Mustafa Borataş’la birlikte ivme kazanan Düzkaya, dün Göçmenköy karşısında özellikle ilk yarıda kanatları kullanamayınca, mahkum oynadı. İlk yarıda gol yemediyse, bu onlardan çok Göçmenköy futbolcularının son vuruş beceriksizliğinden kaynaklandı. Tabi, savunmanın göbeğinde oynayan Şahin ve Binya’nın da yerinde müdahalelerini unutmayalım.
Düzkaya, genelde sağ kanadı iyi kullanan ve bu kanattan getirdiği toplarla Kone ve Thami’yi topla buluşturan bir ekip, daha doğrusu ekipti. Çünkü dün bunu ilk yarıda hiç yapamadılar. Daha doğrusu, Göçmenköy buna fırsat vermedi. Soldan da çıkamayınca, Göçmenköy ilk yarıda açık bir üstünlük kurdu Düzkaya karşısında. Savunmadan rahat çıkan, orta sahada top çeviren ve bu topları Joseph ve Okoli ile buluşturan Göçmenköy futbolcuları biraz beceriksizlik, biraz da Düzkaya savunmasının yerinde müdahaleleri ile bırakın gol atmayı, tribünleri heyecanlandıracak gol pozisyonu bile yaratamadılar. Kemal topları ezdi, Erin aldığı topları rakiplerine gönderdi. Ahmet Coşkun düzgün paslar attı ama Okoli ve Joseph kalabalık savunmanın arasından çıkarak bunları değerlendiremedi.
İkinci yarıda sağ kanatta hiçbir varlık gösteremeyen Erhan’ın yerine Hasan Yanaroğlu girdi. Sağ kanadı Mustafa ve Hasan ile kullanmaya başlayan Düzkaya, Göçmenköy karşısında pozisyonlar bulmaya başladı. Rahmi ve Lawal, Kone ile Thami’ye gol şansı vermeyince, Düzkaya bu baskıdan gol şansı yaratamadı.
İkinci yarıda orta sahada az adamla yakalanan Düzkaya, az daha maçın son on dakikası içinde golü kendi kalesinde görecekti; eğer kalecisi Ali Karal başarılı yer tutmasa, Okoli de topu Ali’nin bulunduğu yere değil, köşelere gönderebilseydi…
Neticede çerçeveyi bulamazsan, yani golü atamazsan üç puanı alma şansın olamaz. Dün iki takım da bunu başaramayınca, birer puanla yetinmek zorunda kaldılar.
Düzkaya, bu beraberlikten şikâyetçi mi derseniz? Hiç sanmıyorum. Bence beraberliğe üzülen taraf herhalde Göçmenköy olmuştur.
Federasyon, karşılaşmanın sonlarına doğru havanın kararmasını değerlendirerek maçı yarım saat öne çekmeli. Açık havaya rağmen maçın son on beş dakikası neredeyse alacakaranlık havada oynandı. Hava kapalı olsa veya oyun uzun süreli durmuş olsa, tam karanlıkta oynanma ihtimali çıkacaktı.