Ara seçimde, Kıbrıs’ta çözüm isteyenlerin zorlu sınavı…
Ancak, insanımız sandığa gidecek mi?
Katılımın düşük olma olasılığı hayli yüksek…
Peki bunun bir önemi, dünyaya vereceği bir mesaj var mı?
Kimsenin umurunda olmayacağı kesin…
“Seçimi boykot”un, demokratik ülkelerde bile bir işe yaramadığı biliniyor…
Bu yüzden, çözüm yanlısı iki sol parti olan YKP ile BKP’nin “boykot”u gerçekte bir anlam taşımıyor…
Ancak; UBP’ye bir katkısı mutlaka olacaktır…
TDP adayı Tacan Reynar’ın adaylığının YSK tarafından düşürülmesi, bu seçime ciddi bir “gölge” düşürdü…
Bundan öncekilerin üzerindeki “kara gölge”leri de hesaba katınca, sandığa gitmenin “anlamsız”lığını savunanlara aslında hak vermiyor da değilim…
Ancak; geldiğimiz noktada bir “saptama” yapmak zorundayız…
Bu “ara seçim”e, UBP ile CTP’nin ciddi biçimde asıldığını görüyoruz…
Zaten, yarışın da bu iki parti arasında geçeceği kolayca anlaşılıyor…
Her iki parti de, belli ki propaganda için kesenin ağzını açtı…
Ya; Tatar’ın ayrılıkçı politikalarını temsil eden biri seçilecek… Ya da çözüm yanlısı bir gazeteci Meclis’e girecek…
TDP-TKP’nin adayı, kazanma şansı yüksek bir adaydı…
Bu yüzden ona oy vermeyi düşünenler açısından çok farklı yaklaşımlar sergileniyor…
“Seçimi boykot”un hiçbir işe yaramadığını yukarıda anlattım…
Bu, sadece Reynar’a oy vermek isteyenleri değil, oy hakkı olan herkesi kapsıyor…
Bu gibi “boykotçu” seslerin daha çok ilerici, sol, çözüm yanlısı kesimlerden geldiğini gördüğüm için, sandığa gitmemenin UBP’ye yarayacağını düşünüyorum…
TDP-TKP çevrelerinde ise, ortalıkta çok değişik görüşler dolaşıyor…
Bir kesim, “Sandığa gidelim ve pusulada yerini koruyan Reynar’a mühür vuralım” diyor…
Tabii, Tacan Reynar’ın hem adaylığının reddedilmesi hem de oy pusulasında yerini alması, korkunç bir “garabet”…
Anayasa yaparız, “daimi ikametgâh”ı doğru dürüst tarif etmeyiz…
Seçim Yasası yaparız, adaylığı düşürülen kişiyi oy pusulasından silmeyiz…
Neymiş? Sayımda seçilse bile vekil olmayacakmış…
Saçmalığın ta kendisi…
Adaylığını iptal etmişsen, pusulada işi ne?
Neyse… Bu “garabet” yüzünden, insanımızın aklı epeyi karıştı…
Madem ki Reynar “pusulada” yer alacak, o halde, kazansa bile seçilmeyeceğini bile bile “gidelim ve oraya mühür vuralım” diyenler var…
İlk bakışta, bir “protesto” eylemi olarak insana hoş görünüyor…
Ancak, bunun başarılı olacağına ilişkin hiçbir belirti yok…
İnsanımız, “protesto” eylemlerinde yer alma konusunda eskiden beri “tutucu” bir eğilim içindedir…
Rejimle çatışıyor olmayı pek sevmez…
Reynar’ı, “müesses nizam”a karşı çıktığı için takdir eder, belki normalde ona oy da verir, ama kendisi o “müsesses nizam”a karşıt gibi durmayı çoğunlukla göze almaz…
Bu yüzden, Reynar’ın pusulada var olması ile, aday olması farklıdır…
Bir kesim vardır ki, oyunun boşa gitmesini, yanmasını da istemez… Bu yüzden aday olamayan Reynar’a salt protesto amacıyla verilecek oylar sınırlı kalacaktır…
Bunlar da yoğunlukla TDP-TKP oyları olacaktır…
Diyelim ki, bu “görüş” parti pozisyonu olarak açıklandı ve TDP’liler, Reynar’a mühür basmaya çağrıldı…
Bu durumda, TDP-TKP’nin yüzde 8’lerdeki toplam oyunun bir bölümü “bile bile” kazanmayacak Reynar’a, adaylığının redddini protesto etmek amacıyla verilecektir.
Peki ya, sandıklar açıldıktan sonra, UBP; sırf bu oylar yüzünden küçük bir farkla seçimi kazanırsa ne olacaktır?
Solun çeşitli katmanları içinde “Ha UBP ha CTP” diyenler olduğunu biliyoruz…
TDP-TKP camiası içinde, kendilerine göre haklı nedenlerle CTP’ye öfkeli geniş bir kesimin olduğu da sır değildir…
Ancak; kendisini “sosyal demokrasi” çizgisinde konumlandıran, Kıbrıs’ta çözümden yana olan bir oy sahibinin, UBP’ye seçim kazandırmakla sonuçlanabilecek bir “risk” alması mümkün mü?
Daha net söyleyeyim:
Her TDP’linin, her TKP’linin Kıbrıs’ta çözüme engel olan, AKP’ye taşeronluk yapan, ayrılıkçılığın payandası bir partiye karşı durmak, onu Kıbrıslı Türklere daha çok zarar vermekten alıkoymak gibi bir görevi yok mu?
Elbette var ve fazlasıyla var…
Bu yüzden, aday olmayan Reynar’a oy verilince, eğer bundan UBP kazançlı çıkacaksa, TDP bu yükün altında kalacaktır…
TDP; bir adayı işaret etmek istemiyorsa, çözüm yanlısı 3 adaya “eşit” mesafede durarak bir tavır belirleyebilir…
Tabii, seçime daha bir hafta var… UBP karşısındaki çözüm yanlısı adayların, TDP’yi ziyaret ederek destek talep etmesi de sözkonusu olabilir…
CTP’nin, sol kesimin diğer adayları gibi, pırıl pırıl bir adayı var. Görülüyor ki Sami Özuslu’nun kazanma şansı diğer 2 adaydan çok daha fazla…
TDP camiası, umarım tüm bunları hesaba katarak kendine yakışan bir karar alır…