“Artık milli şuur şahlanmış sefil ve şahsi menfaatleri için çırpınanların suratlarına her gün bir şamar gibi inmekten geri kalmayacak. Bu yumrukların ergeç birlik ve beraberliği bozmaya ant içenleri tam bir hezimete uğratacağına ‘bu sınıf’ katiyetle inanmalıdır” 1958
Dr. Fazıl KÜÇÜK Savaşların sona ermesi veya erdirilmesinin sonrasında yalnızca enkaz yığını kalmıyor. Öldürülenlerin mezarları ile gözleri yaşlı insanların yanı sıra dul kalmış kadınlar, yetim ve öksüz kalmış çocukların kaldığı da biliniyor. Bunların bilinmesine karşın bazı ülkelerin önde gidenleri savaş kışkırtıcılığı yapmaktan geri durmuyorlar.
Bölgemizde Neden Yahu’nun asker kılığındaki çetecilerinin yaptıkları kırıma karşın dünya halklarının yaşananları adeta filim izliyor gibi görmeleri insanlığın içine düşürüldüğü yürekler acısı durumun da bir göstergesi oluyor. Bunlar yaşanırken gün geçmiyor ki Amerikalı önde gidenin bölge turu yaptıklarına tanıklık ediyoruz. Son olarak bölgeye gelen Amerikalı Antony Blinken Filistin topraklarındaki yıkıntıların kaldırılarak bölgede imar çalışmalarının en kısa sürede başlatılması konusunda uyarıda bulunuyor.
Bu uygulama ile bölge ülkelerinin imar çalışmalarından pay alabilme yarışına katılmalarının yanı sıra bölgede savaş zenginlerinin artmasının nedeni de olacaktır. Bu gelişmeleri önlemenin yolunu ve ilkesini Yüce Atatürk yıllar öncesinde Yurtta Barış Dünyada Barış diyerek duyuruyordu.
Neden Yahu’nun silahlı çetelerinin yaptıklarının yanlarına kâr olarak kalmaması için Nelson Mandela’nın ülkesi Güney Afrika’nın başvurusu üzerine Uluslararası Adalet Divanı’nda görüşülmeye başlandı. Kısa sürede sonuç alınmasının beklenmediği bilinmesine karşın yapılan başvurunun sonuçlanmasının bir süre alacağı biliniyor. Burada önemli olan İsrail’in bundan böyle bölgede eline sopa alamadan dolaşamayacağının göstergesi olacaktır.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin sunduğu karar tasarısının 84 sayfadan oluştuğu belirtiliyor. Başvuruda Neden Yahu Yönetiminin BM nezdinde taraf olduğu Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesini ihlal ettiği belirtiliyor. Başvuruda Yüksek sivil kayıpları İsrail ordusunun Yüksek sivil kayıpları, zorla yerinden etme, gıdadan mahrum bırakma gibi faaliyetlerin soykırımı oluşturan eylemler gerçekleştirmekle ve İsrail yönetimi de soykırımı teşvik etmekle suçlanıyor. Buradaki ilginçlik İsrail’in avukatlığının İngiliz Hukukçu Malcolm Shaw olduğunun açıklanmış olmasıdır. İlk duruşmada acil önlem olarak çatışmaların durdurulması öngörülebilir. Burada önemli olan İsrail’in yaptıklarının yanına kâr kalmış olmasıdır. Yapılacak yargılamadan beklenen ve istenen sonucun alınması değil İsrail’in yargılanmasıdır.
BM Genel Yazmanı bir süredir Kıbrıs’ta kendi adına görev yapacak olan bir temsilcisinin atanması konusunda gerekli ortamın uygun olmadığının türküsünü çığırıyordu. Adada görevli BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması öncesinde hem de konu ile ilgilendiğini kanıtlamak üzere Maria Angela Holguin Cuellar’ın atamasını yapıyordu. Giderayak böyle bir atamanın yapılmış olması bir kişinin daha Kıbrıs uyuşmazlığının çözülmeme nedenlerini öğreneceği açısından ilginçlikler içermektedir.
Bölgemizde ve çevremizde yaşananlara karşın kendi iç çelişkilerimizden arınarak çalışmalarımıza el ele vererek ivme kazandırmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…