Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçtiğimiz günlerde çok büyük bir “günah” işledi…
Lefkoşa’da, Kermiya’da; 357 dönüm bir alana park yapılmasına ilişkin “proje”de adım atılmadığını görünce, ilgili tüm tarafları Cumhurbaşkanlığı’nda toplantıya çağırdı…
TC Büyükelçisi, Komutanlar, Meclis Başkanı, ilgili bakanlar, Lefkoşa Belediye Başkanı hepsi bir masanın etrafında toplandı.
Asker; 2017 yılında, zamanın Meclis Başkanı Sibel Siber’in gayreti ile elindeki araziyi Meclis’e devretmiş…
Ama ne yazıktır ki; o günden bugüne bir tek çivi bile çakılmamış… Hiç olmazsa, etrafını telleyelim, arazimize sahip çıkalım diyen biri de olmamış…
Sayın Akıncı’yı “yeşil hassasiyeti” tutmuş; en azından, bu yaza kadar bu kocaman arazi temizlensin, Lefkoşalıya açılsın, yürüyüş yolları devreye girsin, Lefkoşalı bu sıcak günlerde orada yürüyüş yapabilsin diyerek bu konuyu gündeme taşımış, “ilgi” göstermiş, deyim yerindeyse el atmış…
Ne büyük bir “günah” Üstelik de yemyeşil…
Bizim Cumhurbaşkanı zannetti ki;
13 yıl başkentte Belediye Başkanı olarak tam 10 tane park yapınca…
Yeşil alan duyarlığını yıllar önce Rum tarafı ile birlikte hazırlanan “Master Plan”a yansıtınca…
Rum tarafı ile görüşmelerde ara bölgenin yeşil alan olarak düzenlenmesi fikrini ilerletince…
“Temiz Düşün” diye proje yaparak çevrenin korunmasına katkı koymaya çalışınca…
Bu davranışı “normal” ve “doğal” karşılanacak… Hatta normal vatandaşın duyduğu heyecanı “parti siyasetinin tutsakları” da duyabilecek…
Ne mümkün?
Sosyal medyada anında provokatörler türedi… Partizan “kurşun askercik”ler “projeyle alakası yokken toplantılar düzenledi” suçlamasıyla Cumhurbaşkanı’na yüklendi…
Terbiye sınırlarını da aşarak; “Akıncı ortaya çıktı” “ithal proje hazırlattı” “sürece dahil olmaya, konuyu kendine çekmeye çalıştı” gibi ifadeler kullandı.
Diyelim ki; bu tür “kurşun askercik”ler saygı nedir bilmezler… Cumhurbaşkanı’nın görevlerinin ne olduğunu hiç okumadılar, anlamazlar… “Toplumsal liderlik” nedir, “Yürütmenin başı” olmak nedir, bunlardan bihaberdirler…
Bu tarz kalemlerden “nefret” fışkırsa da, insan böylesi “zavallı”lıkları anlayabilir…
Ama; koskoca KTMMO Birliği’nin, Peysaj Mimarları Odası’nın bu konuya “balıklama” dalmasına ve konuyu incelemeden, bilgi toplamadan Cumhurbaşkanı’na yönelik dalga geçen bir üslupla “siyaset” yapmalarına zerre kadar hak veremem…
Bu “uyurgezer” iki sivil toplum örgütünün, partili, fanatik köşe yazarından, provokatör sosyal medya şarlatanından ne farkları kalmıştır?
Bu meslek örgütleri; bu proje ortaya atıldığında neredeydiler? 2017’de, 29018’de başkentin göbeğindeki bu arazilere “rantçılar” göz dikerken, zamanın siyasetçilerine neden bugün sordukları soruları sormadılar?
Uyuyorlardı da, şimdi mi uyandılar?
