AB, Kıbrıs ta çözümsüzlüğü körükleyen baş aktördür!

Abone Ol

Rum ve Yunanistan ın her fırsatı propaganda  şekline dönüştürme becerisi  ile bir kez daha karşı karşıya kaldık!

Gel gör ki aramızda buna çanak tutanlar olduğu gibi, bu propagandalara açık kapı bırakmada adeta uzmanız!

Geçtiğimiz gün Avrupa Parlamentosu Dilekçeler Komitesi üyesi olan milletvekilleri ile birlikte pankart taşıyarak sahnedeki oyunu tamamlayan Rumlar kapalı bölge Maraş sınırındaki “Glossa” plajına gerçekleştirdikleri ziyaret

her Rum aktivitesinde olduğu gibi oldukça yankı uyandırdı!

İster ibadet yapmayı, dini vecibeleri yerine getirmeyi  vesile ederek, ister daha başka yollara tevessül ederek gerçekleştirilen bu çıkışlar çoğu zaman Kuzeyde olağan karşılanırken, bu suskunluk karşısında Rumlar doğal olarak çıtayı daha yukarılara çekmekte ısrarlı!

Nitekim Maraş bölgesindeki Aknar sınır kapısından geçilerek gerçekleştirilen etkinlik AP Üyelerinin ziyaretinden çok, Rumların Avrupa Parlamento üyelerine  mahallinde “evimizden yurdumuzdan olduk “şikayetinden ve de şovundan başka bir şey değildi!

AP üyelerinin kapalı Maraş ı ziyaret şekli doğal olarak Kuzeyden bazı gurupların protesto gösterileri ile karşılandı.

Karşılıklı yapılan protestolarla sınırlı kalan gelişmeler bir kez daha gösterdi ki Kuzeyin göstermiş olduğu her toleranslı yaklaşım istismar edilmekte, AP nun taraflı davranışlarıyla bu ortamlar Türkler aleyhine propaganda vesilesine dönüşmektedir!

AB üyeleri bu girişimleri ile bir kez daha göstermiştir ki tarafsız değildir.

Dolayısıyla AB adını kullanarak gerçekleştirilecek hareketlere KKTC  tarafından olanak tanımak, bize puan kazandırmamakta, puan kaybettirmektedir!

Ziyareti gerçekleştiren Avrupa Parlamentosu dilekçe üyelerinin Kuzeydeki hiçbir yetkiliyi muhatap almaması, sadece güneyden kol kola geldikleri Rum dostları ile ilişki içinde olması, Kıbrıs çıkmazının çözümüne yardımcı olmaz ancak ilişkilerin daha da içinden çıkılamaz hale gelmesini sağlar.

1963 ten 1974 yılları arasında on bir yıl boyunca, 103 köyden, yerleşim yerinden göçe mecbur bırakılan Türklerin içler acısı yaşam dramlarına başta Avrupa ve diğer büyük ülkelerin suskun kalmasını da düşünecek olursak Avrupa nın ve dünyanın adalet terazisinin hiç te doğru tartmadığını daha açıklıkla görmüş oluruz.

Bilinen bir gerçek var, bu tutumlarından dolayı AB Kıbrıs ta çözümsüzlüğü körükleyen baş aktörlerden biridir!

İşin doğrusu, geçen yarım asırlık zaman diliminde dünyanın Kıbrıs a bakış açısında hiçbir değişiklik olmadığını izlemek, çözüme olan inancın yok olasından başka bir işe yaramadığı gerçeğini görmemize yardımcı olmaktadır.