ABD-GÜNEY KIBRIS SAVUNMA ANLAŞMASI UTANÇ VERİCİDİR

Abone Ol

            Gerçekte ABD, çözülmüş bir Kıbrıs istemez.  Hep sorunlu, hep birbirine düşman, hep çatışmalı bir Kıbrıs istiyor.   ABD şimdiye kadar Kıbrıs sorununun çözümü için herhangi bir politika üretti mi?  Üretmedi.
            Bu anlaşmaya ilişkin tepkiler çok büyük.  Özellikle TC Milli Savunma Bakanlığının açıklaması, ABD’nin kaypaklığını gösteriyor.  Bakınız TC Milli Savunma Bakanlığı ne açıklama yapmış.
            “ABD ile GKRY arasında yapılan Savunma İşbirliğine ilişkin Yol Haritası anlaşmasını şiddetle kınıyoruz.  Dışişlerinin de  ifade ettiği gibi Kıbrıs Türk tarafının güvenliği hilafına atılan bu adımlar, ABD’nin Kıbrıs Adasına yönelik tarafsız tutumuna zarar vermektedir.  KKTC’yi yok sayan ve GKRY’yi adanın tek temsilcisi olarak gören yaklaşım gözden geçirilmelidir.
            Ayrıca her fırsatta adada adil ve kalıcı barıştan söz eden ABD’nin bu tutumunu, sergileyeceği tarafsız yaklaşım ile de ortaya koymasını bekliyoruz.  Adada sürdürülebilir bir çözüm için tek gerçekçi yol, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde işbirliğine dayalı bir ilişkiyle mümkündür.  Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da garanti ve ittifak  anlaşmaları çerçevesinde her ne pahasına olursa olsun Kıbrıs Türkleri’nin güvenliğini, huzurunu ve refahını korumak için kararlılığı tamdır.”
            Hayatta kalan Kore Gazilerimiz hala isyandadırlar.  ABD için Kore’de savaşan ve hayatlarını veren askerlerimiz, ABD’nin ne kadar kaypak ve güvenilmez bir devlet olduğunu görmüşlerdir.  Özellikle Kıbrıs sorununun çözüm arayışları sürecinde Rumlarla böyle bir anlaşma imzalamaları, Rumların daha da şımarmasına yol açacaktır.  O nedenle değil mi ki 1963 Rum saldırılarına Kore gazileri madalyalarını ABD’ye iade etmişlerdir.
            Ana Muhelefet partisinden de büyük bir tepki geldi ABD’ye.  CTP öyle kolay kolay ABD’yi eleştirmez.  CTP’nin açıklamaları, gerçekçi bir açıklamadır.  Bakınız onlar ne demiş ABD-GKRY arasında imzalanan anlaşma için.
            “ABD’nin bu tür askeri işbirliğiyle Güney Kıbrıs’taki varlığını artırması, bölgedeki barış ve istikrarı riske atmaktadır.  Türkiye’nin ulusal güvenliği, bu tür gelişmeler karşısında daha da kararlı bir duruş sergilemeyi hak etmektedir.”
            CTP bu anlaşmaya tepki koyarken politika yapmadan duramaz.  İktidarın bu anlaşmaya kısık tondan tepki gösterdiğini söylüyor.
            Hatta Türkiye için de şöyle diyorlar:
            “Türkiye’nin çıkarları göz ardı edilmemelidir.  Bu anlaşma, Türkiye’nin güvenliğine doğrudan bir tehdittir.”
            TC Milli Savunma Bakanlığı gereki tepkiyi gösterdi. İktdardaki UBP de gösterdi.  Yani bir yerde Nasrettin Hoca’nın eşeğini çalana kızmazlar da, “Eşeğini sağlam kazığa bağlayacaktın” diyerek haklıyı haksız yere eleştiri yönetenler gibi.
            Bu gibi ulusal çıkarlar söz konusu olunca iç politikayı bir kenara koyup müşterek bir tavır alınması önemlidir.
            ABD, bir gün yine Türkiye’nin kapısını çalacaktır.  Tıpkı körfez krizinde olduğu gibi.  “Bize İncirlik üssünü açın, uçaklarımızın oradan kalkması için” dediği gibi.
            Bence boşuna nefes tüketiyoruz.  Koskoca ABD İsrail Başbakanını kucaklayarak “Filistin’i bitirin” der gibi bir tavır sergilemedi mi?  Filistinlileri öldürün demedi mi?
            Bu anlaşma da bunu çağrıştırır.  Şayet bir an gelir ve Rumlar kendileri için tehdit oluşturursa, Rumları da heba etmeyeceği ne malum.
            Rumların Rusya-Ukrayna savaşında bütün limanlarını Rusya’ya kapaması mı bütün bunları ABD’ye yaptıran? 
            Bütün dünyanın Rusya’ya uyguladığı ambargolara Rumlar da katılmadı mı?  Kadıldı.
            Bence Rusya bu anlaşmanın ne anlama geldiğini çok iyi analiz ediyor. Doğu Akdeniz’de Rusya’ya karşı bir güç odağı oluşturma amacını çok iyi anlamıştır.
            Bir yerde Rumlar, Rusya yanındakii güvenilirliğini yitirmiştir.
            Daha ne diyelim ki...  Adı Amerika.