İnsanları usandıran, siyasi partilerden, politikadan bıktıran bir sürecin içinde yuvarlanıp gidiyoruz.
KKTC deki dörtlü koalisyonu neye benzetirim, bilir misiniz?
Bir çok konuda aralarında uzlaşı olmadığı halde meta zori bir evliliği yürüten çiftler gibi, aynı çatı altında müşterek yaşamı yürütmeye devam ediyorlar.
Bedeli ağırlaştıkça ağırlaşıyor ve bunun bedelini çocuklar ödüyor.
Ne kadar ört bas edilmeye çalışılırsa çalışılsın, istedikleri kadar muhabbet tellalları meydanlara salınsın, bu dörtlü koalisyon bırakın ana başlıkları, detaylarda bile anlaşamıyorlar.
Böylesine sakat bir ortaklığın sıkıntılı faturalarını ise görüldüğü üzere vatandaş ödüyor.
Başbakanın açıklamaları artık inandırıcı olmaktan çok uzaklarda.
Kıbrıs Türkleri için en hayati konu olan Kıbrıs ta uzlaşı arayışları başlığında dört koalisyon ortağı güya işin başında anlaşmışlar.
Güya her parti kendi siyasal dinamikleri içinde çözüme yanaşacaklar.
CTP başka telden çalacak, HP başka telden, DP nin havası başka, TDP ki ise hepsinden başka olacak!
Biri Kıbrıs Türkünün olmazsa olmazlarını savunacak, diğerleri kayıtsız, şartsız uzlaşı şarkısını mırıldanacak. Kimi Rum tarafının ağzıyla konuşacak ve “garantörlük çağdışı, bir AB ülkesinde garantörlüğün işi ne “ diye soracak.
İşin başındaki sakatlık burada!
Biri “Türkiye ile imzalanacak protokol hazır, neden imzalanmadığını gidin Erdoğan’a sorun, Büyük elçiye sorun” diyecek, diğeri “imzalanma kıvamında bir metin henüz ortada yok “diyecek.
Biri astronomik rakamlara fırlayan elektrik faturalarını aşağılara çekebilmek için kablo ile Türkiye den elektrik getirilmesini savunacak, diğeri olayı Türkiye ye teslimiyet hadisesi olarak görecek.
Türkiye, dünya ülkelerinde olduğu gibi “telefonda ve elektrikte artık özelleştirmeye geçmelisiniz” önerisini getirecek, siz sendikaların hegemonyasında akıntıya kürek çekmeye devam edeceksiniz!
Ülke yangın yerine dönmüş, pahalılıktan kıvranırken sırf o sandalyelerden kopmamak adına ve tüm uzlaşmazlıklar, farklı yaklaşımlar yokmuşçasına “yola devam” edilecek.
Bütün bunların bedelini vatandaş ödüyor kardeşim!
Uzlaşmazlıkların, yapılan hataların bedelini halka ödettirmek kimsenin haddine değil.
Ne var ki bizdeki devlet adamlığının getirildiği durum ortada. Allah iki kulak vermiş, biri sağda, biri solda.
Yapılan eleştirilere kulak tıkamak, vatandaştan gelen haykırışları yokmuş var saymak!
Hükümetin tek marifeti bunda!