oldu.
 
1937 yılı Mayıs ayında Kıbrıs'a dönerek Lefkoşa'da serbest hekim olarak çalışmaya başladı. Dr. Fazıl Küçük'ün, aktif siyasi hayata atılması, her ne kadar adaya döndüğü 1937 yılında başlarsa da, siyasi faaliyetleri daha gerilere 1931'e kadar uzanıyor. Üç kardeşin en küçüğü olan Mehmet Hüseyin Küçük, 21 Kasım 1961 tarihinde vefat etmiştir.
 
Dr. Fazıl Küçük, daha bir üniversite öğrencisi iken, Türk Maarifinin İngiliz müdürler tarafından yönetilmesinde ısrar eden Kavanin Meclisi'nin Türk üyelerine karşı çetin bir mücadeleye girmişti. Dr. Fazıl Küçük, bütün siyasi hayatı boyunca, gayretlerini Türk okulları ile Evkaf İdaresi'nin Türk halkına devredilmesi için, Sömürge Hükümeti'ni ikna etme üzerinde topladı ve sırasında onlarla açık mücadeleye girdi.
 
1931 yılında Rumların isyanı ardından ara verilen belediye seçimleri 21 Mart 1943'te tekrar yapıldığı zaman, Dr. Fazıl Küçük muhaliflerine karşı büyük bir zafer kazandı. Altı yıl Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. Dr. Fazıl Küçük, zamanın tek Türk gazetesi olan "SÖZ"de toplum sorunları hakkında kendi görüşlerini belirten birçok yazı yayınladı. 1941'de "SÖZ" gazetesi yayınını durdurduktan sonra halkının haklarını savunmak, bunlar için mücadele etmek ve halkı bilinçlendirmek amacıyla 14 Mart 1942'de kendi gazetesi olan "HALKIN SESİ"ni yayınlamaya başladı.
 
18 Nisan 1943'te oluşturulan Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK)'nun kurucuları arasındaydı. Daha sonra KATAK'tan ayrılarak, 23 Nisan 1944'te Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi'ni (KMTHP) kurdu. Dr. Fazıl Küçük'ün partisi kısa sürede birçok yerleşim yerinde şubeler açtı. Parti programındaki ana hedeflerden biri de adanın Yunanistan'a ilhakını (ENOSİS) önlemekti. Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi, 23 Ekim 1949 tarihinde KATAK ile birleşerek Kıbrıs Milli Türk Birliği Partisi adı altında yeniden yapılanmıştır. Dr. Fazıl Küçük, oyçokluğuyla bu yeni oluşumun da başına getirilmişti. Dr. Fazıl Küçük, ayrıca Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri ile Rumlardan ayrı meslek birliklerinin kurulmasını teşvik etti. Dr. Küçük, daha sonra iktisadi kalkınmada önemli bir rol oynayacak olan Evkaf İdaresi'nin Türk halkına devredilmesini sağlamak amacıyla 29 Kasım 1948 tarihinde, bütün kasaba ve köylerden gelen halkın katıldığı büyük bir miting düzenledi. Bu mitingte polislerle küçük bir çatışma oldu ve bunun neticesi olarak İngiliz Sömürge Hükümeti, Türk halkının kendi meselelerine müdahale edilmesine artık izin vermemeye azimli olduğunu anladı. Dr. Küçük'ün gayretleri, işte bu noktadan sonra sonuç vermeye başladı. Şeriye Mahkemeleri kaldırılarak, yerine Türk Aile Mahkemeleri kuruldu. Müftülük makamı tekrar canlandırıldı. İngiliz Sömürge Hükümeti, Türk Tali Okullarını ve Evkaf'ı Türk halkına devretti.
 
1954 yılından sonra, Kıbrıs'ın uluslararası ilgiyi çeken bir konu haline gelmesiyle, Dr. Küçük İngilizlere ve Rumların "ENOSİS" taleplerine karşı mücadelesini hızlandırmış ve 15 Ağustos 1955 tarihinde, partinin ismi kongre kararı ile "Kıbrıs Türktür Partisi" şeklinde değiştirilmişti. Dr. Fazıl Küçük, 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA'nın Kıbrıs'ta kanlı terör eylemlerini başlatmasının ardından, Kıbrıs Türk halkının EOKA'ya karşı direnmek için Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KITEMB) adlı örgütü kurdu. Bu konuda, Rumlar tarafından tehdit edildi (Halkın Sesi Gazetesi sayı:3744-5 Temmuz 1955). Ardından örgütü sessizce dağıtırken, 1955 yılı Eylül ayında gizlice Volkan teşkilatını kurdu. Dr. Küçük, yine 1955 yılında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Dışişleri Bakanları arasında yapılan üçlü konferansı izlemek üzere, diğer iki Türk delege ile birlikte Londra'ya gitti. Bu münasebetle Londra'daki Kıbrıslı Türkler tarafından 4 Eylül 1955'te düzenlenen ve 5 bin kişinin katıldığı Trafalgar Meydanı'ndaki büyük mitingde bir de konuşma yaptı.
 
