BİR SÜİKASTİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Hamas’ı bitirmek için binlerce Filistinli’nin ölümüne neden olan İsrail güçleri, son süikast olayı ile büyük yeminleri ve büyük kinleri getirdi.
Hamas’ın yapmış olduğu son açıklama şöyledir.
“Haniye, siyonist bir saldırı sonunda Tahran’da öldürüldü. Hamas Liderinin süikastı korkakça bir eylemdir. Bu eylem cezasız kalmayacak.”
İsrail demek, Amerika demek. Haniye’yi İsrailliler öldürdü ama en büyük destekçisi Amerika da bir yerde bu süikasta taraf oldu demektir.
Ortadoğu karıştıkça, savaş rüzgarları esmeye başlar. Şu anda esen rüzgr onu gösteriyor.
Bu karmaşa ortamı, Ortadoğu-Arap dünyası-İsrail ve Amerika üçleminde kendini gösteriyor.
Hamas “Bu eylem cezasız kalmayacak” demişse, bence mutlaka cezasız kalmayacak.
Hani “Deve inadı” dediğimiz gerçek, Arap dünyası için de geçerlidir. Araplar yemin ettiler mi, mutlaka yenimlerine sadık kalırlar. Önce İsrail’in yerle bir ettiği Filistin topraklarını sıfırlaması, sonra da İran’a bulaşması, bölgede genişletilmiş bir savaşın habercisidir.
Bu hizipleşmeler ve kinler bana New York’ta yıllar önce 11 Eylülde ikiz kulelere düzenlenen o korkunç eylemi hatırlattı. Yani Arap bir kere yemin etmişse ve intikam duyguları ile dolup taşmışsa, ileriki zamanlarda mutlaka birşeyler yapacaklar ve bütün dünyanın gözlerine sokacaktır diye düşünüyorum.
Ortadoğu karışırken, Kıbırıs’ın İngiliz üsleri de boş kalmayacak herhalde. Amerika kara derse, İngiltere de kara der. Beyaz derse de beyaz der. O bakımdan İngiliz üslerinin İsrail’den yana bir tavır içinde üslerin kullanılmasına yataklık etmek, Kıbrıs’ın da geleceğini tehlikeye sokar. Bir diğer deyişle Güney Kıbrıs ve üsler olası bir savaşa ortak olurlar.
New York’taki İkiz Kuleler operasyonu asla kabul edilecek birşey değildi. İnsan olan herkes bu olayı kınadı. Ben de kınamıştım. Lakin ABD’in Ortadoğu’da elinin her ülke olaylarının içinde olması, aklımıza ikiz kuleler operasyonunu getirir.
Hamas lideri intikam hırsıyla dolmuştur herhalde. Hamas eski lideri Haniye’nin öldürülmesi, sanırım İsrail’in yanına kalmayacak.
Belki de Hamas önde gelenleri şöyle düşünmüş veya düşünmektedir:
“ABD’yi ve bütün dünyayı ayağa kaldıracak öyle birşey yapmalıyız ki, deprem olsun.”
İkiz kulelere uçakların ölüm dalışı yapması dünyayı ayağa kaldırmadı mı? Hatta ikiz kulelere ypılan korkunç saldırının ardından ABD son derece korkunç intikam duygularıyle bölgede savaş rüzgarları estirmişti.
O olayın olduğu gün ve saatleri nefesimizi tutarak izlemiştik. İnsanlar sözde kurtuluş için kendini o yüksek binalardan boşluğa bırakarak birer çöp gibi savrularak ölmüşlerdi. Normal hayatta ikinci ve üçüncü katlardan düşenler bile öldükten sonra, İkiz Kulelerin yüksekliğini tahayyül ediniz. İnsanlar birer çöp gibiydi kendilerini boşluğa bırakırlarken.
Amerika ve çok gelişmiş ülkeler çok katlı binaları yaparlarken, çelik konstrüktür kullanırlar. İkiz kulelere yapılan intihar uçuşları o kadar korkunç bir ısı oluşturmuştu ki, koca bina o ısıdan erimişti. Dolayısı ile New York’un sembolü haline gelen ikiz kuleler de ortadan yok olmuştur.
Onun için değilmi ki Türkiye bütün dünya terörü ile mücadele ediyor. Terörün kökünü kazımak kolay mı? Değil elbette. Terörle savaş işi, bütün dünyanın birlikte sürdüreceği bir başka savaştır. Kaldı ki Türkiye bir taraftan terörle mücadele ederken, öte taraftan ABD ve bazı ülkeler terör odaklarına silah temin ediyorlar. Yani İngiliz taktiği. Güçleri çatıştırma ve güçlenme...