Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, son çıkan bilirkişi raporunun, İsias davasındaki adalet arayışlarına güçlü bir temel sunduğunu söyledi.
Raporun, İsias Otel'in saniyeler içinde kum yığınına dönüşmesine neden olan usulsüzlükleri açıkça belgelediğine işaret eden Karakaya, bunun da adalet mücadelesinde öne sürdükleri "olası kast" ile yargılanma taleplerini daha da güçlendirdiğini kaydetti. Karakaya, bu delillerle, suçluların hak ettikleri en ağır cezayı alacağına inanç belirtti.
İsias davası öncesi TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Karakaya, şöyle konuştu:
“Bizler, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği olarak, bir kez daha yaşananların hesabını sormak için Adıyaman'a gidiyoruz. Bu dava, sadece kaybettiğimiz canlarımızın adaletini sağlamakla sınırlı değildir. “Bu dava, gelecekte hiçbir annenin evladına mezar olan binalar yüzünden ağlamaması, hiçbir babanın cevap bulamayacağı ‘neden’ diye sorular sormaması için yürütülen bir mücadeledir.”
Adalet mücadelelerinde kararlılıklarının her geçen gün daha da arttığını söyleyen Karakaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mahkeme salonlarında karşılaştığımız yalanlara rağmen, çocuklarımızı hayattan koparan gerçekler bilirkişi raporlarıyla açıkça ortaya konmuştur. Binanın usulsüz yapıldığı ve göz göre göre 35 canımıza mezar olduğu, artık tüm çıplaklığıyla kanıtlanmıştır. Bu nedenle, İsias davasında tüm sorumluların olası kast ile yargılanarak en ağır cezaları almasını talep ediyoruz.”
Bu mücadelenin sadece ailelerin değil, adaletin üstünlüğüne inanan herkesin mücadelesi olduğunu vurgulayan Karakaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı ve Türkiye'deki duyarlı insanların ilk günden itibaren kendileriyle tek yürek olduğunu söyledi.
Bu dayanışmanın daha da büyümesi gerektiğine inandıklarını dile getiren Karakaya, insan hayatının, kadercilik anlayışıyla değersizleştirilemeyeceğini, İsias davasından çıkacak ibretlik bir kararın, gelecekte yaşanabilecek trajedileri önleyeceğini vurguladı. Karakaya şöyle konuştu:
“Bizler, çocuklarımıza ve kaybettiğimiz canlarımıza bir söz verdik; Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Bu dava sadece bizim değil, toplumun tüm kesimlerinin sesi olmak zorundadır. Bugün buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Türkiye Cumhuriyeti yargısından, bu insanlık suçunun sorumlularına hak ettikleri cezayı vermesini talep ediyoruz.”