Adrese mesaj!

Abone Ol

Zafiyet gösterdiğiniz hissedildiği anda o zayıf noktanın üzerine gidilmeye başlar.

Tıpkı Anastasiadisin Kıbrıslı Türklere “garantilerden kurtulma” mesajı göndermesi gibi!

Anastasiadis, Kıbrıslı Türklere hitaben aynen şunları söylüyor “Üçüncü tarafların varlığı veya üçüncü tarafların bizi kontrol etmesini isteyenler belasından kurtulma zamanı geldi. Birlikte yaratabileceğimizi anlayın. Avrupa devletiyiz. Avrupa ilke ve değerlerini değerlendirelim, bu ülkede hepimiz için nezih şartları oluşturalım”

Anasyasiadis hızını alamıyor ve devam ediyor.

“Garantilerin, Türkiye’nin müdahale hakkının, en kötüsü de Türk askerinin daimi askeri üs ve ilanihaye Kıbrıs’ta tümen bulundurmasını kabul edebileceğimizi kim iddia edebilir? Uzlaşma arayışları bir çıkmaza sürüklenmişse bunun bütün sorumluluğunun, “hiçbir Rum’un kabul etmesi mümkün olmayan tezlerde ısrar eden Türkiye’ye aittir”

Anastasidis dikkat buyurun, neden Kıbrıs Türklerine “garantör belasından kutulun” çağrısı yapma cüretkarlığını gösteriyor?

Çünkü ona bu cesareti verenler aramızdaki toplum düşmanlarıdır!

“Nasıl olursa olsun, yeter ki çözüm olsun” diyebilen zavallılardır.

Rum ve Yunanlılar, Türkiye nin müdahale hakkına sahip olmasından neden bu denli ürküyorlar?

Çünkü iyi niyet sahibi değildirler! Adanın tamamına hakim olma emelleri var olmaya devam etmektedir.

Ne yazık ki aramızda bunu göremeyenler ya da görmezden gelenler var!

                                                ***************

Sayın Cumhurbaşkanı Crans Montana’yı her gittiği yerde anlatıyor.

Geçtiğimiz gün önce sivil toplum örgütlerine aradın dan da  Girne, Güzelyurt ve Lefke bölgesi muhtarlarıyla Ticaret Odası’nda bir araya geldi.

Olumlu bir girişim, güzel bir davranış!

Ne var ki ellinin üzerinde olduğu söylenen sivil toplum örgütleri bilgilendirme toplantısına çağrılırken, zaman, zaman müzakerelerdeki tutumu nedeniyle Akıncıya eleştiri getiren bazı muharip örgütlerin davet listesinin dışında tutulduğunu gözlemledik.

Annan planı referandumunda “evet” için çalışan bazı muharip dernekler baş tacı yapılırken, sayın Akıncının her yaptığını doğru kabul edenler aydınlatma toplantısına çağrı alırken, uzlaşmazlığın Güneyden kaynaklandığını ve büyük tavizler vererek esarete ve de yok olmaya zemin olacak bir uzlaşıya sert çıkışlarda bulunanların davet almaması eşitlik ilkelerine ters düşmedi mi?

Benden olanlar in, benden olmayanlar out dedirmedi mi?