Bilmem farkettiniz mi? Geçenlerde Rum aşırı kanatların Kıbrıslı Türklere saldırısından sonra, Rum Yönetimi liderleri vs., olayı kınamışlar ve Kıbrıslı Türkleri memnun etmek için o kadar gayret göstermişler ki inanamadım... Meselenin aslı şu: Müzakereler “federasyona” doğru (yani Rumların istediği çözüme doğru) o kadar güzel gidiyor ki bu sürece kimsenin veya aşırı güçlerin zarar vermesini istemeyen Rumlar, İngilizlerin sözü gibi “bending over backwards” (Yani bizi memnun etmek için arkaya doğru eğilmekten bile kaçınmadılar.) Geçmişte bu tür olaylara hiç bir Rum lideri veya yönetimi bu kadar ilgi gösterip “Aman, sakın Kıbrıslı Türk kardeşlerimize zarar vermeye kalkışmayın” düşüncesiyle hareket etmemişlerdir. Bu kesin... Şikayet etmiyoruz. Tutuklamalar yapılsın, cezalar verilsin (ki bu işlere girişenlerin serbest bırakıldıklarını duyduk). Ancak, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini aldatmaya hiç niyeti yok... Rumlar bizi, ancak istedikleri çözüm gerçekleşene kadar severler.
İNGİLİZLERİN POLİTİKASI
-------------------------------------,
Bize gelen özel bilgilere göre, İngilizler “Kıbrıs Sorunu” konusunda bölünmüşler. İngilterenin “Kıbrıs Sorunu”na ilişkin özel bir ilgi ve politikası yok. Bu çoktan belli. İngilizlerin genel olarak “kalıcı bir çözümü destekliyoruz” gibi açıklamalarla işi geçiştirdiklerini çok iyi biliyoruz. Diğer Avrupa devletleri de aynısını yapıyor. Resmi İngiliz politikası bu... Ancak, Kıbrıs adasının eskiden bir İngiliz Kolonisi olmasından dolayı, İngilizlerin “Kıbrıs Sorunu”na daha fazla ilgi göstermelerini beklemek gayet doğal. Ne de olsa, İngilizlerin iki toplum ile de özel ilişkileri vardır ve bu ilişki devam etmektedir. Yıllardır, İngiliz politikacıları ve medyasının bir bölümü “federasyon”u desteklerken, bir bölümü de KKTCnin egemenliğinin, bağımsızlığının tanınmasının sorunun çözümlenmesine “yardımcı” olacağını iddia etmektedir. Yani, İngilterede “Kıbrıs Sorunu” ile ilgilenenler tam anlamıyla bölünmüş. İngilizlerin “Kıbrıs Sorunu” ile garantör devlet olarak yakından ilgilenmesini beklemek hata olur. Onlar “ne suya, ne de sabuna” politikasını sürdürmüşler.
Ancak, İngilterede Rumlar propagandada daha etkin oldukları için, ibre biraz daha fazla onların lehine doğru eğilmiş. Biz, KKTC olarak İngilterede etkin bir propaganda gerçekleştiremediğimiz için hep yerinde sayıyoruz. Müzakereler başarısızlıkla sonuçlandığı takdirde ve bittiğinde, o zaman İngilterede KKTCnin artık tanınması gerektiğine inananların bir anda daha güçlü duruma geleceği kesin. Uluslararası politika böyle bir şey... Avantaj yakaladığınız anda harekete geçmelisiniz. Zaten müzakereler bittiğinde KKTCnin tanınması hemen gündeme gelecektir. Bunu Rumlar da kabul ediyor. Onların korktuğu da bu. Müzakereler biterse İngilterede KKTCnin tanınmasını destekleyenler ses vermeye başlayacaklardır. En azından bize ulaşan bilgiler bunun böyle olacağı konusunda bayağı iyimser. Bakalım göreceğiz...