Kendi yapacakları “uyarı” görevini Cumhurbaşkanı’nın yapması, devlet üst kademesinde “koordinasyon” sağlamaya çalışması; ne kadar da büyük bir “yasadışı” girişimmiş…
Ha, bu arada söyleyelim: Lefkoşa için “kağıt üstünde” bir park projesi daha var… Hani 2017 yılında Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün seçim malzemesi olarak kullandığı ve adını da “Defteralı Doğa Kültür ve Spor Parkı” koyduğu proje…
Kızılbaş’ta, Domuzcular Burnu ve çevresinde tam 220 dönümlük harika bir alan…
Erhürman Başbakan olunca bu proje revize edildi ve uygulama projesi de hazırlandı. Hatta TC bu amaçla 22 milyon TL. para vermeyi de kabul etti. Şimdi; TC ile para akışı başlayınca, bu parkın yapımına başlanacak.
Başbakanlığın elindeki bu parkın, başından beri “müellifi” kim biliyor musunuz?
Onu da söyleyelim: 2002 yılından beri KKTC’de iş yapan EBİ adında bir şirket…
Bu şirkete bugüne kadar ödenen paraları da yazayım mı?
İşte bu “şirket”in bu işlerin içinde olduğunu gören Cumhurbaşkanlığı, çok daha az bir masrafla, Kermiya Parkı’nın ön projesini çizdirmiş ve devletin üst kademesine sunum yapmış…
Konuyu araştırınca, EBİ denilen bu şirketin aslında Meclis’e ait Kermiya Projesi’ni de zamanında çizdiğini ama ilgisizlik yüzünden işin yarıda kaldığını, işin içinde bir “ödeme” sorunu olduğunu da öğrendim.
Bizim “uyurgezer” odalar ile kurşun askercik bu işleri araştırmamış, “Mimar Kıbrıslı değil, proje ithal” diye bağırıyor…
Hüseyin Özgürgün, renkli bir fotoğrafla ortaya çıkıp park projesini ilan ettiğinde, bu adamcıkların “ithal proje” diye hiç sesleri çıkmadı…
Erhürman gelip, bugün proje yapan EBİ’cilerle uygyulama projesine kadar işi ilerlettiğinde de bu adamcıkların “gık”ı çıkmadı…
Şimdi aynı şirket, daha önce Meclis’e yaptığı işi, takipçi bir Cumhurbaşkanı nedeniyle yeniden canlandırınca paparalar koptu…
Şimdi gelelim; bu yaygaralardan sonra gelinen noktaya… Ülkenin Cumhurbaşkanı; aksayan, taş taş üstüne konmayan bir konuda bir uyarı yapsın, devletin kurumları arasında bir işbirliği sağlasın diye yola çıktı, “seçim yatırımı yapıyor” diye, dalga geçen üsluplarla yakışıksız saldırılara uğradı…
Bu noktada Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay’ın “tavrı”nı da çok yadırgadım… O da tam bir “partizan” tavır sergiledi…
Lefkoşa Belediyesi, “ben bu alanı hemen tellerim” dediğinde “Benim param yok ama mayıstan sonra para bulup kendim yaparım” dedi.
Tanrı aşkına… Meclis “Yasama organı” değil miydi? Şimdi parkçılık mı yapacak?
Üstelik bu projeye TC’nin; Domuzcular Parkı için 22 milyon TL. vermesi nedeniyle yardım yapmayacağını bile bile…
Ne olurdu yani; birkaç kurum güçlerini birleştirse ve başkent “dayanışma” ruhu ile iki harika parka sahip olsa…
İşin garip yanı; asker araziyi veriyor, TC parayı koyuyor ama biz “işbirliği” yapmayı beceremiyoruz…
Bakın; Cumhuriyet Parkı Gönyeli Belediyesi’ne verildi. Çok yerinde bir karar… Kermiya Projesi Lefkoşa Belediyesi’ne verilse, Cumhurbaşkanlığı, Meclis, asker, Elçilik, bakanlıklar yardımcı olsa ortaya başkente yakışan bir yeşil alan çıksa ne gibi bir mahsuru var?
Bu konuda Cumhurbaşkanı’nın tavrını desteklemek yerine, ona saldırmayı tercih edenlerin “siyaset ve seçim” kaygıları, bu kadar sokağa dökülmemeliydi…