Yıllar önce hatırı sayılır zaman uzunluğunda Okul Aile Birliği Başkanlığı yaptığım Lefkoşa Türk Lisesinde yaşanan skandal beni derinden yaraladı.
Dünyada en kutsal meslekler arasında sayılan öğretmen olgusuna bu nasıl yapılır, anlamakta zorlanıyorum.
Hele Lefkoşa Türk Lisesi’nin Kıbrıs Türkü’nün tarihine mal olmuş yapısına, eğitim dünyamızdaki yerine vurulan leke affedilecek gibi değil!
Buna kimselerin hakkı yok!
Karşımızda oluşan iğrençliği getiren, ahlaksızlığı bu boyutlara kadar çeken, eğitime ve eğitimciye duyulan güveni etkileyen sebepler nelerdir, hiç düşündük mü?
Size emanet edilen rüştünü ispatlamamış çok genç yaşlardaki bir insana tecavüz ve teşhir, hatta teşvik, Allahım, ne günlere kaldık!
Gelin görün ki eğitimimizdeki yozlaşma, ne bu gün ne de dün başlamadı.
İnancım o ki eğitimin siyasallaşması ile birlikte sendikalara olan teslimiyet bu günlere taşınmamızı sağladı.
Bu yozlaşmayı tüm öğretmen camiasına mal etmiyorum, bazılarını tenzih ediyorum ama eğitimde köklü ve radikal olarak sil baştan’lar yapılmadığı takdirde göreceksiniz bu yozlaşma, bu gün yaşanan iğrenç ortamlarla durmayacak, daha da ilerilere taşınacak.
Yaptığı mesleği sevmeyen, bulunduğu yeri, aldığı sorumluluğu hazmedemeyen, sırf belli maaşların hesabı içindeki zihniyetlerle hareket eden kimselerden öğretmen seçimlerine gidilmeye devam edildiği ve bu ülkedeki eğitim sistemi köklü olarak değiştirilmeye gidilmediği takdirde beterin, beterleri ile karşılaşmaya devam edilecektir.
Yıllar öncesindeki öğretmen kavramı ile bu günkünün mukayesesini yapmak “abesle iştigaldir” diye düşünüyorum.
Girdiği yerde ayağına kalkılan öğretmen yapısı kaldı mı?
Eğitim sistemimizde öncelikli olarak olması gereken şey disiplindir.
Ne yazık ki bu günün okullarında disiplin okulun yöneticisinin tutumuna bağlı olarak değişkenlik ve de keyfilik arz etmektedir.
Kimi okullarda gerçek anlamda disiplin uygulanırken bazı okullarımızda disiplin maalesef yerlerde sürünmektedir.
Eğitim yasalarımızdaki, yönetmeliklerdeki, tüzüklerdeki, ilgili sendikaların kontrolündeki yaptırımlar maalesef “çağdaşlık” safsatalarına teslim olmuş vaziyettedir!
Öğretmen zaman, zaman maaş ve özlük hakları adı altında sokaklara inmektedir, grevlere gitmektedir.
Hatta etkili olması düşünülerek öğrencinin sınav zamanlarına denk düşürülen bu eylemler eğitimin başı boş konumlara getirilmesindeki en büyük etkenlerdendir.
Öğrenci sokaklarda tabir yerinde ise “”kavboyculuk” gösterilerinde bulunan öğretmenine nasıl saygı gösterecektir.
Kendi siyasal görüşünü öğrencisine benimsetme pazarlığındaki kişiyi öğretmen olarak benimsemek güçleşmeyecek midir?
Eğitimi ticarete dönüşmek, öğrencisini okul dışında para olarak görmek, o kutsal bağı zedeleyecek değil midir?
Bu gün Lefkoşa Türk Lisesinde olanların en büyük nedeni ilgili sendikaların öğretmeni şımartacak boyutlarda vermiş olduğu güçtür.
Öğrencisine tecavüz eden ahlaksız ortamları teklif eden üyeleri için ilgili sendika ne gibi yaptırımlara yönelmiştir?
Yaşananları tüzüklere bağlayarak, sadece yasal yollara ışıklar yakarak olayları geçiştiremezsiniz!
Sendikalar hak savunuculuğu yaptıkları kadar üyelerinin davranışlarından ve de mesleğe verdikleri büyük zararlardan da sorumludur! Çok üzücüdür ki bu gün öğretmenlik kavramı olması gereken yerde değildir.
Başta hükümet ve ilgili sendikalar olmak üzere bunu bir değil bin kere düşünmelidir!