GKRY’nin dün olduğu gibi bugün de tek yanlı olarak sondaj çalışmalarını Kıta Sahanlığımıza doğru ilerletmesi kabul edilemez ve de görmezden gelinemez…
Biraz gerilere gidecek olursak; 21 Nisan 2017’de Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi KKTC deniz alanlarında göreve başlıyordu.. Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi Karpaz Milli Parkının sadece 2-3 mil güneyinde idi. Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi, açık denizlerde veya tartışmalı bir alanda değildi…21 Nisan 2017’de Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi KKTC deniz alanlarında görevine başlıyordu…
Ancak Güney Kıbrıs’tan gelen telsiz Çağrısında “Burası Kıbrıs Cumhuriyeti kara sahanlığıdır, burayı terk ediniz” deniliyordu. Rum liderliği sadece denizlerde değil, KKTC topraklarında da egemenliklerini ilan ediyorlardı. Yani Rum liderliği KKTC topraklarını da ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait bölge olduğunu duyuruyordu!...
KKTC hükümeti buna elbette tepki gösterecekti…Tek yanlı ilan ettikleri MEB’de Kıbrıs Türk halkının haklarını yok sayan Rum liderliği yıllardan beridir adanın ortak zenginlikleriyle ilgili uluslararası şirketlerle sondaj çalışmaları yaptılar ve de yapılan uyarılara da verdikleri yanıtlarla da Doğu Akdeniz’de yer alan söz konusu gerilimin de fitilini ateşlemiş oldular…
Rum liderliği Türkiye’nin ve de KKTC’nin egemenlik alanlarını yok saymaya başladılar. Kim ne derse desin , Mehter Marşı yanıtı Rum liderliğine güzel bir uyarı olmuştur!.
5 Mayıs 2017’de Kıbrıs açıklarında Sismik Arama faaliyetinde bulunan Barbaros Hayreddin Paşa gemisi Mürettebatı, “Münhasır Ekonomik Alan İhlali” uyarısı yapan Rumlara “Mehter Marşı” ile karşılık verilmiştir.
Kim ne derse desin , Mehter Marşı yanıtı Rum liderliğine bir uyarı olmuştu!..
O günde GKRY Başkanı Anastasiadis’in, KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı ile görüşmek için ortaya koyduğu şartları unutmayalım.. “Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi çekilmezse müzakereler başlayamaz” diyordu…
Tabii ki anavatanımız Türkiye, GKRY Lideri Anastasiadis’in bu şartını anında reddetme hakkına sahipti.. Ama, sırf Kıbrıs sorununun siyasi çözümüne giden yolda bir engel olmaması noktasından hareketle bir iyi niyet jesti olarak Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi geri çekilmişti..
KKTC ve anavatanımız Türkiye; doğalgaz çalışmaları konusunda yeni adımlar atılmasından yana değildi.. Türk tarafına göre doğalgaz arama çalışmaları çözümden sonra olmalıydı…
Ne var ki, Anastasiadis, anavatanımız Türkiye’nin bu iyi niyetini daha ilk aylardan itibaren istismar etmeye başlayacaktı.. Nitekim Rum tarafı bir taraftan Doğal gaz konusunda yeni sondaj çalışmaları başlatırken diğer yandan da Mısır ve Israil ile de ortaklık anlaşmaları imzalamaya başlayacaktı!…O günde GKRY’nin elde edilecek doğal gazın, olası bir çözüm sonrası dahi Türkiye üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesini önlemek için projeler hazırlayıp AB’ne sunduğu da çok iyi bilinmektedir.
Tüm bu gelişmelere ve de Crans Montana’da yapılan Kıbrıs Konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atina’ya yaptığı ziyarette Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Yunanistan Hükümetine zeytin dalı uzatıyordu…
Ama, Rum-Yunan ikilisi ise “Sıfır garanti, sıfır asker” politikasından vazgeçmiyordu!..
Neticede 3.Parselde Sondaj çalışmaları yapılması için İtalyan ENI Şirketi ile anlaşma yaptı!.. Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen Saipem 12000 adlı Sondaj Gemisi Kıbrıs’a gönderildi. Ancak Türkiye Türk savaş gemilerini Kıbrıs açıklarına göndermesi üzerine ENI şirketine ait Saipem 12000 adlı Sondaj Gemisi 3. Parseldeki sondaj alanına giremedi ve 8. gününde halen Sondaj alanının dışında bekliyor ve de yoluna devam edip etmeyeceği konusunda İtalyan hükümetinden cevap bekliyor!..
Günümüzde anavatanımız Türkiye’nin yaptığı girişim; Türkiye ve KKTC’nin menfaatlerinin korunmasına yönelik bir girişimdir… Anavatanımız Türkiye bu konuda kararlı olduğunun mesajlarını vermiştir… Rum-Yunan ikilisi tansiyonu yükseltmekte ve ısrarcı olmaktan, ateşle oynamaktan vazgeçmelidir!... DEVAM EDECEK …