BAYRAMLAR KÜSLERİ BARIŞTIRIR
Büyük maddi sıkıntı çekenler bu sözü çok kullanırlar. Fakat herşey yerinde kullanılınca kabul görür o anlamlı sözler.
“Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime”
Bu son sözlerle tamamlanan dizeler, bir şarkının sözleridir esasında. Ama biz de kullanıyoruz o sözleri bayram arifelerinde.
Bütün dinlerin içinde en temiz ve en gerçekçi din, Müslümanlıktır. Bu bağlamda bayramların birleştiriciliği, kardeşliğin pekiştirilmesi ve dostluğun sağlamlaştırılması...
Zaman zaman Türkiye gazetelerinde görüyoruz, kardeşin kardeşi vurduğunu. Özellikle atadan kalma malın paylaşımı için cinayetlerin meydana geldiğini.
Hani deriz ya, “Dünya malı dünyada” diye... Veya “Kefenin cebi yoktur giderken bu dünyadan edinilen malları ve paraları o cebe koysunlar.”
Gereçek olan budur esasında. Hangi dinden olursa olsun, mutlaka beş on bezle giderler öteki tarafa. Hatta o bez bile bu dünyada kalır.
Hristiyanlar bir ressamın çizdiği sözde İsa ve Meryemana resimlerini, ikon olarak kiliselere asmaları ve milyonlarca Hristiyanın o resmin önünde haç çıkarması ve o ikonu öpmesi var ya...
Bu nasıl birşey?
Milyonlarca dudağın öptüğü o resim, tam da hastalıkiçin bir davetiye objesidir. Asırlar sonra o ikonlar bir servet haline geldi. Zaten Müslümanlık Hristiyanlıktan sonra gelen bir dindir. Şamanizmle gelşen bu inanç objeleri şekil değiştirdi.
İsa Allah’ın oğluymuş... Bakalım kim becerdi Meryem Ana’yı samanlıkta ve namusunu korumak için “bu çocuk Allah’ın oğludur” diyerek o inanç akımlarına uyan halkı kandırdı. Ne ise, bu konu onlarla Allah arasında. Gerçek olan birşey vardır ki bütün dinler Allah’a çıkar.
Bize gelince...
Ramazanda oruç tutmak, hem sağlık yönünden, hem de iç huzur yönünden kişinin Allah’la hesaplaşmasıdır. Kadir gecesi Kuran’ın Allah tarafından yeryüzüne indirilen kitap olduğu söylenir. Bu bağlamda Müslümanların abdest almaları, gece teravihe gidişleri, Allah’a dua etmeleri ve bütün kötülüklerden arınmaları, gerçek anlamda insan sağlığı içindir.
Farkındaysanız çoğu imamlar çöp gibidirler. Üzerlerinde bir dirhem et yoktur. Çünkü beş vakit namazlarını kılarlar ve doğal sporlarını yaparlar. Bazen düşünüyorum...
Geçirmiş olduğum ağır bel fıtığı ameliyatı öncesi her gün namaz kılsaydım, herhalde belimden ötürü neşteri yemiyecek ve sağlıklı bir insan olarak hayatımı idame ettirecektim. Bizde beş vaktit namaz kılana başka gözle bakarlar. Bir yerde “yobazlıkla” damgalanırlar. Genç yaşta insan bunu düşünemiyor.
Bu durumu maalesef yıllar sonra farkına vardık.
Her ne ise...
Ramazan Bayramı geldi çattı. Dinimiz icabı bu bayramı karşılarız.
aşlıkta da ifade ettiğim gibi bayramlar, küslerin barışmasına vesile olur. Bizim dinimizin güzelliği de budur. Kırgın ve küslerin barışması ve birbirlerini kucaklamaları.
Yine de dini bayramlarımız eğitici ve öğüt vericidir. O bağlamda hiçbir bayramda küs insan kalmamalıdır.
İnsan hayatı öyle sanıldığı kadar uzun değildir. Bir ömrü tüketirsini ve arkanıza baktığınızda “bu yolu ne zaman kat ettim” diye kendinize sorular sorarsınız.
Herşeye rağmen bu bayramda birbirimizi kucaklayalım ve yüreklerimizi sevgiyle dolduralım diyorum.
Bütün okurlarıma nice bayramlar...