Dr. Küçük, mücadelenin en zor günleri olan 1958 yılında Türkiye'ye gitti ve Kıbrıs ile ilgili olarak Türkiye'nin her tarafında düzenlenen büyük mitinglerde, Kıbrıs Türklerinin davasını müdafaa eden konuşmalar yaptı. Mücadelenin Türkiye'de benimsenmesine yardımcı oldu. Aynı yılın Kasım ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan Kıbrıs görüşmelerini izlemek üzere New York'ta bulundu. Kıbrıs Türk halkının tezini dünyaya tanıtmak amacıyla "Halkın Sesi" gazetesini ayrıca İngilizce olarak da yayınladı. Dr. Fazıl Küçük, Zürih'te Türk ve Yunan başkanları arasında varılan anlaşma üzerine, 17 Şubat 1959'da Londra'da yapılan konferansta Kıbrıs Türk halkını temsil etti ve iki gün sonra varılan anlaşmayı halkı adına imzaladı.
 
KIBRIS CUMHURİYETİ VE İLK CUMHURBAŞKANI MUAVİNİ
 
Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına göre Cumhurbaşanı Rum olurken, Cumhurbaşkan Yardımcısı ise Türk olacaktı. Kıbrıs Türk halkı O'nu bir kurtarıcı olarak gördüğünden 3 Aralık 1959'da rakipsiz olarak Kıbrıs'ın ilk Cumhurbaşkan Muavini seçti.
 
1962 yılı Temmuz ayından Aralık ayına kadar kırsal bölgelerin sorunları konusunda uzman bir ekiple birlikte, bütün Türk köyleri ile bazı Rum köylerini ziyaret etti ve bu gezilerini tamamladıktan sonra ayrıntılı bir rapor hazırlayarak, suretlerini sorumlu hükümet makamlarına gönderdi. Rumların 21 Aralık 1963 tarihinde Türklere karşı başlattıkları saldırıların ardından oluşturulan Genel Komite'nin başkanlığını yaptı.
 
27 Aralık 1967 tarihinde kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi'nde başkanlığa getirildi. Dr. Fazıl Küçük, 18 Şubat 1973 tarihinde Cumhurbaşkan Muavinliği'nden ayrılarak, yerini Rauf R. Denktaş'a bıraktı.
 
Ancak gazetesindeki mücadeleyi sürdürerek, Halkın Sesi'ni Kıbrıs Türkü'nün davasına bayrak yapmaya devam etti. Siyaset hayatını sürdürdü. Halkın haklı taleplerini savunmaktan geri kalmadı.
 
Dr. Küçük, 1980'li yılların başında rahatsızlandı ve iki-üç yıllık hastalık döneminde de Halkın Sesi'nde makaleler yazıp çeşitli sorunlarla ilgili görüşlerini sunuyordu. Dr. Küçük, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını büyük bir sevinçle yaşadı. Ölümünden önce verdiği son demeçte de, hastalığının geçtiğini söylüyor ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını görmesi ile hayata yeniden kavuştuğunu vurguluyordu.
 
Dr. Fazıl Küçük, 15 Ocak 1984 tarihinde tutulduğu hastalıktan kurtulamayarak tedavide bulunduğu Londra'da, 78 yaşında hayata gözlerini yumdu.
 
 
NERDEN BİLECEKTİ?
 
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Yüz yıl önce geleceğin liderini doğuracağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Evlâdının Cumhuriyet kuranlardan olacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Oğlunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklı gururu olacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Çocuğunun sadece başarılı bir doktor değil, azimli bir lider olacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Yüz yıl önce Kıbrıs’ın güneşi için ona minnettar olunacağını?
 
Tam yüzyıl önce bir güneş doğdu Kıbrıs’a,
Kıbrıs Türk halkına göre genç yaşta gözlerini yumdu hayata.
Güneşin adı Fazıl’dı, güneşin adı Dr.Fazıl Küçük’tü.
Bizim kalbimizde onun güneşi hiç sönmedi sönmeyecek.
 
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Oğlunun ölüm yıldönümlerinde törenler yapılacağını, minnetle anılacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Oğlunun yıllar yılı Kuzey Kıbrıs’ta isminin yayılacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Kıbrıs Türk toplumunun, oğlunu yüreğine kazıyacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası,
Cumhuriyetin mimarı olarak onun ebediyen yaşayacağını?
Nereden bilecekti o eli öpülesi anası?
 
Bahaddin Ünveren