Tarih tekerrürden ibarettir derler ya, ne de doğruymuş!
Birinci dünya savaşları sonrasında Osmanlı İmparatorluğu dış güçler tarafından lime, lime edilirken ve bu lime lime edilmişliğe son vermek için mücadele bayrağı açıldığı günlerde Türkiye de mücadeleye katılmayıp aksine istilacı ülkelerle iş birliği yapan nice hainler peydahlanmıştı.
Mücadele ateşi Gazi Mustafa Kemal Paşanın önderliğinde yurdun dört bir yanını sararken bu hainler ya ülkeyi terk etmişler, ya da hak ettikleri cezayı görmüşlerdi!
Aradan bir asırlık zaman geçti!
Bu gün Kıbrıs taki Türk unsurları arasında yaşayıp ta gözü kararmış bir şekilde Rum tezlerini destekleyenlerin tutumu bir zamanlar İstiklal savaşına karşı tavır koyanların tutumundan ne farkı var?
Önce Mont Pelerin, ardından Crans Montana dan başlayarak, BM parametrelerinin federasyon tezinin aksine üniter devlet düşüncesini açığa çıkaran Güney Kıbrıs, bu tezlerini güçlendirmek için yoğun bir çalışma başlatmış, sağcısıyla solcusuyla bunun hayata geçebilmesi için el birliği içinde elinden gelen her çabayı ortaya koyar olmuştur!
AKEL den AP na aday gösterilen Türk asıllı kişinin adaylığı da, desteklenip seçtirilmesi de tamamen bir düzmece oyundan ibarettir!
Ne yazık ki bu oyun başarıyla sonuçlandırılmıştır!
Güney Kıbrıs ta oy kullanma hakkı olan 641 bin 181 Rum seçmenin % 44.99 u
yani 288 bin 483 ü oy kullanmıştır.
Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği olan 81 bin 600 Kıbrıs lı Türkün % 6 sı dolayında bir rakama tekabül eden 5 bin 604 Türk sandığa giderek oyunu kullanmıştır!
Halbuki Kuzeyde propaganda günlerinde hükümette olan iki sol partinin, bilhassa AKEL adayının seçile bilinmesi için büyük çabalar harcadığı, hatta devlet TV konumundaki BRT nin ve CTP nin yayın organı SİM fm in tanıtım çalışmalarına katkı koyduğu bilinen bir gerçektir.
Kullanılan Kıbrıslı Türklerin oyları, AKEL ve Yasemin hareketin de yer alıp ta seçime katılan 9 aday arasında dağılmıştır.
Rakamlara baktığımızda Kıbrıslı Türkler arasından seçimde oy kullananların seçilme oranlarına katkı payı sıfıra yakın bir durumdadır.
Bu da göstermektedir ki AP na seçilenler Rum seçmenin oyları marifetiyle seçim ipini göğüslemişlerdir.
Bu gelişme karşısında Rum seçmen bir Türkün AP na girmesine neden onay verdi ?
Adayın çok bilge kişiliğinden mi, yoksa Türkleri çok sevdiklerinden mi kaynaklanıyor dersiniz?
Yoksa bu bir başlangıç mıdır, Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti altında ve azınlık konumunda varlıklarını sürdürebileceklerinin dünyaya kanıtlanması yönünde atılan ciddi bir adım mıdır?
Seçilen aday propaganda döneminde seçime Kıbrıs Türklerini temsilen katılmadığını söylemiştir ama ne yazık ki Rum kesimi göreceksiniz bunu dünyaya kendi tezleri doğrultusunda aksettirecektir.
Bu da Rum a ve amaçlarına hizmetten başka bir şey değildir!
Yarım asırdan fazla zamandan beri Kıbrıs Türkünün verdiği varlık mücadelesine bu ihanet değil de nedir?