banner913
banner932
banner1032

"Kurallara uymamak, alışkanlık haline geldi”

banner1020

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, ülkede yasalara ve kurallara uymamanın alışkanlık haline geldiğini vurguladı

banner974
"Kurallara uymamak, alışkanlık haline geldi”

banner971
22 yaşında Hukuk Fakültesi’nden mezun olan, Kaza Mahkemesi Yargıçlığı, Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıçlığı, Kaza Mahkemesi Başkanlığı, Yüksek Mahkeme Yargıçlığı görevlerinde bulunan Bertan Özerdağ, “en genç” Yüksek Mahkeme Başkanı olarak göreve başladı. 
“Her zaman için en önemli şey adalettir, adaletin sağlanmasıdır.” diyen 50 yaşındaki Özerdağ, hedefinin mahkemelerin daha süratli, daha iyi hizmet verecek şekilde, teknoloji ve dijitalleşmeyi de kullanarak geleceğe yönelik hizmet vermesinin sağlanması olduğunu vurguladı.
“Yüksek Mahkeme Başkanı olarak teknolojiye büyük yatırım yapmak istiyorum. Hedefim, mahkemelerin dijitalleşmesi.” diye konuşan Özerdağ, yargının elektronikleşme noktasında birçok ülkeden ilerici bir noktaya gelmesini hedeflediğini dile getirdi.
Yargı bağımsızlığının “yargının temeli” olduğunu söyleyen Özerdağ, süratli bir yargılamanın sağlanabilmesi ve yargıçların önlerinde bulunan dava sayılarının daha sağlıklı rakamlara indirilebilmesi için yargıç sayılarının arttırılmasının önemli olduğuna dikkat çekti.
Mesleki hayatında hiçbir zaman bir telkin, tavsiye ya da baskıyla karşılaşmadığını vurgulayan Özerdağ, ilk günkü heyecanla mesleğini sürdürdüğünü kaydetti.
 Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, topluma mesaj vererek “yargıya güvenmeye” devam etmelerini istedi.
 Yargı bağımsızlığının “yargının temeli” olduğunu söyleyen Bertan Özerdağ, “Yargı bağımsızlığı, yargının herhangi bir makamdan veya herhangi bir kişiden, herhangi bir şekilde tavsiye, telkin, baskı veya müdahale olmaksızın kendi kararını verme ve bu kararını verirken de tamamen hukuka, yasalara ve mevzuata bağlı kalmasını sağlayan ilkedir.” dedi. Özerdağ, her yargıcın kendi huzurundaki davayı, yasal mevzuat, kendi bilgi ve tecrübesi ve hukuk kuralları tahtında karar vermeye yetkili olduğunu belirtti. Bu noktada yargıya müdahale olamayacağını kaydetti.
Özerdağ hedefinin; mahkemelerin daha süratli, daha iyi hizmet verecek şekilde, teknoloji ve dijitalleşme de kullanılarak geleceğe yönelik hizmet vermesinin sağlanması olduğunu vurguladı.
“Her zaman için en önemli şey adalettir, adaletin sağlanmasıdır.” şeklinde konuşan Özerdağ, teknolojinin de yargıya sağlayacağı katkının önemli olduğuna dikkat çekti.
8 Yüksek Mahkeme Yargıcı’nın ülke için yeterli olmadığını ifade eden Özerdağ, en uygun bir zeminde Anayasa değişikliği referandumuyla yargıç sayısının arttırılması konusunu sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Bertan Özerdağ, topluma mesaj vererek yargıya güvenmeye devam etmelerini istedi ve mahkemeler olarak bu güveni korumak için ellerinden geleni yaptıklarını dile getirdi.  Yargıçların, topumda saygın kişiler olduğunu kaydeden Özerdağ, yargıya alınanların da ciddi bir süzgeçten geçtiğine dikkat çekti. Özerdağ, yargıya alınma süreci ve ilerlemede liyakata önem verilmesinin, yargıya duyulan güvenin en önemli unsurlarından biri olduğunu vurguladı.
 Mesleki hayatında hiçbir zaman telkin, tavsiye ya da baskıyla karşılaşmadığını ifade eden Özerdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde bazı zamanlarda, mahkemelerde görüşülen davalarla ilgili basında haberler yer alıyor. ‘Mahkemeler Yasası’nın 52’nci maddesi’ altında bir kural vardır. Görüşülmekte olan bir dava hakkında kimse görüş bildiremez, haber yapamaz, açıklamada bulunamaz. Sosyal medya da buna dahildir. Ancak son dönemlerde bunun ciddi şekilde ihlal edildiğini tespit ediyoruz. Bu konudan dolayı rahatsızız. Bazı durumlarda müdahale etmeyi de gerekli görüyoruz. Bu dikkat edilmesi gereken bir konudur. Mahkemenin kararları elbette hukuki kapsamda eleştirilebilir. Ancak mahkeme bir karar verene kadar yapılan eleştiriler veya yayınlar, Anayasa’daki yargı bağımsızlığının bir nevi ihlalidir. Bu kural, Mahkemeler Yasası’nda da belirtilmiştir.
Özerdağ, “Bu ülkenin düzelmesini, daha iyi bir ekonomik, sosyal, kültürel noktaya gelmesini istiyorsak her vatandaşın yasalara ve kurallara uyması gerekir. Birey düzeldikçe aileler düzelir, aileler düzeldikçe toplum, devlet ve ülke düzelir.” dedi. Özerdağ, yasalara ve kurallara uymamanın zaman zaman bir alışkanlık haline geldiğini gördüklerini de belirtti.
 “Sahte reçete ve diploma soruşturmalarına, kamuoyunda tanınan isimlerin de adı karıştı. Sizce bu, yaptırım eksikliğinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna Özerdağ, geçmişte söz konusu konuların gündeme gelmediğini, son dönemlerde özellikle bu konuların her şekilde ortaya çıkacağı ve bir şekilde yaptırıma tabi olacağının herkes tarafından anlaşıldığını söyledi.
Özerdağ, ‘Ben yaparım, yanıma kâr kalır, ortaya çıkmaz’ zihniyetinin geçmişte hüküm sürmesinden dolayı herkes çok rahat davrandı. Örneğin, üst makamın verdiği bir talimatı herkes sorgusuz yerine getirirdi. Ancak şu an altta olan bir görevli yasaya ya da kurala aykırı olduğunu gördüğü anda ‘ben bunu yapmayacağım’ diye üst makama bildirdiğine şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.