Aile içi şiddetin getirdiği intihar

Abone Ol

            Bu haberi okuduğumda ilk aklıma gelen şey, muhtemelen Arda’nın o yaşta sevebileceği bir kıza olan melankolik aşkıdır, diye düşünmüştüm.  Yani ilk aşkı.  Çünkü bu yaşlar ergen çağları olduğu içiin gençler çok etkileniyorlar dışlanmaktan veya sevgisizlikten.
            Meğer Arda’nın intiharı, aile içi şiddetten kaynaklanıyormuş.  Konunun derinliklerine indiğimde anladım evde çok büyük bir geçimsizlik olduğunu.
            Arda’nın annesi Pınar Taş, basına bir açıklama yapmış ve içindeki acıyı gözler önüne sermiştir.  Pınar hanımın açıklaması, 9 Ağustos günü bizim Halkın Sesi’nde yayınlanmıştır.  O açıklama öylesine acı, öylesine anlamlı ve öylesine zehir zemberekti.
            Bu olay, bana yıllar önce Bakanlıkta Sosyal Hizmetler bölümüne baktığım zamanları hatırlattı.  Hani hep dertlerle cebelleşen, eşi tarafından devamlı dayak yiyen, çocuklarına hiç sevgi göstermediği gibi çocuklarını sürekli döven babalar...
            Sosyal Hizmetler, adı üstünde.  Hep sorunlu konuları içerir bu bölüm.
            Tekrar intihar vakasına dönecek olursak, yaşanmış olaya empati yaparak yaklaşmak lazım.  Empati nedir?  İnsanın kendini bir başkasının yerine koyarak yaşanan olaylara daha gereçekçi bakmasıdır.  Şimdi siz de empati yapınız ve kendinize sorunu.
            “Arda neden intihar etti?”
            Şayet her gün evde tatlı bir lokma ekmeğiniz olmazsa, kavga döğüş ve şiddet yaşanıyorsa, mutlaka siz de bir çıkış yolu ararsınız.
            Arda, babsının annesine uyguladığı şiddete ilaveten kendisinin de babası tarafından şiddet gördüğünü düşünürsek, kim bilir ne fırtınalar eser kafasında o gencin...  Her gün evdeki şiddeti gören ve yaşayan o yaştaki gencin tercihi intihar olmamalıydı, herşeye rağmen .  Güçlü bir irade lazım. 
            Bu tip erkekler neden evlenirler?  Yani Arda’nın babası neden evlendi?  O babanın özeli kendine ait.  Ama şiddet gören bir evladın bedeli ölüm olmamalıydı diye düşünüyorum.  Onun önünde kocaman bir hayat vardı.  Daha da olgunlaşınca bu sorunun üstesinden gelecekti.  Ama daha fazla dayanamadı.  “Yaşadığım acılar ve şiddet, sanki kaderin bir telkini olarak, bu hayat sana göre değil” dercesine...
            Öyle erkekler vardır, kestiği kestik, biçtiği biçtik.  Bu baba da onlardan olsa gerek.  Evde şiddetle hakimiyet kurmak ve sözde ereklik yapmak, kabul edilir birşey değildir.
            İntihar eden gencin annesi içindeki acıları sayfalara döktü.  Herkes de bu işin iç yüzünü öğrenmelidir, dercesine basına açıklamalar yaptı.  Herhalde Arda’nın intiharını kimse beklemiyordu.  Arda’yı intihara götüren olayları gayet geniş bir şekilde veriyor Arda’nın annesi Pınar hanım.
            Bu konuya ilişkin bir yorum da avukat Cansu Nazlı’dan geldi.  Avukat Cansu açıklamalarında şöyle diyor:
            “Ev içi şiddet sarmalı vardı.”
            Bu ve buna benzer olaylarda, her zaman Sosyal Hizmetler ya töhmet altında kalır, ya da Sosyal Hizmetler aklanır.
            Genellikle Sosyal Hizmetler’in en çok zorlandığı olaylar da aile içi şiddettir.
            Keşke Arda’ya sahip çıksaydı Sosyal Hizmetler. Ta da intihar olayı gerçekleşene kadar.
            Bir zamanlar çok çirkin bir olaya tanık olmuştum sokak ortasında.  Bir adam eşini evire çevire dövüyordu.  O kadının çaresizliği ızdırap vericiydi.  Ta da birkaç güçlü kuvvetli genç araya girene kadar.  Kim bilir o kadın eve gidince de yakası açılmadık ne kadar dayak yedi kocasından.
            Sosyal Hizmetlerin bir de “İhbar Hattı” vardır.  Şiddet gören kadınlar veya çocuklar bu hat sayesinde korumaya alınırlar.  Sosyal Hizmetlerin saymakla bitmez derleri.
            Tam da erkenlik çağındaki çocuk, bu dönemde ailesinden şiddet değil, ilgi ve sevgi bekler. Olayı sosyolojik ve psikolojik yönü ile irdelemek lazım.  Bu ailede şiddet uygulayan kişi, her zaman olduğu gibi babadır.
            Düşünüyorum...
            Arda’nın intiharından sonra Sosyal Hizmetler bu konuyu Savcılığa intikal ettirdi mi?
            Bir yerde en büyük suçlu babadır bu olayda.
            Pınar Taş olayı anlatırken hiç bir şeyi dışarıda bırakmadı.  Hatta kullandığı şu sözler zehir zemberekti.
            “Oğlumun incinen yüreğini nasıl sarayım?”
            Evet!  Bu yaşta, büyük hayalleri olan Arda’yı kaybetmek ve meydana gelen dramatik olay, bambaşka acı veriyor insana.
            Bence Pınar Hanım, bu açıklamaları ile adalete çağrı yapıyor ve şiddet gördüğü, eşi hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
            Toplumun bu tip sorunlu ailelerinin ciddi şekilde eğitime ve uyarıya ihtiyacı vardır.  Şayet karşısındaki adam veya adamlar anlarsa...