Benim adayım Can Ataklı... Ciddiyim!

<p><strong>Can Ataklı</strong><span class="text27"> dostumuz diyor ki, <strong>“İstanbul ve Türkiye, ancak ben seçilirsem </strong>kurtulur.”</span></p> <p>

Abone Ol

Can Ataklı dostumuz diyor ki, “İstanbul ve Türkiye, ancak ben seçilirsem kurtulur.”

 

Nasıl kurtulacağını detaylandırmıyor.

Herhalde trafik sorununu çözerek işe başlayacak.

Bir konuşmasında, “trafik sorununa” vurgu yapmıştı çünkü.

En mühim meseledir bana kalırsa...

 

İşin ilginç tarafı şu: “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına” kendisini yakıştırıyor. Aday yapılacağına da inanıyor... Galiba seçileceğine de inanıyor. (Ben de inanıyorum.)

Bu yüzden, engel gördüğü kişilere kızıyor.

Mustafa Sarıgül isminin dolaştırılmasına çok bozuluyor mesela.

Sarıgül aday gösterilirse, CHP oylarının bölüneceğini (daha doğrusu kaçacağını) söylüyor. “Çünkü” diyor, “Sarıgül’ün adaylığı, Gezi’cileri ve öfkeli CHP’lileri Sırrı Süreyya Önder’e yöneltecektir. Böylece AK Parti adayı aradan sıyrılıp seçimi kazanacaktır.”

Daha da ilginç tarafı şu:

Sarıgül’ün bir “AK Parti projesi” olduğunu düşünüyor.

Bu yüksek politik öngörü karşısında ne yapılır?

Herhalde şapka çıkarılır.

Biz de şapka çıkarmıyoruz ve Sarıgül’e bozulmasına “dibine kadar” hak veriyoruz.

Belediye başkanı adayları nasıl belirlenir?

Partinin yetkili kurulları oturur, bir aday üzerinde mutabık kalır. Ya da anket, ön seçim filan yapar, ipi göğüsleyen kişiyi aday gösterir. Her partinin kendine göre bir usulü vardır. İsterse, yine yetkili kurulların kararıyla, gökten zembille aday indirir.

Konu CHP ve Sarıgül olduğuna göre, beklenen şudur:

CHP yetkili kurulları oturur, açık açık, “Adayımız Sarıgül’dür” der.

CHP bunu yapmıyor.

Esasında CHP hiçbir şey yapmıyor.

CHP’nin İstanbul’da kimi aday göstereceğine, başka bir parti (henüz partileşmemiş ve resmi sıfatı bulunmayan bir parti), yani Türkiye Değişim Hareketi karar veriyor.

TDH yetkilileri, birkaç hafta önce toplandı, “Sarıgül’ün CHP’den aday gösterilmesine” karar verdi. Bu kararı da oy çokluğuyla aldı üstelik.

Bu iş, MHP’nin, “AK Parti’nin adayı Kadir Topbaş’tır... Toplandık, buna karar verdik” demesine benziyor.

Sadece TDH mı?

Koç grubunun adayı da Sarıgül.

Doğan Medya Grubu’nun adayı da Sarıgül.

Kaç yıl sonra içindeki “çapulcu”yu çıkaran değerli işveren Cem Boyner’in adayı da Sarıgül.

DİSK’in adayı da Sarıgül...

Maocu Kemalistlerin adayı da Sarıgül.

CHP’nin adayı kim?

Belli değil...

Benim adayım, değerli meslektaşım Can Ataklı. Hiç şaşmaz... Trafik sorununu çözsün yeter. Bir de, mümkünse, Hilton Oteli’ni yıktırıp, Gezi Parkı’na katsın.

Hülasa, değerli meslektaşım isyanında haklı ama Sırrı Süreyya Önder konusundaki öngörüsünde haksız... Yani öngörüsünün bir karşılığı yok.

Sırrı’nın adaylığı, evet, Sarıgül’ü etkiler. Can Ataklı’yı da etkiler...

Daha doğrusu, Sarıgül’e (ya da Can Ataklı’ya) akması muhtemel oyların yönünü değiştirir.

Bunun da Sarıgül’e (ya da Can Ataklı’ya) seçim kazandıracak yahut kaybettirecek miktarda bir oya tekabül edeceğini düşünmüyorum...

Türkiye’de “Geziciler” adı verilen bir seçmen kitlesi var mıdır bilmiyorum ama, Sırrı alsa alsa, BDP’li solculardan ve Cihangir sakinlerinden oy alır.

Mustafa Mutlu ve Soner Yalçın gibilerin de (CHP’ye öfkelenmeleri durumunda) Sırrı’ya meyledebileceklerini düşünüyorum.

Bu da “Gezi kahramanı” Sırrı’yı dördüncü ya da beşinci yapar.