Anıların İzinden Yürümek...

Abone Ol

 

            Kıbrıs Türk toplumunun bağrından çıkan, son derece iyi yetişmiş, duyarlı, hele konu doğup büyüdükleri vatan olduğunda, bırakınız ellerini, gövdelerini taşın altına koyabilen gerçek anlamdaki  aydınlar, bu  güzel adanın bir başka zenginliği, onun beşerî zenginliğidir.

            Anılan insanlar, kâh bir toplum lideri veya devlet ve siyaset adamı, kâh ünleri yurt dışına taşan bir bilim insanı veya düşünür, kâh bir kültür adamı ve/veya edebiyatçı yazar olarak karşımıza çıkarlar. Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin  başladığı 1878 yılından günümüze değin uzun bir liste oluşturmak mümkündür. Onların düşünsel alt yapılarının, sözü edilen efsanevî toplumsal mücadelenin biley taşında şekillendiği söylenebilir.

            Tam bir aydın sorumluluğu ile hareket eden bu insanların, yazıp çizdikleriyle toplumsal belleği canlı tutma gibi ortak bir kaygılarının oluşu da dikkat çekicidir. Bunlardan birisi de yine Kıbrıs Türk toplumunun yetiştirdiği, öncegenç yaşta Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi’nde saf tutan TMT mensubu bir mücahit, sonraki yıllarda Kıbrıs siyasal hayatında aktif ve önemli görevler üstlenen bir siyasetçi,  edebî eserleriyle ünü yurt dışına taşmış bir edebiyatçı- yazar olan Sayın İsmail Bozkurt’tur. 

            Lefke Avrupa Üniversitesi’nde görev üstlenmek için 13 Ekim 2007 tarihinde adaya gelişimden kısa bir süre sonra Sayın Bozkurt ile tanışma fırsatı buldum. 2009 yılında kitaplaştırdığımız “Tanıklarıyla Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi” adlı çalışmamda katkılarını aldığım kurucu cumhurbaşkanımız rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yönlendirmesi üzerine, Sayın Bozkurt ile kardeşi Hasan Bey’in Lefkoşa’daki ofisinde buluşmuş ve kendisinin de yer aldığı Kıbrıs varoluş mücadelesini önemli bir tanığından dinleme şansım olmuştu. Bugün itibarı ile giderek pekişen bu dostluğun on yılını geride bırakmış bulunuyoruz. Söz konusu bu zaman dilimi içerisinde hem Sayın Bozkurt’un bizzat kendisinden, hem de Kıbrıs’a ve Kıbrıs tarihine ilişkin yazınsal ürünlerinden, örneğin,“Evliyâ Çelebi’nin İzinde KuzeyKıbrıs Seyahatnâmesi”, “Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine Deneme” adlı büyük emek ürünü yapıtlarından çok şey öğrendiğimi söylemeliyim.

            Sayın Bozkurt, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti genelinde, özellikle üniversitelerin düzenledikleri kongre, sempozyum gibi bilimsel ve kültürel faaliyetlerde de aktif bir biçimde yer almıştır. Hele çalışmalar Kıbrıs ile ilgili ise, o ya Bilim Kurulu’nda, ya da Düzenleme Kurulu’ndadır. Bazen de bilimsel çalışmaların basımı aşamasında editörlük gibi yorucu ve yıpratıcı görevler üstlendiği görülür.  Ayrıca sözü edilen bu platformlarda ufuk açıcı açış konuşmaları ve oturum başkanlıkları yapar. Biz de Sayın Bozkurt’un hep desteğini almışızdır. Üniversitede düzenlediğimiz bütün etkinliklerimize omuz vermiş, son derece önemli düşünsel katkılar yapmıştır.

