ANASTASİADİS’İN BİTMEYEN OYUNLARI

Abone Ol

Dünyanın  kendi eksenleri etrafında döndüğüne inanan Rum liderliği ,  kendilerinin  ne isterse onun  olması  gerektiği inancı  içinde hareket etmektedirler. Rumlar kendilerini  Kıbrıs’ın mutlak sahibi  olarak görürken  ve  bu çerçevede Kıbrıs Türk halkı olarak istesek de istemesek bizi kendilerinin  ‘azınlığı’  olarak görüyorlar.

Rum liderliği  dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ı bir  Helen  adası olarak görmeye devam ediyorlar.  Halbuki  esasına bakılırsa kendileri  gerçek Helen değil o başka  bir konu!... Ancak bu Helen  kavramına   o kadar  sarıldılar ki buna kendileri de inandılar!... Megali İdea hayali içinde yaşayan Rumların bu duygularına tercüman olan Rum Ortodoks Kilisesi’nin 15-22  Ocak 1950’de Kiliselerde düzenlediği  Enosis Plebisitinde  4 Şubat 1950’de  İngiliz Valisi’ne resmen  bildirdiği    sonuçlara göre  18 yaşından büyük olup da  oy kullanan 224747   kişinin  215108’i (%96) ‘evet’ diyordu…

Günümüzde hala daha ayni düşünce içinde olan Rum liderliği yakın geçmişte 10 Şubat 2017’de Rum Temsilciler Meclisi’nde “15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinin” Rum okullarında okutulması ve  kutlanması yönünde aldığı karar  sonrası kopan görüşmelerin yeniden  başlayabilmesi için KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı “Kararı geri alınız, hemen ertesi gün masaya dönmeye hazır” derken  26 Şubat 2017’de yapmış olduğu açıklamada Anastasiadis:

 “…Akıncı kabul etse de etmese de  Türkiye’nin kontrolündedir… Görüşme masasını terk eden Akıncı’nın kendisidir… Görüşmelerin kopma nedeni Türkiye’deki 16 Nisan Referandumudur… Azınlık toplumun, çoğunluk toplumla  eşitlenmesi talep edilemez… Dönüşümlü başkanlık görüşme dışıdır… Ulusal Konsey’in oy birliği ile  aldığı  kararlara dayalı bir çözümde ısrarlıyız… Meclis’te alınan karar EOKA mücadelesinin  onurlandırılmasıdır… Meclis’e müdahale etmeye niyetim  yoktur..” diyordu.

19 Şubat 2017’de AKEL Genel Sekreteri Kiprianu: “Enosis  Plebisiti konusu okullarımızda vardır ve öğretiliyor. Meclis’ten  geçirilen, Enosis Plebisiti’nin, Kıbrıs’ın  Yunanistan’la birleşme (Enosis)  politikasının onurlandırılmasıdır. Ancak, Kıbrıs sorununu, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde çözmeye çalıştığımız 2017’de  bu şizofreni değil de nedir? ELAM’ın  tüzük   değişikliği  önerisine  destek veren diğer partilerin  de   siyasi tezleri budur… ELAM dışında  Enosis isteyen  siyasi partilerimiz var” diyordu. AKEL Genel Sekreteri Kiprianu daha ne desin ki?  Kaldı ki AKEL , 1966’da gerçekleşen  11’nci Kurultayında kendilerinin de aldığı Enosis kararı vardır, Kiprianu daha neyi söylemek istiyor!...  

Ancak sayın Akıncı ayni düşünce içerisinde değildir. Nitekim kısa bir süre önce KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı “Bugün   Enosis Plebisiti yenilense   onaylanmaz” diyordu!...

Ama biz ne yapıyoruz? 7 Nisan 2017’de Rum Temsilciler Meclisi’nde  konu “15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinin” Rum okullarında kutlanması yönündeki yetkinin Meclis Eğitim Komitesi’nden alınarak Rum Ortodoks Kilisesinin kontrolü altındaki Eğitim Bakanlığına devredilmesini büyük bir başarı olarak görüyoruz ve de bazılarımız da  “Enosis bertaraf edildi”, “Enosis kararı geri alındı” diyordu. Bazılarımız da  “Kıbrıs Cumhuriyeti Parlamentosunu  aldığı karar dolayısıyla selamlıyorum” diyordu. Bazıları  “alınan kararı takdirle karşıladıklarını” beyan ederken bazıları da “Enosis kararının  bertaraf edilmesinde  AKEL’in tarihi-ezeli düşmanı DİSİ  ile işbirliği yapması, açık bir devrimdi” diyordu!... Yazık hem de çok yazık!...

Mevcut görüşme süreci, Kıbrıs Türk halkına  bir gelecek vaat etmiyor. Dolayısıyla  Anastasiadis düzenlediği entrikalarla müzakerelerin yeniden başlamasını hedeflemişti. Nitekim  senaryoları hem yazan hem de oynayan Anastasiadis bunu da başardı!..  Nitekim sayın Akıncı Rum Temsilciler Meclisi’nin aldığı kararla Enosis Plebisitinin Rum okullarında kutlanacak  olaylar arasında  yer almayacağı anlayışı içerinde  olup görüşmelere hazırız dedi ve  koptuğu yerden başlayamaz dediğimiz görüşmelere  istesek de istemesek de yeniden başlanmıştı…

Ne değişti anlamadık ki!... Rumlar 2 asırlık Enosis hayallerinden mi vaz geçtiler, yoksa okullarda kutlamalardan mı vazgeçtiler de biz bilmiyoruz? Rum liderliği ve Rum halkı tek vücut halinde Enosis hayali içinde nefes alıp veriyor... Tek değişiklik kutlama yetkisinin Meclis Eğitim Komitesinden alınarak Eğitim Bakanlığını yetkisine verilmesidir, bu kadar basit!.. Kendi kendimizi, aldatmayalım, Rum’a aldanmayalım ve de güvenmeyelim…  

Nitekim Anastasiadis’in marifetleriyle görüşme süreci yeniden tıkanacaktı!.. Gelinen aşmada tıkanan  görüşme sürecini yeniden başlatmak ve Cenevre  yolunu açmak  için   BM Genel Sekreteri Guterres’in  New York’ta BM’de düzenlediği   üçlü akşam yemeğinde, Anastasiadis’in  Cenevre için öne sürdüğü  ön şartlardan  vazgeçmediği; buna rağmen, Anastasiadis’in yurt dışı gezileri de dikkate alınarak  yine de 17 Haziran gibi Cenevre Konferans’ına gidileceği  gelen bilgiler arasındadır…

Cenevre Konferans’ında Anastasiadis’in hedefi kesinlikle  mevcut garanti sistemini sulandırmak, anavatanımız Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkını ortadan kaldırmak olacaktır. Buna asla fırsat verilmemelidir…