“ Efendiler, sırası gelmişken aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; başının üzerine çıkaracağı adamların kanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile geri kalmasın.”Mustafa Kemal Atatürk
Bayrak, bir milletin bağımsızlığının simgesidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ nin iki bayrağı vardır ve birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını simgeler. Bu bayraklardan bir tanesi Al, T.C bayrağı ile aynı olan ay yıldızlı bayrak, diğeri Ak, ay yıldızlı bayrak. “Bayrakları Bayrak yapan üstündeki kandır.”KKTC’nin bağımsızlığı da kan dökülerek kazanılmıştır.
Geçtiğimiz günlerde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Rum tarafının yetkilileri ile görüşme yaparken, Sn. Akıncı’nın arkasında bulunan bayraklar kaldırılıyor. Bu görüşme, KKTC dışında veya tarafsız bir bölgede yapılsa nispeten anlayışla karşılanabilir. Bu görüşme, KKTC’de yapılıyorsa Devletin Bayrağı kullanılmalıdır. Aksi takdirde Cumhurbaşkanı olduğunuz Devleti tanımamış olursunuz. Bu durum KKTC’de muhalefet ve halk tarafından eleştirilmiştir. Bu eleştirilere Sn. Akıncı, “ Bayrak konusu üzerinde gereksiz duruluyor, böyle uygulamalar geçmişte de olmuştur.” Diyerek cevap veriyor.
Bu bağlamda bize de düşüncelerimizi söylemek düşüyor:
Sn.Mustafa Akıncı kimdir? KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı, arkasından kaldırdığı bayraklar kimindir ve neyi simgeler? KKTC bayraklarıdır ve KKTC Devletini simgeler, bu bayrakları kaldırmakla nasıl bir görüntü veriliyor? Cumhurbaşkanı olduğu Devleti yok sayan bir görüntü, eleştirilere verilen cevap yeterlimidir? Bize göre yeterli olmadığı gibi yanlıştır da, çünkü, geçmişte yapılan yanlışları örnek göstererek yanlış yapılan doğru olmaz.
Rum tarafı ile görüşmeler neden devam ediyor? Avrupa Birliği Rum tarafını ne şekilde ortaklığa almıştır? Bu soruların cevabı Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Avrupa Birliği, Rum tarafını, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsil ettiğini kabul ettiği için ortaklığa kabul etmiştir. Rum tarafı ile görüşme de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeniden devamını sağlamak için yapılmaktadır.
Bu bağlamda, Önceki KKTC Cumhuriyet Meclis Başkan’ı Sn. Sibel Siber’in Kıbrıs Tv. Sn. Emin Akkor’un programında, ülke gündemi ile ilgili sorularını yanıtlarken, BM’ler parametrelerinin dışına çıkmanın mümkün olup olmayacağı sorusuna verdiği ve benim de tamamına katıldığım yanıtı sizlere aktarmak isterim. Sn. Siber” Tüm süreçler, BM gözetiminde yaşanmaktadır. BM, tüm olup bitenlere şahit olup, objektif davranmamaktadır. BM, bir taraf ile devlet düzeyinde ilişki kurarken, Kıbrıs Türk tarafı ile toplum düzeyinde bile ilişki kurmaktan kaçınmaktadır. Son olarak Sn. Lute’un Kıbrıs’a yapacağı ziyaretle ilgili BM tarafından yapılan resmi açıklamada, Sn. Lute’un Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk Toplumu Lideri ile görüşeceği ifadesi yer aldı. Halbuki özellikle Kıbrıs müzakereleri söz konusu olduğunda “iki lider” tanımlaması yapılması gerekirdi. BM, İki toplumlu bir çözümden bahsederken, demokratik yolla seçilmiş bir parlamento’nun başkanı ile görüşmekten kaçınmıştır. Olası bir çözümü onaylayacak olan bu parlamento dur.Hal böyle iken Rum tarafı rahatsız olmasın diye en ufak bir temastan kaçınılması, BM’in objektifliğini tartışılır duruma getirmektedir.Bir devlet tanınsın veya tanınmasın demokrasi yoluyla seçtiği temsilcilerinin oluşturduğu parlamento’ya saygı duyulur” diye yanıtladı.
Attila’nın önemsediğim “ Rekabetçi ruhu olmayan Lider zayıftır ve en ufak sorun karşısında kolaylıkla pes eder.” Sözünü hatırlatıyor ve Sn. Akıncı, sizde Rum tarafı rahatsız olmasın diye mi bayrakları kaldırttınız? Diye soruyorum ve herkesin bilgisi olması,bilenlere de hatırlatmak amacıyla BM’in devlet olarak tanıdığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Anayasası’nın 4.Maddesini yazarak dikkatlerinize sunuyorum.
MADDE 4: 1- Cumhuriyet’in, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından birlikte seçilecek tarafsız şekil ve renkte bir bayrağı olacaktır. 2- Cumhuriyet makamları ve Cumhuriyet yasaları ile veya bunlara göre kurulan kamu tüzel veya kamu yararı için faaliyet gösteren kuruluşlar, Cumhuriyet bayrağını çekerler ve tatil günlerinde bu bayrak ile birlikte Yunan ve Türk bayraklarının her ikisini aynı zamanda çekmek hakkına sahiptir. 3- Toplum makamları ve kurumları tatil günlerinde, Cumhuriyet Bayrağı ile birlikte Yunan ve Türk bayraklarından birini aynı zamanda çekmek hakkına sahiptir. 4- Cumhuriyetin herhangi bir yurttaşı veya üyeleri, Cumhuriyet yurttaşı olan, kamu kurumlarından başka, tüzel kişiliği olan veya olmayan herhangi bir kurumun taşınmaz mallarına, Cumhuriyet, Yunan ve Türk bayraklarından herhangi birini hiçbir kısıtlama olmaksızın çekmek hakkına sahiptir.
Hani diyorlar ya! Kıbrıs Türk Toplumu (aslında Kıbrıs Türk halkı), yani Sn. Akıncı’nın Cumhurbaşkanı olduğu Türk tarafı , Kıbrıs Anayasası’nın kabul ettiği şanlı ay yıldızlı Türk bayrağını kullanırsa Kıbrıs Cumhuriyeti’ne aykırı hareket etmemiş olacaktır. Dolayısı ile tanınmamış bir devletin bayrağını da kullanmamış olacaktır.
Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunan bayraklarını kullanmaktan kaçınmadıklarını biliyoruz ve sayın Akıncı’ya soruyoruz. Rum tarafı böyle davranırken, sizin bu davranışınızın doğru olduğuna halâ inanıyor musunuz? Diplomasi de ince duruşların KKTC Devleti’ne fayda saylayacağını düşünmüyor musunuz? Bizler, sivil toplum örgütü temsilcileri olarak, yaptığımız ve katıldığımız uluslararası kültür etkinliklerinde, yabancı katılımcılara ve idarecilere KKTC bayrağını vererek (al ve ak) KKTC’nin tanınmasına ve kırmızı çizgilerin kalkmasına yardımcı olmak hassasiyeti gösterirken, sizler bu çabalarımızdan rahatsızlık mı duyuyorsunuz?
Hep birlikte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bayraklarını sonsuza dek gönderden indirmemek, devletimize ve bağımsızlığımıza sahip çıkmak, hepimizin asli görevi olmalıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.
Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.