            Sayın Bozkurt için “yazmak” önemlidir. ‘Özellikle dönemlere tanıklık eden insanların, bildiklerini mutlaka yazmaları gerekir.’ sözünü kendisinden çok sık duymuşumdur. Çünkü o – kendi ifadesiyle – “toplumsal bellek yitimi”nden haklı olarak endişe duyan bir aydındır. Onun bu duyarlılığı ve öncülüğü sayesinde, Kıbrıs’taki yaşam kesitimi oluşturan, geride bıraktığımız on yıl içerisinde çok yol alınmış, Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi’ne ilişkin pek çok bilimsel toplantı yapılmış ve söz konusu çalışmalar basılı döküman haline getirilmişitir.

            Sayın Bozkurt’un, son birkaç yıldır anılarını kaleme aldığını biliyordum. Görüşmelerimizde “anılar”bir biçimde gündeme gelirdi, böylece yazım aşamalarına ilişkin merakımı gidermiş olurdum.

            Sabırsızlıkla beklediğim, büyük emek ürünü “zirköy’den mermertepe’ye KIBRIS’TA DİRENİŞ VE MÜCAHİTLİK YILLARI (1 NİSAN 1955- 1968 BAHARI) künyeli, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkan söz konusu anıların imzalı birinci cildi elime geçtiğinde çok mutlu oldum ve heyecanlandım.Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi’nin, 1 Nisan 1955’te başlayıp, 1968 baharına kadar devam eden en kritik, en sancılı  ve en gerilimli dönemini, gün be gün yaşayan, bir mücahit komutanı olarak sorumluluk üstlenen, gerçekten “kelle koltukta” savaşan Sayın Bozkurt’un anılarının izini sürerek öğrenmenin büyük bir kazanım olduğunu söylemeye gerek yoktur!..

            Yetkin bir edebiyatçı üslûbu ile kaleme alınan 656 sayfalık bu yapıtı büyük bir zevkle –deyim yerindeyse- nefesimi tutarak okudum. Yazarın, yer yer kendisini de sorguladığı, eleştirebildiği, yine kendi ifadesi ile ‘özdenetime tabi tutmadan’ objektif olarak ele aldığı ve anlattığı olaylar, sizi hem gülümsetiyor, hem yüreğinizi sıkıştırıyor, hem de düşündürüyor...

            Sayın Bozkurt’un anılarının izinde yürüdükçe şimdiye değin öğrendikleriniz pekişiyor, kimi gizemli konuların perdesi biraz daha aralanıyor ve yeni şeyler öğreniyorsunuz. Büyük Atatürk’ün, “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.” sözünün, mücadeledeki gencecik insanlarda tanımını bulduğunu gördükçe, onların soylu mücadelesine olan hayranlığınız bir kat daha artıyor. Söz konusu o acılı yıllarda TMT mensuplarının, toplumun güvenliğini sağlamaya çalışmanın yanında, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin aksayan eğitiminden tutun da, yine toplumun aksayan belediye hizmetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazedeki olağanüstü çırpınışlarını gördükçe, zaman zaman TMT’ye yöneltilen sataşmaların ne denli sığ kaldığını anlıyor ve hayıflanıyorsunuz!..

            Uzun lafın kısası, Sayın Bozkurt, bu yapıt(lar)ıyla tarihin hafızasına önemli bir not düşüyor. Güçlü bir gözlemle saptadığı “toplumsal bellek yitimini” gidermek için kalemiyle bir hamle daha yapıyor ve sayısız siyasal ve kültürel hizmetlerine bir yenisini daha ekliyor.

            Şimdi yapılması gereken, Sayın Bozkurt’un anılarının izini sürerek “yurttaşlık bilincini” parlatmak ve canlı tutmaktır. Bu bağlamda başta KKTC. Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm etkili ve yetkililere önemli bir görev düşmektedir. Bu başyapıtın, ortaöğrenim  ve yükseköğrenim müfredatlarındaki Kıbrıs Tarihi derslerinde mutlaka  öğrencilerin ellerinde olması sağlanmalıdır.

            Yüreğinize, beyninize ve ellerinize sağlık SayınBozkurt , soluğunuz tükenmesin, ürünleriniz bol olsun...

Doç. Dr. İhsan Tayhani

Lefke Avrupa Üniversitesi

Fen- Edebiyat Fakültesi

Tarih Bölümü Başkanı