Alçak orman arazileri ile ilgili sorumlu bakanlık, Tarım Bakanlığı, yani Dursun Oğuz.
Yani Fikri Ataoğlu, oturdu arazileri belirledi.
Dursun bey de o arazileri önerge ile Turizm Bakanlığı’na devretti…
Böyle bir işlem yok.
Fikri bey, Balalan’ın bittiği nokta ile, burundan dönen, Kaleburnu’nu geçerek Bafra’ya uzanan alanlarda belirlediği Alçak Orman Arazilerinin kendine verilmesini istiyor.
Önce orman dairesini istedi, şimdi arazileri.
Arazilerin taliplileri de bekliyor.
İşin gerçeği şu( hükümetin UBP kanadının böyle bir çalışması yok, böyle bir arazi devri de yok.
Bizzat muhatapları tarafından yalanlandı, tarafıma söylenen, “Biz böyle bir çalışma yapmadık, arazi devri yok, kimse açıklamalara kanarak sağa sola para kaptırmasın…”
Hayır cevap da utanç verici ama.
Özetle, sakın aracılara para falan kaptırmayın. Böyle bir çalışma yok…
(Hüseyin Ekmekçi)
Sıcaklığın aşırı yükselmesi ile birlikte kullandığım elektriğin faturaya yansımalarını kısa bir araştırma ile tabloya dönüştürdüm. Tabloda, hem geçtiğimiz yılın hem de bu yılın Temmuz-Ağustos dönemlerinin kıyaslamasını yaparak, kullanım ve fatura bedel artışlarını aşağıdaki tabloda yer verdim.
Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında 188 kWs elektrik tüketirken, fatura miktarı 261 TL idi. Bu yılki Temmuz tüketimi geçtiğimiz yılın ayni ayına oranla %14 artmasına karşın fatura bedeli %69 artmıştı.
Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında 240 kWs elektrik tüketirken, gelen fatura 481 TL idi. Bu yılki Ağustos tüketimi geçtiğimiz yılın ayni ayına oranla %88 artmasına karşın fatura bedeli %203 arttı. Sıcaklara tahammül sınırımız kalmadığından klimalara yüklendik.
En ilginç kıyaslama ise bu yılın Temmuz-Ağustos kıyaslamasında oldu. Elektrik tüketimi Temmuz faturasında 214 kWs iken, Ağustos ayında %111 artarak 451 kWs yükseldi. Fakat, Ağustos ayında gelen fatura miktarı, bir önceki aya göre %229 artışla 1.457 TL'ye yükseldi.
Sıcaklığa tahammülü kalmayan toplumun, bedeline de katlanmak zorunda olduğunu unutmamalı.
Hükümet ise, tüm dünyada sıcakların aşırı yükselmesine ve geçtiğimiz ayın sıcaklığının rekor seviyelere ulaşmasını göz önünde bulundurarak, kendi vizyonlarına halkın refahını birinci sıraya koyabilmeli.
(Niyazi Nizam)
Yurt dışı temsilciliklerine ( özellikle Türkiye'ye) ülkelerini temsil etmek, tanıtmak, milli günlerde organizasyonlar yapmak, ve vatandaşlarına yardımcı olmak için atanan Büyükelçi, Konsoloslar, Temsilciler ve Ateşeler; 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramında kaç tane öğrenciyi etkinliklere davet etti. Bunu neden mi soruyorum çünkü yurtdışında okuyan öğrencilerimizin büyük çoğunluğu KKTC'yi unutuyor.
(Metin Gültekin)
Kimse beni yanlış anlamasın anlayanları da sinkaflarım, devleti yönetenler kesinlikle vatandaşına; -" üçkâğıtçı, sahteķâr, düzenbaz, yankesici, hırsız" olunuz diyor.
Bardakla verip lengerle almaya çalışan baş hırsız ise devlet oluyor.
(Hasan Mullaoğulları)
Mülkiyet de 'kumar geliri' ile ödenecek!
“Kan döktük, aldık, bizimdir” yalanı dünyada kabul görmüyor.
Kan, koçan yapmıyor.
Toprağın çoğu Kıbrıslı Rumların…
Ödemek için komisyon kuruldu ancak kaynak yok.
Casinolar için hazırlanan yeni yasada kumardan toparlanacak parayla “Rum malları” için de kaynak yaratılması hedefleniyor.
Ne enteresan, kumar tutkunu Kıbrıslı Rumlar, kendi parasıyla, kendi mülkünü ödeyecek belki de…
Maraş dışında “mülkiyet sorunu”nun tümünün çözümü için en az 10 milyar sterlin gerektiği konuşuluyor, malum...
Sonra da "ayrı devlet, egemenlik" falan!
Kimin toprağında?
Sabah akşam kumar oynasan bin senede ödersin anca!
(Cenk Mutluyakalı)
SOSYAL MEDYANIN SESİ
