ASKER GÖZÜYLE STRATEJİ VE GÜVENLİK
Ali Fikret Atun bütün hayatı boyunca yaşadıklarını, zorluklarını ve vatan aşkını hiç usanmadan yazdı ve tüm yazdıkları, Prof. Ulvi Keser’in editörlüğünde hayat buldu. Ulvi Keser “Editörden” başlığı altında, geniş bir giriş yazısıyla Ali Fikret Atun’u anlatıyor. Ulvi Keser’in “editörden” başlıklı gayet geniş yazısı tamı tamına 21 sayfadır.
Tarihin kalbine dokunuşta pek çok mitolojik ve efsanevi olgu ve oluşumları Ali Fikret Atun’un yazdıkları ile harmanlamış. Bakınız o anlatıda ne demiş...
“Mitolojide Olimpos adı verilen tanrıların evinin Yunanistan dışında sadece Anadolu coğrafyasında ve Antalya Beydağları ile Edremit yakınlarında Kaz Dağları’nda olduğu, Romalı Ciceron’un verdiği isimle tarihin babası Heredot’un bir Akdenizli olduğu ve Türk edebiyatının en büyük Akdeniz yazarlarından Cevdet Şakir Karaağaçlı’nın ‘İçimdeki Duvar Yıkılıyor” dediği Bodrum’a adını veren Halikarnas’la aynı havayı soluduğu hatırlanırsa Akdeniz’in yerelle evsenseli kucakladığı da ortaya çıkar...”
Bir yerde editör, Ali Fikret Atun’un bu denli kalıplı kitabı yazmasındaki zenginliğe değiniyor. Hatta yer yer ince ayarlı ironik ifadelere de rastlamak mümkün.
Ali Fikret Atun, aslen Ovgorozlu olan Atunlardandır. Askeri Kara Harp Okuluna girmek için hayaller kurmuş ve o hayaline 1953-54 ders yılında ermiştir. Zaten o tutkusu olmasaydı bütün hayatı boyunca saymakla bitmeyen hizmetlerde bulunamazdı.
Bundan sonraki süreçte yürekli asker Ali Fikret Atun’u 1964 Erenköy’e çıkan Kıbrıslı talebelerle aynı heyecanları ve zorlukları yaşarken görürüz. Atun, bütün duygularını ve yaşadıklarını not ederken, geleceğe ışık tutmak ve Kıbrıs gerçeğinde askerliğin ne kadar önemli olduğunu anlatmıştır. ZİR eğitim kampından talebelerle Erenkö’e çıkışı, hücumbotlara binişi ve Erenköy’e çıkışı 28 Haziran 1964’tür.
Ali Fikret Atun, Erenköy’e “Cenk” kod adıyla çıkmış ve öyle anılmıştı.
Erenköy çarpışmalarının diğer kahramanlarını Ali Riza Vuruşkan ve Rauf Denktaş olarak veriyor.
Yıllar içinde onun Bayraktar olarak görev aldığını biliyor ve anlatılarına tanık oluyoruz.
Ali Fikret Atun Türkiye’ye dönüşünde KHO 10. Bölük Komutanlığına atanır. 1969’da Kara Harp Akademisi giriş sınavlarını kazanır ve 1971 bu akademiden mezun olur. Bunun yanında ABD’de Navy Management of Defence’te bir süre “Savunma Yönetimi” kursu aldı. Ayrıca Londra’da Royal College of Defence Studies” akademisini bitirdi. Yükselişi şöyle devam etti emekliliğine kadar.
-42. Piyade Alay Komutanlığı;
-1981’de Tuğgenerallik;
-1985’te Tümgeneralliğe terfi;
Esasında Ali Fikret Atun’un hayatı vatana bedelsiz hizmet eden korkusuz ve yürekli bir asker olduğu gerçeği ortaya çıkar. Hatta bir romana malzeme olacak kadar geniş ve heyecan verici.
1989’da kadrosuzluktan emekli olduğunu ifade eden cesur asker, bundan sonraki hayatı hakkında şöyle der.
“Emeklilik yıllarımı Ankara’daki evimde araştırmalar yaparak kalemimle, Kıbrıs Türk halkının verdiği Özgürlük ve varoluş mücadelesine; TSK’nin gelişmesine ve yapılanmasına katkıda bulunma gayreti içinde geçiriyorum. Bugüne kadar değişik gazete ve dergilerde elliye yakın makale ve kitaplar yayınladım.”
Okurlarıma bu kitabı yürekten tavsiye ediyorum. Bir Kıbrıslı olarak bu kitaba hayat veren Ali Fikret Atun’un tamı tamına altı tane kitabı yayınlandı. Bu kitapların değişik açıdan askeri ve stratejik önemi vardır.
Sayın Ali Fikret Atun’u yürekten kutlarken, daha da pek çok yaşanmışlıklara hayat vereceğini umar ve diliyorum. Eline ve yüreğine sağlık, değerli komutan...