Bir “Üstat”; hile ile yönlendirme yapar mı?

Abone Ol

Üniversite hocası, basın-yayın öğrencilerinin karşına geçse ve dese ki:

Gençler, bugünkü dersimiz “manipülasyon”… Sizler için sosyal medyada harika bir örnek buldum.

Medyadan bir “üstad” iki satırda bir “kitaplık” bir manipülasyon örneği sundu bize…

Cümleyi aynen tahtaya yazıyorum…

“Akıncı ile Anastasiadis 8 Haziran'da kapıların açılmasını kararlaştırdı. Hayrola; Başkanlık sistemine mi geçtik?”

Biliyorsunuz; sosyal medyada “avaracı”lar var…

Her boş vakitlerinde, klavyenin başına geçerek ortaya “karışık” birşeyler sunuyorlar…

Dilediklerini kötüleyip, dilediklerine yağ çekiyorlar, dilediklerine sövüp sayıyorlar…

Bu “örnek” onların sayfalarından alınmış değil…

Bizim üzerinde duracağımız örnek, hayatını “gazetecilik” yaparak geçirmiş bir “kıdemli”nin yazdıkları olduğu için medya öğrencilerine “ibretlik” niteliğini taşıyor…

Bir “gazeteci”nin yazdıklarına, göstermesi gereken “özen” bakımından sizlere gelecekte “yol gösterici” olacaktır…

Başlayalım:

Ne diyor abiniz? “Akıncı ile Anastasiadis 8 Haziran'da kapıların açılmasını kararlaştırdı.”

İyi bir “gazeteci” olmak istiyorsanız; buradaki “kararlaştırdı” eylemine hemen “takmanız” gerekiyor…

Gerçekte böyle bir şey var mı?

Yoksa bu “üstad”ımız, manipülasyon mu yapıyor?

Yani; en basit anlamı ile “hileli yönlendirme” mi yapıyor?

Önce, Akıncı’nın görüşme sonrası yaptığı açıklamaları satır satır okumalısınız…

Açıklamaların herhangi bir yerinde “kararlaştırdık” diye bir ifade yer alıyor mu?

Hayır…

Bir daha ve daha dikkatli okuyacaksınız…

Gene Hayır…

Demek ki Akıncı’nın ağzından böyle bir şey çıkmamış…

Anastasiasdes’ile görüşen kişi böyle bir şey demediğine göre, “kararlaştırdılar” ne oluyor? Yalan ve uydurma oluyor…

Peki Sayın Akıncı aslında ne demiş?

“Barikatların sağlıkla ilgili tedbirler almak koşuluyla aşama aşama açılması konusunda fikir birliği var” demiş…

Ağzından çıkan bu…

Ama bir gazeteci için bu da yetmez…

Ya Akıncı, yalan söylemişse ve bizim “üstat” içerili olduğundan doğrusunu öğrenmişse?

Hemen Rum tarafındaki açıklamaları bulmanız gerekecek…

“Kıbrıs Haber Ajansı”nın bülteni var… Didik didik edeceksiniz…

Yok… Böyle bir ifade yok…

Ama gene yetmez… Bir de “Cyprus Mail”e bakacaksınız… Orada da mı yok?

Allah Allah? Nereden çıkardı bu “duayen” bunu?

Tabii ayrıca bir de Özersay’ın söylediklerine bakacaksınız…

“Güney Kıbrıs 5 kategorideki kişiler için 8 Haziran’da kapılar açılsın şeklinde bir öneride bulundu” demiş…

Kısacası, sevgili gençler bu ifade “külliyen” yalanmış… “Üstat”; gerçekleri manipüle etmiş…

İyi araştıran, okuyan bir “gazeteci” bu haberde; Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bırakınız böyle bir şey söylemediğini, tam tersine hemen konuyu “Hükümet” ve muhaleftle de görüştüğünü ve “adım adım açılma konusunda tereddüt olmadığını” açıkladığını da görecektir.

Üstelik aynı Cumhurbaşkanı “Geçişlerde yeni bir düzen gerekecek. Bunu söyleyecek olan da sağlıkçılardır” diyerek kendi yaklaşımını “rafine” biçimde ortaya koyduğu halde bu “üstat” tüm bunları yok sayması “haberciliğe” büyük bir hakarettir…

Aman gençler, siyasal düşünceniz ne olursa olsun; Cumhurbaşkanı’nı ya da herhangi bir siyasiyi ve partiyi sevseniz de sevmeseniz de birilerine hoş görünmek adına böyle “hileli” yollara başvurmayın…

Ne acıdır ki bu iki satır içinde yalnızca “manipülasyon” da yok… Bir de “provokasyon” var…

Bu “üstat” bu hileli yönlendirme ile de yetinmiyor… Hayret ifadesi ile “Başkanlık sistemine mi geçtik?” diye de “tetikçilik” yapıyor…

Demek istiyor ki; Cumhurbaşkanı bu konuda Anastasiades ile “karar” alamaz… Yani, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sorguluyor ve açıkçası “provokasyon” yapıyor… Yani bazı çevreleri tahrik ediyor, öfkelendiriyor, Cumhurbaşkanı’na saldırmalarını teşvik ediyor…

Bunun da “kanıtı” şu: Bu “üstat”ın yazdığı bu “yalan”ın altına, bazı “dinozor”lar üstatın yarattığı öfkeye yenik düşerek ve yazdıklarını “doğru” kabul ederek, Cumhurbaşkanı’na ağza alınmayacak, terbiyesizce saldırılarda bulunuyorlar…

Yani; yalandan iki satır; “kuyruklu yalan”a ve öfke kabarmasına, hatta güdümlemeye kadar varan sonuçlar doğuruyor…

Tabii; bu kocaman “yalan” içinde bir “gazeteci”ye hiç yakışmayan başka “bilgi kirletme”ler de var…

Örneğin; bu kocaman “üstat” Cumhurbaşkanı’nın “kapı açılması” konusunda geçmişte Anastasiades ile “anlaşmalar” yaptığını, uluslararası anlaşma imzaladığını da “unutmuş” ya da “bilmezmiş” gibi yaparak Cumhurbaşkanı’nın “toplum lideri” olarak “yetkilerini” tartışma konusu yapmaya da yelteniyor…

Tabii beş on kişi de bu “yalan”ı yutuyor ve bu yalan haber üzerinden “tahriklere” yenik düşerek öfkeli saldırılarda bulunuyor…

Bu olay geçmişte olsa, provoke edilen “halk” sokaklara dökülecek ve Cumhurbaşkanı’nın kapısına dayanarak “intikam” çığlıkları atacak… Tarihimizde; medya kışkırtmaları sonucu “galeyan”a gelen cahil kalabalıkların “yıkım”ları konusunda birçok örnekler vardır.

Bereket versin ki “toplum” bu gibi provokasyonlara “prim” vermiyor…

Hocanın medya öğrencilerine son sözleri şöyle:

Sevgili gençler; sakın ha… İçinizde intikamcı “düşmanlık” ya da “fobia” bile olsa, bunu kontrol edin. Haberi mutlaka doğru yazın. Yalan üstüne yorum yapmayın… “Doğru haber, özgür yorum” ilkesinden ayrılmayın…