AYTEN GÖKÇER TİYATRO İÇİN ÇOK BÜYÜK KAYIPTIR
Tiyatro dünyasının duayenlerini sıralamaya tabi tutsak, elbette Ayten Gökçer ilk sıralarda yer alır.
Ayten Gökçer de, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Lale Oraloğlu, Cüneyt Gökçer, Haluk Kurtoğlu ve Muazzez Kurtoğlu gibi ünlü sanatçıları, bizim Güzel Sanatlar Derneği’nde ağırlamış ve kendileri ile sohbet etmiştik. Daha nice tiyatro ve ses sanatçısı ile de tanışmıştık.
Gençlik yıllarımızda bir heyecanımız vardı, ünlülerle tanışmak için. Belki sanata olan tutkumuzdu bizi onlara götüren. Fakat beyaz perdede ve sahnede izlediğimiz sanatçıları hemen yanıbaşımızda görmek, bambaşka bir heyecandı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemleriydi... Ankara Devlet Tiyatroları Girne Kalesi’nde Kral Oidipus’u sahneleyecekti. O günler henüz lisenin son sınıfındaydım, ama sanat etkinliklerinde her zaman boy gösterirdim.
Bu durum gündeme gelince Ankara Devlet Tiyatroları’nın bir sürü figürena ihtiyacı olmuştu. O figüranlar da Güzel Sanatlar Derneğine üye olan gençlerden oluşmuştu.
Nitekim o oyunda bana rahip olarak figürenalık görevi vermişlerdi. Ne muhteşem sahneydi o. Cüneyt Gökçer iki metre yakınınızda sahne merdivenlerinin başında oyununu oynayacak ve siz bir figüran olarak orada sessizce onu izleyeceksiniz...
Henüz toplumsal kavgalarımızın başlamadığı bir süreçte oynanmıştı o oyun Girne kalesinde. Protokolde Makarios ve Dr. Küçük ve dahaları vardı.
Anımsadığım kadarı ile o oyunda kadın oyuncu Muazzez Kurtoğlu’ydu. Ayten Gökçer ortalarda yoktu. Sanırım Cüneyt Gökçer’le Ayten Gökçer’in evlilikleri ondan sonraki dönemlere rastlar.
Ayten Gökçer’in en ünlü rolü, bence “Yedi Kocalı Hürmüs”tü. Müzikal bir oyun. Çok zengin bir ekiple hazırlanan bu oyun çok ses getirmişti. Hatta film olarak da çekilmişti.
Filmin konusu çok bilmiş bir kadının yedi kocayı nasıl idare ettiğine dair bir komedi eseriydi. O oyunu izlerken kahkahadan kırılmıştık.
Ayten Gökçer’in ani beyin kanamasından ölmesi gerçekten üzücüdür. Onun 2017 yılında geçirmiş olduğu felç, herhalde bu son beyin kanaması ile ilgili olsa gerek.
Merak ettim... Onun hayatını internetten araştırdığımda, 14 tane filmde baş rol oynadığını öğrendim. Onun en önemli filmeleri olarak Taçsız Kral, Yılan Hikayesi ve Yedi Kocalı Hürmüs’ü vermektedir internet bilgileri.
Lakin Ayten Gökçer, daha fazla tiyatro sanatçısı olarak ünlenmiştir. Tiyatroda sahnedeki rolleri asla unutulamaz. Maalesef benim onu izleme şansım olmadı. Sadece televizyon programlarından izledim. Lakin Güzel Sanatlar Derneğinde kendisiyle tanıştığım için kendimi şanslı addediyorum.
24 Ocak 1940 Ankara doğumlu Ayten Gökçer, önce bale eğitimi aldı, sonra temelli tiyatro sanatçısı oldu.
Bazı sanatçıların sesi, insanı derinden etkiler. Mesela rahmetlik Ayten Alpman bir şarkı söylese hemen onu tanırdım. Ayten Gökçer’in sesi de etkili ve radyofonikti. Bazı seslendirmelere de katıldığını tahmin ediyorum. Onun sesi de unutamadığım seslerdendi.
Tiyatro sanatçıları gırtlak ve diksiyon dersleri de alırlar. Zaten tiyatro sanatçılarını öne çıkaran, figürler dışındaki diksiyon ve ses rengidir.
Ayten Gökçer, eşi Cüneyt Gökçer’i sanırım on yıl kadar önce veya daha fazla zaman öncesi kaybetmişti.
Cüneyt Gökçer, uzun zaman Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğünü yapmış ve pek çok oyunda onamıştı. O da eşi gibi tiyatroya önem vermişti. Sinema dünyasında ilk Yaprak Dökümü filminde başrol oynamıştı.
Gerçekte bir sanatçı kolay kolay yetişmez. Yetişmenin yanında iz bırakmak da çok önemlidir. Yıldız Kenter de vefat ettiğinde çok üzülmüştüm, Allah rahmet eylesin.
Ayten Gökçer’e 1988’de Devlet Sanatçısı ünvanını vermişlerdi.
Ayten Gökçer’in cenazesi, ona yakışan şekilde düzenlendi ve nerdeyse bütün sanat dünyası o cenaze mekanına aktı. O kadar kalabalık oldu cenazesi.
Allah’tan o güzel sanatçıya rahmet diler, mekanı cennet olsun diyorum.